1. Merhaba Füsun Hanım, KAÇUV’un (Kanserli Çocuklara Umut Vakfı) kuruluş amacından, kurumunuzun içinde neler yer aldığından biraz bahseder misiniz?


Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’nın temel ve öncelikli amaçları; maddi sorunları nedeniyle tedavileri aksama riski taşıyan çocukların tedavilerinin sürekliliğini, kanserle mücadelede hem çocukların hem ebeveynlerin önemli bir ihtiyacı olan psikolojik desteği ve çocuk psikolojisine uygun tedavi ortamının yaratılmasını sağlamaktır.  Tüm çalışmalarımızın özünde bu amaçlarımız yer almaktadır.


Bu anlamda, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Kliniği Hematoloji-Onkoloji Servisi’nin tadilat, tefriş ve yenileme çalışmalarını yaparak 0-17 yaş grubu çocukların tedavi süreçleri için uygun bir servis ortamı yaratılmasına destek olduk.


Bireylerin ve kurumların yaptığı bağışlarla, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Hastanesi, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Dr. Behçet Uz Hastanesi Hematoloji ve Onkoloji servislerinde ve Aile Evimizde kurduğumuz oyun odaları ile de çocukların tedavi süresince hastalıktan kaynaklanan stresten uzaklaşarak, ruhsal ve düşünsel gelişimlerine destek oluyoruz. KAÇUV olarak hastanelerde tedavi gören çocukların eğitim süreçlerine devam edebilmelerini önemsiyoruz. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün desteğiyle hastanelerin Pediatrik Hematoloji ve Onkoloji Servislerinde eğitim sınıflarının kurulması ve öğretmenlerin yönlendirilmesi için çalışıyoruz.


İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Pediatrik Hematoloji ve Onkoloji Servisi’ne ilköğretimsınıf ve branş öğretmenlerinin, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne ise sınıf öğretmeni ve okul öncesi öğretmen atamasını sağladık. Böylece tedavi gören çocukların eğitimlerinin sürekliliğini sağlıyoruz.


2012 Mart ayında düzenlenen kampanyalar ve İstanbul Valiliği’nin destekleri ile ilk Aile Evimizi inşa ettik. Aile Evi, maddi durumu yetersiz olan ancak çocuklarının kanser tedavileri için şehir dışından gelmek zorunda kalan ailelere çocuklarıyla birlikte hiç bir ücret ödemeksizin konaklama, mutfak ve banyo hizmeti sağlıyor. Avrupa yakasında yer alan Aile Evimizin gördüğü yoğun ilgi ve talep nedeniyle ikincisini de Anadolu Yakası’nda Pendik’te inşa ediyoruz. 2. Aile Evimizin inşaatının yılsonuna kadar bitmesini planlıyoruz.


Ayrıca Aile Evi’nde kalan ekonomik sıkıntı çeken ailelere hem ek gelir hem de istihdam sağlamak üzere Umut Kafe projemizi hayata geçirdik. Ford Otosan’ın desteğiyle bir transport aracı mobil bir kafeye dönüştürdük. İstanbul’un çeşitli yerlerinde konuşlanan gezici kafemizde çay, kahve ve atıştırmalık gibi ürünler satılıyor ve bu ürünler bizzat çocuklarının tedavileri için İstanbul’a gelmek zorunda kalan annelerin hünerli elleriyle hazırlanıyor. Böylece hem üretiyorlar, çalışıyorlar hem de ek gelir kazanıyorlar.





  1. KAÇUV’un kuruluşu ilk nasıl ortaya çıktı?


Kanserli Çocuklara Umut Vakfı, 2000 yılında İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Servisi hekimlerinin ve çocukları tedavi görmekte olan ailelerin bir araya gelmeleriyle kuruldu. Vakfın kuruluşunun en büyük amacı, “Nerede yaşam varsa, orada umut vardır” inancı ile tedavisi süren çocuklarımızın iyileşmelerini sağlamak ve sağlıklı, yetişkin bireyler olarak topluma kazandırmak…




  1. Kanserli çocukların aileleri mi size ulaşıyor yoksa siz mi ulaşmaya çalışıyorsunuz?


İstanbul’daki tüm kamu ve üniversite hastanelerindeki servisler ile iletişim halindeyiz. Dolayısıyla burada tanısı konmuş ve yeni tedaviye başlamış bir çocuk olduğu zaman ailenin ihtiyacına göre aileyi bize yönlendiriyorlar.Sonrasında ise aileler Aile Evi’nde konaklamaya başlayarak, tüm hizmetlerimizden yararlanabiliyorlar.


4) Çocuklarda en çok hangi kanser türlerine rastlanıyor


Türkiye’de yılda 3.500 çocuğa yani yaklaşık her 3 saatte, 1 çocuğa kanser teşhisi konulmakta ve bu rakam nükslerle birlikte 5.000’e ulaşmaktadır. Dünyada yılda 160.000 çocuk, Türkiye’de ise 3.000 kadar çocuk kanser tedavisi görüyor. Kanser, çocuklarda yetişkinlere oranla çok daha nadir olmakla birlikte yine de enfeksiyonlar, kalp hastalıkları ve kazalardan sonra 4. en sık ölüm sebebidir. Dünyada da, Türkiye’de de çocuklarda en çok görülen kanser lösemi. Çocukluk çağı kanserleri en sık ilk 5 yaşta ve 10-15 yaş döneminde ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de ve dünyada çocukluk çağında görülen kanserlerin % 30’unu lösemi oluşturur. Geri kalan % 70 içinde, ülkemizde ikinci sırada bezi kanserleri (Hodgkin ve Hodgkin-dışı lenfoma) yer almaktadır. Bunları sırasıyla sinir sistemi tümörleri, nöroblastoma, Wilms tümörü ve yumuşak doku sarkomaları (rabdomiyosarkoma) izlemektedir. Kemik, deri, göz ve karaciğer tümörleri ise çocuklarda daha nadirdir. Çocukluk çağı lösemilerinin 1960’lı yıllarda % 5’i iyileştirilebilirken, günümüzde % 75-80’i şifa bulmaktadır. Bu veri tek başına bile bize önemli bir şeyi işaret ediyor. O da şu: kanser konusunda bilinç ve doktora ulaşım kolaylaştıkça tedavi başarısı da yıllar içinde yükseliyor. Özellikle erken tanı gerçekten hayat kurtarıyor. Çocukluk çağı kanserlerin çoğu ilk 5 yaşta görülür ve hızlı gelişir. Ancak kanser tanı ve tedavisinde kaydedilen önemli gelişmeler ile günümüzde erken tanı alan çocukluk çağı kanserlerinde iyileşme ve sağ kalım oranlı anlamlı oranda yüksektir.  Ebeveynlerin çocuklarda gördükleri anormal gelişme ve belirtileri fark etmeleri ve hemen konusunda uzman bir doktordan yardım almaları, erken teşhisin ilk ve en önemli adımı.  Ancak bu tür hastaların erken tanı alabilmeleri, bu konuda eğitimin yaygınlaştırılması ile mümkün. Bu nedenle, bu hastalıklara ilişkin bulgu ve belirtilerin kişiler tarafından bilinmesi, hızla tanıya gidilmesi ve bu hastaların tam teşekküllü Onkoloji merkezlerinde, bu konuda eğitim almış uzmanlar tarafından tedavilerinin yapılması, hastalıkla mücadelede başarıya ulaşılabilme açısından oldukça önem arz etmektedir.



5) Aile evinin tanımını biraz açar mısınız? Çocuklarla birlikte ailelere de kucak açıyor musunuz?


“Aile Evi projesi” ile gıda, giyecek gibi yardımların yanında hem çocuklar hem de ebeveynleri için psiko-sosyal destek hizmeti vererek, çocuklara eğitim hizmeti sunarak, bu zorlu süreçte ailelerin yanında olmaya çalışıyoruz. Kanser tedavisi gören çocuk sayısının her yıl artması ve buna bağlı olarak tedavi için İstanbul’a gelen aile sayısının da artması sebebiyle Cerrahpaşa’da 2012 yılında ilkini açtığımız Aile Evi’nin ikincisini de hayata geçiriyoruz. Aile Evlerinin en büyük özelliği çocukları tedavi gören ve bu zorlu ve uzun tedavi sürecine onların yanından ayrılamayan ailelere de kucak açması. Çoğu ailenin İstanbul’da kalacak kadar maddi durumu yok ya da bu süreci maddi güçlüklerle geçirmek durumunda kalıyorlar. Aile Evlerimiz hepsine İstanbul’da kalabilecekleri, ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir yuva görevi görüyor. Avrupa yakasındaki 1. Aile Evi'nin başarısından sonra Anadolu yakasındaki talepleri de karşılamak doğrultusunda Pendik’te vakıf kaynakları ve Kuveyt Türk Katılım Bankası’nın destekleri ile aldığımız arsaya inşa edilen 2. Aile Evi bittiğinde 6 katlı, 22 odalı bir kompleks olacak. Her katta 4 aile odası ve en üst katta da büyük bir oyun odasının yer alacağı 2. Aile Evi’nde, anneler için atölye alanı, sınıf, bilişim odası ve psikolog odası da olacak ve 22 aile rahatlıkla konaklayabilecek.Aile Evlerimizin aylık masraflarının tamamını bireysel ve kurumsal bağışlar ile karşılıyoruz. Bazı bağışçılarımız faturalarımızı üstleniyor, bazı firmalar ise gıda desteğini üstleniyor. Ancak özellikle 2. Aile Evimizin inşa süresi boyunca inşaat malzemesinden işgücüne, maddi manevi her türlü desteğe kollarımız açık.  2. Aile Evine destek olarak çocuklara umut olmak isteyenler; Kanserli Çocuklara Umut Vakfı-Denizbank Zincirli Kuyu Şubesi’nin 439719 hesap no’suna bağış yapabilir.


(IBAN: TR08 0013 4000 0004 3971 9000 04)


Aile Evi’nde 2017 Aralık sonu itibari ile tam 652 kişi 10.041 gece konakladı. Bu sayının 171’ini çocuklar oluşturmakta. Hastane yatışları aldıkları dönemde babalar konaklarken idame tedavi döneminde anne-baba ve çocuk birlikte konaklamakta. Yeni açılacak 2.Aile Evi ile çok daha fazla çocuğumuza ve ailesine hizmet vermeyi hedefliyoruz.


6) KAÇUV bünyesi altında doktor veya anlaşmalı bir hastane hizmetiniz var mı?


Vakıf medikal destek sunmuyor. Ancak 4 uzman psikoloğumuz Aile Evi’nde ve hastane servislerinde aileler ve çocuklarla paylaşım toplantıları gerçekleştiriyorlar.


7) Kanser büyük küçük herkesin hayatını değiştiren büyük bir hastalık. Küçük çocukların eğitim sistemi, oyun oynama ihtiyacı gibi gereksinimlerini karşılayabiliyor musunuz? Bu program nasıl ilerliyor?


Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’nın başlıca amaçları, kanserle mücadelede önemli bir gereksinim olan uygun tedavi ortamının yaratılması ve sürdürebilirliğinin sağlanmasıdır. Vakıf olarak Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Kliniği Hematoloji-Onkoloji servisinin düzenlemesini yaparak, 0-17 yaş arası çocukların tedavilerinin hastalık süreçleri için uygun bir servis ortamında olmasına katkı sağladık. Hastaların tıbbi gereksinimlerinin yanında fiziksel koşulları ve sosyal ihtiyaçlarına da destek vermekteyiz. Bu anlamda tedavisi süren çocuklara ve ebeveynlerine, tedavi süreçlerini boyunca psiko-sosyal açıdan yaşam kalitelerini arttırıcı çalışmalar yapıyoruz. Vakfın, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Hematoloji-Onkoloji Servisi’nde kurduğu Oyun Odası ile kanser tedavisi gören çocukların hastalıktan kaynaklı stresten uzaklaşarak tedavileri süresince gelişimlerini destekleyici materyallerle vakit geçirmelerine imkân sağlıyoruz.


Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı işbirliği ile “Uzun Süreli Hastanede Yatan Çocukların Eğitimleri ve Hastane Okulları Projesi” başlattık ve İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi hematoloji ve onkoloji servisinde bir sınıf yaptırarak çocukların eğitimlerine devam etmesine katkıda bulunduk. Çocuklarla birlikte sürdürdüğümüz kültür, bilim ve sanat etkinlikleri İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim Araştırma Hastanesi ve İzmir’de Dr. Behçet uz Çocuk Cerrahisi ve Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde devam ediyor.


2017 senesi boyunca tüm hastaneler ve Aile Evi’nde gönüllerimiz hep yanımızdaydı. Altı gönüllü eğitimi ve 150 gönüllü adayı toplantılarımıza katıldı. 26 vakıf tanıtım toplantısı düzenledik, bin 226 kişiyle buluştuk. 24 farklı hastanede 2 bin 889 çocuğumuza hediyeler dağıttık. Dokuz hastanede bin 20 çocuğumuzla doğum günü kutlaması gerçekleştirdik. Sekiz hastanede 379 çocuğumuzla tematik aylık özel etkinlikler düzenledik. 26 farklı hastanede bin 820 çocuğumuzla kutlama yaptık. Yeni tanı konulan 730 çocuğa hoş geldin hediyelerimizi verdik.



8) Çocukları kanserle savaşan aileler de büyük bir psikolojik çöküntünün içine giriyorlar. Aynı zamanda ailelerin kendilerini psikolojik olarak rahatlatmalarını da sağlıyor musunuz?


İstanbul’a çocuklarının tedavisi için gelen ailelerin çoğu maddi açıdan zorluk yaşıyor, işini kaybeden babalar var. Biz de “babaların istihdam edilmesi için ne yapabiliriz?” düşüncesinden yola çıkarak Ford Otosan desteğiyle 2017’de Umut Kafe’yi hizmete açtık. Bir mobil aracı kafeye dönüştürdük. O günden bugüne hem alışveriş merkezlerinin önünde hem de birtakım işbirliği yaptığımız kurumların bahçesinde hizmet vermeye devam ediyor. Umut Kafemizin içinde çaydan kahveye ve içeceklere, anneler tarafından hazırlanan kek, poğaça, börek gibi küçük atıştırmalıklara kadar birçok ürünümüz var. İlk defa Aile Evi’nde kalan ailelerimiz buradan para kazanarak, ekonomilerine de katkı sağlamış oldular. Bu tabii ki onlara büyük bir motivasyon sağlıyor. İlk Aile Evimizi Cerrahpaşa’da 2012 senesinde hizmete açmıştık ve 2012’den beri ailelere 14 odalı ücretsiz konaklama hizmeti sunuyoruz. Aile Evimizde 2012-2017 yılları içinde 652 kişi konakladı. Aile Evimiz, tamamen şehir dışından gelip tanı aldıktan sonra kalacak yeri olmayan ailelere ücretsiz konaklama hizmeti sunduğumuz bir merkez. 2. Aile Evimizin inşaatı da tüm hızıyla sürüyor. Bu Aile Evi de;atölyelerden bilişim odalarına, hastane sınıfı dediğimiz sınıf birimimize, psiko-sosyal görüşmelerimizin yapılacağı psikolog odalarımıza kadar birçok sosyal alanın olacağı, daha fazla aileye destek olabileceğimiz altı katlı 22 odalı bir yuva olarak hizmet verecek.


Aynı zamanda 2016 senesinde başladığımız psiko-sosyal desteklerimiz de devam ediyor. Böylelikle anne babalara ve çocuklara yönelik olarak paylaşım toplantıları gerçekleştiriyoruz. İki uzman psikoloğumuz Aile Evi’nde görev alıyor. Uzmanlar, her hafta düzenli olarak hem tek tek hem de toplu görüşmeler yapıyorlar. Böylece çocukların ve ailelerin en çok ihtiyaç duyduğu psiko-sosyal desteği de onlara sunmuş oluyoruz.


9) KAÇUV’ da nasıl bir çalışma ortamı var?


Vakıf olarak bir yönetim kurulumuz, İstanbul Gümüşsuyu’ndaki merkez ofisimizde çalışan bir ekibimiz ve Aile Evi ekibimiz var. Bunun dışında birçok gönüllülük başvurusu alıyoruz ve bu bizi çok mutlu ediyor. Aktif gönüllülerimizin sayısı 1126. Gönüllülerimizi ailemizin üyeleri olarak gördüğümüz için yaptığımız tüm çalışmaları kendilerine aktarıyor, katılımlarını destekliyoruz. İki gün süren “hasta çocuk ile çalışmak” konulu eğitimlerimize katılarak, hastane servislerinde aktif görev alıyorlar. Kapımız çocukluk çağı kanseri tedavisi gören çocuklarla ya da diğer hizmet alanlarımızda çalışmaya istekli, toplumda erken tanının önemine dair farkındalık yaratma çabalarımıza destek olacak herkese sonuna kadar açık.


10) Çocuklar kanseri atlattıktan sonra da aileleriyle irtibat halinde oluyor musunuz?


Evet, Aile Evimizde konaklayarak tedavisini tamamlamış çocuklarımız ve aileleri ile hala irtibat halindeyiz.


11) Sosyal sorumluluk projelerinizin arasında neler yer alıyor? Kanser hastalarına duyarlılık açısından toplumu bilinçlendirmek için faaliyetler yapıyor musunuz?


Çocukluk çağı kanserlerin çoğu ilk 5 yaşta görülür ve hızlı gelişir. Ancak kanser tanı ve tedavisinde kaydedilen önemli gelişmeler ile günümüzde erken tanı alan çocukluk çağı kanserlerinde iyileşme ve sağ kalım oranlı anlamlı oranda yüksektir.  Ebeveynlerin çocuklarda gördükleri anormal gelişme ve belirtileri fark etmeleri ve hemen konusunda uzman bir doktordan yardım almaları erken teşhisin ilk ve en önemli adımı.  Ancak bu tür hastaların erken tanı alabilmeleri, bu konuda eğitimin yaygınlaştırılması ile mümkün. Bu nedenle, bu hastalıklara ilişkin bulgu ve belirtilerin kişiler tarafından bilinmesi, hızla tanıya gidilmesi ve bu hastaların tam teşekküllü Onkoloji merkezlerinde bu konuda eğitim almış uzmanlar tarafından tedavilerinin yapılması, hastalıkla mücadelede başarıya ulaşılabilme açısından oldukça önem arz etmektedir. KAÇUV olarak, 2017 yılı içerisinde MAPFRE Vakfı (Fundación MAPFRE) ile bir işbirliğine imza atarak, Türkiye’de çocukluk kanseri konusunu ele alan ilk portal olma özelliğini taşıyan Çocuk Kanseri Bilgi Ağacı’nı hayata geçirdik. Ailelerin çocukların hastalığıyla ve tedavi süreçleriyle ilgili doğru bilgileri edinerek daha bilinçli olmalarını sağlamayı amaçlayan bu portala, Cocukkanseri.org adresinden ulaşılabiliyor. Türkiye’de bir ilk olan bu platform, ailelerin hastalıkla mücadele sürecinde daha bilinçli hareket etmelerine destek veriyor.


Kanser maalesef herkes tarafından korkuyla yaklaşılan bir hastalık. O yüzden hep şunu belirtmeye çalışıyoruz: Kanser grip kadar yaygın bir hastalık ve tedavisi var. Konuyla ilgili seminerler düzenlemeye çalışıyoruz. Yayınlar hazırlıyoruz ve çocukları kanser tedavisi gören çocukların ailelerine de bu sürece hazırlanmaları için bu yayınları ulaştırmaya çalışıyoruz. 15 Şubat’ta Çocukluk Kanser Günü’nü sahiplenip bugüne özel farkındalık yaratmaya gayret gösteriyoruz. Bilbordlarda afişlerle göstermeye ve metrolar içinde videolarımızı yayınlatmaya çalışıyoruz. İnsanlara nerede yaşam varsa orada umut var mesajını vermeye çalışıyoruz.



12) Çocuklarımıza, ailelere, geleceğe umut olurken birlikte projeler yaptığınız, işbirliği içerisinde yardımlaştığınız kurum veya kuruluşlar var mı?


Yayınlarımızı genellikle okulların çeviri ve baskı konusunda destekleriyle çıkarmaya çalışıyoruz. Garanti Factoring, Umutlu Kutular projemizin destekçilerinden biri. Dell EMC, İzmir Dr. Behçet Uz hastanesinin bütün tadilat, tefriş masraflarını üstlendi. Nehir çok küçük yaşta kaybettiğimiz bir çocuğumuz ve onun ailesi de hem onun adını yaşatmak hem de bağış mekanizması geliştirmek için İstanbul Teknik Üniversitesi’nin bahçesinde 3 buçuk kilometrelik Nehrin Adımları adlı bir koşu organizasyonu yapıyor. Bir katılım ücreti oluyor ve bu katılım ücretinden toplanan gelirle de fayda sağlamaya çalışıyoruz. Pendik Eğitim Araştırma Hastanesi’nin oyun odasını ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nin mutfak tadilatı ve çocuk oyun odasının tadilatını ve teşrifini Nehrin Adımları organizasyonuyla sağladık.


UPS iş birliğiyle bu alanda farkındalık sağlamak için 20 bin tane broşür hazırladık ve Aile Evimizin sürdürülebilirliğini desteklediler. Kuveyt Türk Katılım Bankası, Aile Evimizin ana destekçisi. Kuveyt Türk her sene bizim için 23 Nisan’da bir kampanya düzenliyor. Bu kampanya sayesinde de ikinci Aile Evimizin arazisinin satın alınmasını sağladık.


Ford Otosan’la mobil kafemizi işletiyoruz. MAPFRE Sigorta, çocuk kanseriyle ilgili olarak ailelerin en temel bilgiye ulaşmasını sağlamak üzere hazırladığımız Çocuk Kanseri Bilgi Ağacı portalımızın destekçisi oldu.


13) Aynı zamanda yeni projeniz ikinci Aile Evi’nin de Ocak ayında bitmesi planlanıyor. İkinci Aile Evi’nin içerisinde de aynı uygulamayla bir çalışma düzeni mi olacak yoksa ikinci Aile Evi için değişik yapılandırmalarınız olacak mı?


2. Aile Evimiz, Aile Evi Projemizin bir parçası. Dolayısı ile amacı da hizmet vereceği alanlar da aynı olacak. Aile Evleri ile çocuklarının kanser tedavisi nedeniyle şehir dışından İstanbul’a gelmek zorunda kalan ve ekonomik sıkıntı çeken ailelerin; ücretsiz konaklama, psiko-sosyal destekler, gıda, hijyen, mutfak ve kısmi giyim ihtiyaçlarını karşılıyor, tedavi gören çocuklara ve ailelerine umut olmaya çalışıyoruz. 2. Aile Evi ile de tedavi gören çocuklara uygun bir yaşam alanı oluşturmak en büyük hedefimiz. Toplamda 6 kattan oluşacak olan 2. Aile Evi’nde 22 ailenin konaklayabileceği 22 oda olacak. Her katta 4 aile odası ve en üst katta da büyük bir oyun odasının yer alacağı 2. Aile Evi’nde, çocukların oyun oynayabileceği peyzaj alanları da olacak.


14) Son yıllarda neredeyse grip gibi türeyen kanser hastalığının bu kadar çok yaygınlaşmasını, anne karnındaki bebeğin kanserli doğacak kadar oranların yükselmesinin nedenini nasıl yorumluyorsunuz?


Çocuklarda kansere neyin sebep olduğu bilinmemektedir. Genetik ve çevresel faktörlerin birlikte etkili olduğu düşünülmektedir. Sigara içmek, çok yağlı beslenmek, obezite, zehirli kimyasallar ile çalışmak gibi sebepler yetişkinlerde görülen kanserlere zemin oluşturabilir ama çocuklarda böyle bir neden pek yoktur. Geçirilen bazı virüs enfeksiyonlarının (EBV ve HIV gibi virüsler), ışına maruz kalmanın bağışıklık sistemini çökerttiği ve kansere zemin hazırladığı düşünülmektedir. Bazı genetik yatkınlıklar da tümör oluşumuna sebep olabilir (Li - Fraumenisendromu, BeckwithiWiedemann sendromu gibi). Böcek ilaçları, tarlalara sıkılan hormon tipi gübreler de besinlere geçerek kanserojen etki yapabiliyor. Her yıl kanser dünyada giderek artıyor. Önlem olarak riskleri en aza indirmeye çalışabiliriz. Mesela, güneş ışınlarından tehlikeli olarak görülen saatlerde sakınmalıyız. Organik beslenmeye gayret etmeliyiz, hormonlu ve katkılı besinlerden uzak durmalıyız, böcek ilaçları ve kimyasallar ile teması azaltmalıyız. Nükleer atıklardan uzak olmalıyız. Uzun süreli cep telefonu, bilgisayar kullanımından kaçınmalıyız.


15) Türkiye’de kanserle savaşan ailelere destek olan kurumlardaki gönüllü oranı nedir? Sizin kendi bünyenizde gönüllü nasıl olunuyor ve bu sistem nasıl ilerliyor?


Gönüllülük kavramı aslında hem dünyada hem de Türkiye’de çok da yeni olmayan bir kavram. Ancak Türkiye’de daha çok toplumsal yaşamda yardımlaşma, dayanışma örnekleriyle kendini gösteren gönüllülük özellikle son 10-15 yılda sivil toplum kuruluşlarının sayısının da artmasıyla gelişmeye ve yaygınlaşmaya başladı. İngiltere merkezli CharitiesAid Foundation tarafından yayımlanan 2015 Dünya Bağışçılık Endeksi’ne göre, Türkiye gönüllü faaliyetlere katılım süresi açısından 135 ülke arasında 132. sırada yer alıyor. Ancak biz KAÇUV olarak bu konuda kendimizi şanslı hissediyoruz. Çünkü yıldan yıla artan gönüllü adaylarımız ve gönüllülerimizle ailemizi sürekli genişletiyoruz. “Nerede yaşam varsa, orada umut vardır” felsefesi ile ebeveynlerinin maddi sorunları nedeniyle kanser tedavileri aksama riski taşıyan 0-18 yaş arasındaki çocukların tedavilerinin sürekliliğini sağlamak amacıyla yürüttüğümüz her faaliyetimizde şeffaflığı, tarafsızlığı ve mahremiyeti en büyük değerlerimiz arasında görüyor, hiçbir ayrımcılığa müsaade etmeyen, toplumun her kesiminden insanı kucaklayan yapımızla KAÇUV’u kocaman bir aile olarak düşünüyoruz. Vakfımızın tüm çalışmalarında kanser tedavisi gören çocuklara yönelik hassasiyet esastır. Tüm gönüllülerimizden de çocukların ve ailelerinin özel yaşamlarının gizliliği çerçevesinde, çocukların yüksek yararı gözetilerek hareket etmesini bekliyoruz. 2017 yılı itibariyle vakfımızda gönüllülük yapmak için 3337 kişi tarafımıza başvurularını iletti. Gönüllü olmak isteyenler KAÇUV’un resmi web sitesi üzerinden gönüllü adayı başvuru formunu doldurarak gönüllülük başvurularını kolayca gerçekleştirebildikleri gibi Vakıf Merkezleri’nde, açtığımız stantlar ya da tanıtım toplantılarında da doğrudan başvuru yapabilirler. Gönüllü adaylarımıza vakıf çalışmalarımızı ve neler yaptığımızı detaylı olarak anlatmak adına ayda bir vakıf tanıtım toplantısı organize ediyoruz. Bu tanıtım toplantımız, gönüllü adaylarımızın bize katılmaları adına atacakları ilk adımı oluşturuyor.


16) Geleceğin çocukların elinde olduğu bir çağ içerisindeyiz fakat son günlerde çocuklarımızın çoğu hasta, ruhsal olarak yıpranmış durumda ve neredeyse her gün gazete manşetlerinin çocuk ölümleri, tacizleri, şiddetleriyle dolu bir dünyayı paylaşıyoruz. Neden aynı payda çocuklara umut olmak, gelecek olmak için buluşamıyoruz?


Dünya herşeyin güzel olduğu, kötünün, hastalıkların, zulümlerin olmadığı, hepimize yuva olan bir yer olsaydı keşke. Ancak dünya var oluşundan itibaren böyle bir yer olmamış. İyi kötüyle var, güzellik çirkinlikle, sağlık hastalıkla… Burada asıl mesele dünyanın mevcut halinden ziyade, bu dünyayı içinde yaşayan biz insanlar olarak nasıl güzelleştirebilir, gelecek nesillere sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam yaşayacakları bir yer olarak bırakabiliriz? Bu da farkındalıkla,  tüm canlılara ve doğaya etkilerini düşünerek hareket etmekle, sorgulamakla ve iyi bir insan olmaya çabalamakla olacak bir şey. Yani bu hepimizin dünyaya, yaşadığımız yere ve gelecek nesillere karşı bireysel sorumluluğumuz. Herkes sorumluluğunun farkında olarak yaşadığı, yaptıklarına, tercihlerine ve seçimlerine dikkat ettiği, tüm canlılar ve ekosistemimiz için fayda sağlamaya çalıştığı müddetçe umut hep var olacak ve hatta çoğalacaktır.


,

Editör: TE Bilisim