Keşkesiz bir hayat mümkün müdür bilinmez, bilinen ya da benim bildiğim en aza indirmek. Bilim ve teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, insan ilişkiler

Keşkesiz bir hayat mümkün müdür bilinmez, bilinen ya da benim bildiğim en aza indirmek. Bilim ve teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, insan ilişkileri, yaşam koçları, iletişim uzmanları girse de hayatlarımıza, keşke lerden tamamıyla kurtulmaz zor gibi. İddialı laflar etmem zor elbet, lafın altın da ezilmekte var. Bazı durumlar da suyun iletkenliğinin sıfıra indirilerek yalıtkan hale geçirimi sağlamak için laboratuar ve cihaz destekli projeler geliştirilse de tamamıyla yalıtkan hale getirilememiştir. Keşke için de aynı kanaati taşıyorum. Kurallı,disiplinli bir hayat yaşanır ise, beklentiler ve gidişat yolu belirginleştirilmiş ise, mutlak keşkeler olur da, az olur.
Keşkeleri azaltmak adına yaşanmışlıklardan alınan ve samimi içerikte olan bu araştırma sonuçlarını yazıma ekleme gereği duydum. Gerçek bir araştırmadan alınan çok önemli açıklamalar. Yaşlılar hangi 5 büyük keşkeyle ölüyor? İnsanların ölüm döşeğindeyken en çok dostlarını yitirdikleri için pişman olduğu ileri sürüldü.
Avustralya’da yıllar boyunca evlerinde ölümü bekleyen hastalarla çalışan hemşire Bronnie Ware, emekli olduktan sonra deneyimlerinden yararlanarak yazdığı kitapta insanların hayatlarının son günlerinde en çok neye pişman olduğunu listeledi.
Ware, “The Top Five Regrets of the Dying – A Life Transformed by the Dearly Departing” adlı kitabında ölüm yatağında insanların en çok pişmanlık duyduğu şeyin diğer insanlarla ilişkilerindeki ihmalkarlık olduğunu ileri sürdü. İnsanların ölümlü olduğu gerçeğiyle yüz yüze geldiklerinde çok önemli değişimler geçirdiğini belirten Ware, ölmek üzere olan hastaların inkar, korku, öfke, pişmanlık ve sonunda kabullenme gibi aşamalardan geçtiğini söyledi.
Hastalarına en çok ne için pişmanlık duyduğunu soran Ware, aldığı yanıtların temelde benzer olduğunu ve beş başlık altında toplandıklarını keşfetti:
1. “Keşke başkalarının benden beklediği hayatı sürmek yerine düşlerimi gerçekleştirme cesaretim olsaydı.”
Ware’e göre insanlar, yaşamlarının sona erdiğinin farkına varıp geriye döndüklerinde düşledikleri şeylerin çok büyük bir kısmını gerçekleştirmediklerini görüyor ve pişman oluyor.
2. “Keşke bu kadar çok çalışmasaydım.”
Ware’e göre erkek hastaların büyük bir kısmı, işleri nedeniyle ailelerine ve dostlarına yeterince vakit ayıramadıkları için pişman oluyor. Ware, erkek hastaların büyük bir kısmının eğer bir şansları daha olsa dönüp çocuklarının kaçırdıkları anlarını yaşamak istediklerini gözlemledi.
3. “Keşke duygularımı dile getirmeye cesaretim olsaydı.”
Birçok insanın diğerleri ile ilişkilerini belirli bir düzeyde tutmak için duygularını bastırdığını söyleyen Ware, bastırılan duyguların insan sağlığı üzerinde son derece olumsuz etkileri olduğunu ileri sürdü.
4. “Keşke arkadaşlarımla ilişkimi sürdürseydim.”
İnsanların kendi yaşamlarına çok fazla odaklanıp arkadaşlarıyla ilişkilerini yitirdiğini ancak ölüm yatağında fark ettiğini söyleyen Ware, ölmekte olan insanların en çok eski arkadaşlarını özlediğini söyledi.
5. “Keşke kendime daha çok mutlu olmak için izin verseydim.”
Çoğu insanın mutluluğun aslında bir seçim olduğunu ölüm anı gelene dek fark etmediğini söyleyen Ware, insanların rahat yaşamak uğruna eski alışkanlıklarına sıkı sıkıya bağlı kaldığını belirtti. Alışkanlıklarından vazgeçmek istemeyen insanların değişme korkusu yaşadığını ve daha fazla mutlu olma şansını kendi kendilerine yok ettiğini belirten Ware, ölüm yatağındaki hastalarının “Keşke daha çok gülseydim, keşke aptalca şeyler yapmaktan bu kadar korkmasaydım” diyerek pişmanlıklarını dile getirdiğini sözlerine ekledi.
Alıntı..
Araştırma şekli ve içeriği bana verimli ve samimi gelse de coğrafya ve kültür farklılığı empatisini yaparak düşünmemizin daha verimli olacağı kanaatindeyim. Ülkemizde bu mana da ve içerikte çalışma ve araştırmalar var mıdır ki? Mutlak vardır. Aynı coğrafya, aynı iklim ve sosyal durum benzerlikleri olan yurttaşlarımızla ilgili veri ve notları çok tezat ve uçuk farklılıklar taşımayacağını düşünüyorum. Yukarı da okunan tespit ve öneriler yerli araştırma sonuçlarına kadar bilgilenmemize ve öngörü sahibi olmamıza sebep.