Ülkemizde yaşanan döviz kriziyle başlayan ekonomik sıkıntılar, K.K.T.C’de de etkili oldu. Yıllar önce Yunanistan’da yaşanan ekonomik kriz nasıl k

Ülkemizde yaşanan döviz kriziyle başlayan ekonomik sıkıntılar, K.K.T.C’de de etkili oldu. Yıllar önce Yunanistan’da yaşanan ekonomik kriz nasıl ki Kıbrıs’ta Rum kesiminde etkili olmuş, GKRY büyük bir krizin içine düşmüş, AB’nin, IMF’nin kapılarını aşındırarak, buradan gelen milyarlarca avro ile bu sıkıntılı dönemi aşmışlardı.
Türkiye’yi sarmalına almaya çalışan dolar/avro baskısı nedeniyle Kıbrıs Türk Halkı da ekonomik yönden sıkıntılı bir dönem yaşamaktadır. Ama bu süreç Rumların yaşadıklarıyla asla mukayese edilemez.
KKTC’de yaşanan ekonomik sıkıntı, Rum basınında aşağıdaki başlıklarla yer bulmuştur:
“Fileleftheros gazetesi “Kıbrıslı Türkler Kapana Kısıldı… İşgal Bölgelerinin Türkiye’ye Tam Bağımlılığı Sahte Devleti Boğulmayla Tehdit Ediyor” başlık ve spotuyla aktardığı haberinde:
Türkiye nedeniyle yaşanan ekonomik krizin, bağımlılık nedeniyle KKTC’yi de sürüklediğini ve KKTC’nin bu durumdan kurtulma şansı olmadığını” öne sürdü. Gazete, KKTC’deki bankacılık sisteminin, inşaat sektörünün, özelleştirmelerin, turizmin ve ihracatın 1974’ten beri Türkiye’nin belirlediği planlar çerçevesinde gelişmesinden ötürü Kıbrıslı Türklerin çıkış noktası bulunmadığını iddia etti...’’
Alithia gazetesi “Çile Çekiyorlar, Çözüm İstiyorlar” başlığıyla aktardığı haberinde, muhabirlerinin Lefkoşa’daki bazı mağazaları gezerek yaptığı röportajları ve Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz’in konuyla ilgili açıklamalarını yansıttı…’’
Politis gazetesi de ilgili haberine “Kıbrıslı Türkler Ekonomik Çıkmazda” başlığını attı.
Yunanistan’ın bundan altı yıl önce ekonomik iflasıyla etkilenen el açmadık devlet, çalmadık kapı bırakmayan Rumlar, böylesine olumsuz bir süreç yaşarken, Türkiye’den ve adanın kuzeyinden KKTC’den yardım çağrısı yapılmış, onlara yardım eli uzanmıştı.
Ancak Rumlar bu yardım çağrılarına yanıt dahi vermemiş! AB’den gelen 10 milyar avroluk yardım ile o dönemi aşmaya çalışmışlardı.
Şu gerçeğin altını kalın çizgilerle çizmek gerekirse, Rum basının abarttığı gibi ne Türkiye’de, ne de KKTC’de böylesi bir kriz yaşanmıyor, evet dolar/avro baskısı nedeniyle her iki ülkenin ekonomik yönden bazı sıkıntıları mevcut. Ancak bu sıkıntıları da alınan acil tedbirlerle aşmak adına Türkiye de bir hayli mesafe alındı. Ne IMF’nin, ne de Dünya Bankasının kapısı çalındı. Yıllar önce Yunanistan-GKRY ekonomik kriz nedeniyle çalışanlarına maaş dahi ödeyemez, Yunan-Rum bankalarının önünde umutsuz kuyruklar oluşurken;
Türkiye’de ne böyle bir sıkıntı yaşanıyor, ne de KKTC’de böyle bir durum var. Kaldı ki, Türkiye’nin 2,5 milyon Suriyeli göçmene baktığını da unutmamak gerek.
KKTC Hükümeti de ekonomik yönden almış olduğu acil tedbirlerle bu sıkıntılı dönemi kısa sürede atlatacaktır. Daha da önemlisi, Kıbrıs Türk Halkının arkasında onu hiçbir dönemde yalnız bırakmayan anavatan Türkiye vardır.
GKRY, Rum basını adanın kuzeyinde yaşanan sıkıntıyı abartmakta, olmayacak önerilerle Kıbrıs Türklerinin aklını çelmeye çalışmakta, KKTC’deki Rum işbirlikçileri de akıl almaz önerileri ile onlara destek olmakta, ‘’Birleşik Kıbrıs Hayallerini’’ gündemde tutmaya çalışmaktadırlar.
Bu önerilerin başında KKTC’nin para birimi TL yerine başka bir para birimine geçilmesi gelmekte, hatta Federal Kıbrıs Cumhuriyeti kabul edilirse böylesine ekonomik sıkıntıların yaşanmayacağı dillendirilmektedir!
Dikkat edilecek olursa, KKTC’de ne zaman bir sıkıntı yaşansa, bu Türkiye’ye mal edilmekte, topluma bir an önce Rum kesimiyle birleşmenin öncelik kazandığı yalanı pompalanmaktadır!
Adanın güneyinde yaşayanlar başta GKRY olmak üzere; basınıyla, kilisesiyle, ulusal konseyi ile adanın kuzeyinde sanki büyük bir kriz varmışçasına neredeyse zil takıp göbek atacaklardır!
KKTC’de Kıbrıs Türk Halkı ne “kapana kısılmıştır”, ne “çile çekmektedir”, ne de “ekonomik çıkmazdadır”
Evet, adada çözüm istenmektedir. Ama bu çözüm; adadaki gerçekleri, mevcut durumu göz ardı etmeyen, Türkiye’nin garantörlük hakkını yok etmeyen, Kıbrıs Türk’üne azınlık değil eşit ortaklık hakkını öngören bir çözüm modeli olmalıdır.
Türkiye’ye döviz sarmalı nedeniyle yaşatılmaya çalışılan ekonomik olumsuzluklar aşılmaya başlamıştır, KKTC’de yaşanan ekonomik sıkıntılar da kısa bir süre sonra bitecektir. Ne Türkiye Kıbrıs’tan vazgeçecek, ne de Kıbrıs Türk’ü her ne yaşarsa yaşasın Rum’a diz çökecektir.
Günümüzde adanın kuzeyinde yaşanan sıkıntı nedeniyle zil takıp, bir tek göbek atmadıkları kalan Rumlara ise oynadıkları oyunun kuru gürültüsü kalacaktır!