İSTANBUL

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Birlik Vakfı iftar programında yaptığı konuşmada, "7 Haziran seçimleri Türkiye'de suhuletle yapılması açısından, milli iradenin tecellisi açısından büyük bir başarıdır. Sonuçları ne olursa olsun hepimiz milli iradeye saygı duyarız" dedi.

Davutoğlu, "Türkiye'nin 13 yılda ulaştığı kudret ve şefkate bundan sonra da daimi bir nitelik kazandırmak için her şartta çalışmaya devam edeceğiz. Hızımız hiç kesilmedi, hiç kesilmeyecek. Çünkü biz gücümüzü milletten alırız, hızımızı da tarihin derinliğinden gelen o köklü idrakimizden alırız" şeklinde konuştu.

"Birileri Türkiye'nin yükselen gücünün kesildiğini düşünüyor olabilirler. Birileri Türkiye'nin önümüzdeki dönemde durgunlaşacağını, mazlumlara ulaşan elinin zayıflayacağını hesap ederek köşelerinde mutluluk içinde olabilirler" diyen Davutoğlu, "Biz ise çok daha büyük bir azimle, çok daha büyük bir kararlılıkla, bütün o çevrelerin oluşturmaya çalıştığı yeise karşı tam ümitvar bir şekilde istikbale bakarak diyoruz ki, kim ne yaparsa yapsın kervan yola çıkmıştır, surda bir gedik açılmıştır ve biz yolumuza devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.

"Dünyada hiç kimse toprağından kopsun istemezdik"

Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin dünyanın neresinde olursa olsun bir afet olduğunda bölgeye ulaştığını, Filipinler'de tsunami, Pakistan'da sel, deprem, Haiti'de deprem olduğunda ilk insani yardımın Türkiye'den gittiğini anlattı.

Şu anda ülkesinde, topraklarında en fazla mülteci bulunduran devletin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu belirten Davutoğlu, "Biz birinci olmak istemezdik. Dünyada hiç kimse toprağından kopsun istemezdik. Ama eğer birileri, bir zalim güruhu onları yuvalarından, topraklarından koparmışsa, onlar sığınacak bir yer aradıklarında bu aziz Anadolu topraklarını seçmişlerse, işte ramazan gününün hürmetine, bereketine, bütün milletim adına bir kez daha diyorum ki bu Anadolu toprakları onlara da kucak açar, onları da bağrına basar, onlara da şefkatini gösterir" dedi.

Başbakan Davutoğlu, "İslam dünyasında yaşanan acıların en önemli sebeplerinden biri, İslam dünyasında sivil toplumun parçalanmış olmasıdır. Bütün toplumu kuşatacak bir geleneğin yok edilmiş olmasıdır. Suriye'yi düşünün, Irak'ı düşünün hatta Mısır'ı, Yemen'i mutlaka düşünün. Sadece devlet parçalanmadı oralarda, sadece devlet çökmedi. Esas itibarıyla o devletlerin, o sistemlerin çöküşlerine sebep olan şey sivil toplum anlayışının çökmesidir" ifadelerini kullandı.
Editör: TE Bilisim