ANKARA

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, AFAD Başkanlığının yeni yerleşkesinde düzenlenen "Deprem Erken Uyarı Sistemi Sempozyumu"ndaki konuşmasında, Türkiye'de 3 milyon göçmenin bulunduğunu hatırlatarak AFAD'ın, ölümden kaçan bu insanlara sahip çıktığını, 300 bin civarında sığınmacının 26 kampta kaldığını dile getirdi.

Akdoğan, Türk milletinin bu konuda ne kadar fedakar, dostane bir şekilde mazluma sahip çıktığını ispat ettiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu bütün dünyaya gösterdik, 4 yıldır yalnız bırakılıyoruz, kimse taşın altına elini koymuyor. Türkiye, tek başına içeride muhalefet eleştirmesine, 'niye imkanları Suriyeliler'e harcıyorsunuz, gönderin gitsinler' demesine rağmen ahlaki bir görev ve insani bir duruş olarak Türkiye, bu insani krizle mücadele ediyor. 10 milyar dolar harcadık, onda biri dış yardım olarak anca geldi. Peki nerede bu çağdaş, modern dünya, niye kimse insani kriz boyutuyla ilgilenmiyor?

Göç dalgası, Avrupa'yı vurunca paniklediler. Şimdi her gün Türkiye'yi kucaklıyorlar, 'Aslan Türkiye, kaplan Türkiye'. Peki sen niye sınırlarını açmıyorsun, niye destek olmuyorsun? Her şey Türkiye'den bekleniyor. Türkiye, bunlar dediler diye yapmıyor ama gelin bir ucundan da siz tutun be kardeşim."

"Bu haftalarda artık somut netice almamız lazım"
Son dönemde Türkiye-AB ilişkilerinin bu sebeple bir ivme kazandığının altını çizen Yalçın Akdoğan, "Hem Türkiye-AB ilişkilerinde bir hız kazanma var hem bu göçmen meselesinde de 'Biz yapmak istiyoruz' beyanı var. Peki, buyurun yapın. Yapılan bir şey var mı? Bekliyoruz, temenni ediyoruz, görüşmeler yapıyoruz. İnşallah bu haftalarda artık somut netice almamız lazım. '3 milyar dolar gelecek', gelsin artık. 'Yaptığımız projelere, yatırımlara, harcamalara destek olun, gelin şu projeleri beraber yapalım.' Yok. Peki neyle destek olacaksınız? Kendi sivil toplum örgütleriniz bir şey yaparsa ona destek olacaksınız, başka fonlardan gelen paraları bunun içine katacaksınız. Bu ilişkiler, güven temelinde yürür. Türkiye olarak taahhütlerimizin arkasındayız. Buyurun gelin iş birliği yapalım, bu taşın altına elinizi koyun artık biz üzüm yemek istiyoruz. Netice almamız lazım." değerlendirmesini yaptı.
Editör: TE Bilisim