Bir şehir düşünün vicdandan yoksun… Bir şehir düşünün Dili, dini, ırkı, yaşamı yasak olan. Bir şehir düşünün hayaller kayıp, mutluluk, hu

Bir şehir düşünün vicdandan yoksun… Bir şehir düşünün Dili, dini, ırkı, yaşamı yasak olan. Bir şehir düşünün hayaller kayıp, mutluluk, huzur yasak. Bir şehir düşünün sokakta koşmak, top sektirmek, saklambaç oynamak, çocuk olmak yasak. Ve bir şehir düşünün patlayan silah seslerinden duyulan feryat sesi, ölüm sesinden başka hiçbir şey duyulmuyor…
Ne güzel dile getirmiş değil mi Hz. Ömer(r.a) kötü bir işin en gizli şahidi vicdanımızdır. Evet, istediğimiz kadar kendimizden bile sakladığımız kötü işlerin tek gizli şahidi var o da vicdanımızdır. Biz kendimize yedirsek de umursamadan hayatımıza devam etmeye çalışsak da vicdanımız bu kötü işin en gizli şahidi olarak kalır her zaman. Kötü gidişata sebep olduğun halde herkese benle ilgisi yok deyip hayatına bakmaya çalışsan da vicdanın gün gelir seni hiç yalnız bırakmaz, tetikler. Ve o suçu işlediğine dair sürekli seni rahatsız etmeye başlar. O zaman sakladığın gizli gerçekleri açığa vurur, ortaya çıkarırsın. Bundan dolayıdır ki hiçbir suç ömür boyu gizli kalmaz. Günün birinde mutlaka ortaya çıkar…
Peki, şimdi soruyorum sizlere Halep’te yaşam neden durdu? Güneş neden siyaha bürünüp doğuyor? Neden mazlumların, çocukların kanıyla besleniyor toprak? Zulüm edenlerin vicdan dili neden kesildi? Bir ülkeyi ayakta tutacak olan çocuklardır. Çocukların yüreklerinden taşan hayalleridir. Peki, neden çocukların hayalleri yasaklandı bu şehirde. Neden ölüm, zulüm almış başını gidiyor… İçim parçalanıyor her bebek, çocuk cesedi gözbebeklerime takıldığında. Yüreğim yerinden sökülüyor sanki. Hiçbir suçum olmamasına rağmen vicdanım suskunluğuma geçit vermezken. Zulüm edenler kuş tüyü yastıklarına nasıl baş koyuyorlar. Her sayfası kardan beyaz bir çocuğun yüreği. Doğdukları toplarda yaşam sürmek istemelerinden başka ne suç işlemişlerdi ki. Ne günahları vardı? Mutlu bir yaşam istemelerinden başka. Ne günahları vardı? Huzurun tadını tatmak istemelerinden başka. Ne günahları vardı? Çocukluklarını yaşamak istemelerinden başka…
Gün gelecek kendini onarmak için diller susacak vicdanlar konuşacak o zaman hesap verebilecek kadar zerre kadar güç arayacak insanoğlu. İşte o zaman mazlum kanıyla beslenen topraklar kaybolan tüm ümitlerden sorumlu tutulacak. Zafer diye kaldırılan tüm eller kesilecek. Çünkü hiçbir mazlumun ölümü zaferi getirmez.