Bu hafta gazetenin bana ayrılan bölümünde sizlere çok önemli bir konuyu izah etmeye çalışacağım. Sizlerin de bildiği gibi vasi olmanın önemli sorumlulukları bulunmaktadır. Vesayet makamı tarafından vasi olmasına karar verilen kişiye talep halinde ücret ödenmesine karar verilebilmektedir. Küçüklerin hangi durumlarda vesayet altına alınabileceği konusunda bilgi vermeye çalışacağım.

Öncelikli olan küçüğün menfaatlerinin korunmasıdır. Bu sebeple asıl önemli olan küçüklerin velayet altında bulunmasıdır. Velayet altında bulunmayan her küçüğe vesayet makamı tarafında vasi tayin edilmesi gerekmektedir. Fakat burada dikkat çekilmesi gereken en önemli husus, küçüğe vesayet makamı tarafından vasi atanması onun kısıtlanması anlamına gelmemektedir. Ergin olduğu zaman hüküm ifade etmek üzere ergin olmayanlara vasi tayin edilebilir. Burada asıl amaçlanan çocuğun kısıtlanmasından çok ergin olduğu zaman boşluğa mahal vermeksizin vesayet hükümlerinin devreye girmesi ve olası zararların önüne geçilmesidir. Kısıtlama ancak küçüğün ergin olmasından sonra hüküm ve sonuç doğurmaktadır.

Türk Medeni Kanun’unda vasinin ücreti detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Şöyle ki;

Türk Medeni Kanunu madde 419- Vesayet makamı, gecikmeksizin vasi atamakla yükümlüdür. Gerek duyulduğunda henüz ergin olmayanların da kısıtlanmasına karar verilebilir; ancak, kısıtlama kararı ergin olduktan sonra sonuç doğurur. Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velâyet altında bırakılır.

Türk Medeni Kanunu’nun 419. Maddesinde de görüldüğü üzere küçüğün hukuki yararının bulunması halinde kısıtlama kararının verilebileceği düzenlenmiştir.

Anne ve/veya babasının koruyamadığı küçük, anne babası belli olmayan, anne ve babası ölmüş veya gaiplik kararı verilmiş küçük, anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi gibi sebeplerle anne ve/veya baba tarafından velayet hakkı kullanılamayan küçükler vesayet altına alınmaktadırlar.

Türk Medeni Kanun’unda vasinin ücreti detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Şöyle ki;

Türk Medeni Kanunu madde 335- Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz. Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar.

Türk Medeni Kanunu’nun 335. Maddesinde de görüldüğü üzere ergin olmayan çocukların anne-babasının velayeti altında olacağını ve ancak kanuni bir sebebin varlığı halinde velayetin anne ve babadan alınabileceğini hükme bağlamıştır. Evlilik birliğinin devamı boyunca velayet anne-baba tarafından birlikte kullanılır, boşanma halinde hâkim velayetin taraflardan hangisine verileceğini veya tarafların birlikte velayeti kullanmaya devam edip etmeyecekleri konusunda kararlar vermektedir. Velayet sadece anne-baba tarafından kullanılabilecek bir hak olduğundan anne-baba dışında başka bir kimsenin velayet hakkını kullanması hâkim kararı ile olabilmektedir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarında üvey annenin de velayet hakkı kullanamayacağını karara bağlamıştır. Anne veya babasının hapiste olması, kısıtlanmış olması, ağır hastalık geçirmekte olması gibi nedenlerle velayet hakkını kullanamaması halinde de küçüğe vasi tayin edilecektir. 

a)Velayet hakkına sahip ebeveynin koruyamadığı küçük: Küçüğün velayeti verilmiş olan ebeveynin ölümü halinde velayet kendiliğinden diğer ebeveyne geçmemektedir. Aile Mahkemesinin bu konuda bir karar vermesi gerekmektedir. Velayetin kaldırılmasına karar verilebilmesi için çocuğun korunmasına ilişkin alınan önlemlerin sonuç vermemiş olması ya da sonuç vermeyeceğinin veya yetersiz kalacağının önceden anlaşılmış olması gerekmektedir.

 b) Velayet altına alınamayan küçük: Aile Mahkemesi velayetin ana veya babaya veya her ikisine verilemeyeceğine karar vermişse (boşanma sırasında taraflardan birine velayet verilmesinin doğru olmayacağı anlaşılmış veya her iki tarafta velayeti istememişse, evliliğin geçersizliği sebebiyle velayetin yine taraflardan birine verilemeyeceğini hükme bağlamışsa) bu takdirde yine küçüğe vasi tayin edilmektedir.

c) Evlat edinilmiş olup velayetten yoksun kalan küçük: Evlatlık ilişkisinin kurulmasıyla ebeveynlere ait olan haklar ve yükümlülükler evlat edinene geçmektedir. Bu nedenle evlat edinme işleminin iptali veya geçersizliğine hükmedilmesi, evlat edinenin vefatı, evlat edinenin velayet hakkının kaldırılması halinde velayet hakkından yoksun kalan küçüğe vasi tayin edilecektir. Yukarıda sayılan hallerde Aile Mahkemesi tarafından küçüğün genetik anne-babasının velayeti altına alınıp alınmayacağına dair hüküm tesis edilmesi, velayet altına alınmaması halinde vasi tayini için dosyanın vesayet makamına gönderilmesi gerekmektedir. Evlat edinenin ölümü halinde evlat edinilenin velayeti kendiliğinden genetik anne babasına geçmemektedir. Küçüğün anne babasının veya ebeveynlerinden birinin üzerinde velayet hakkı varken vesayet altına alınabilmesi için öncelikle velayetin kaldırılmasına ilişkin bir karar verilmiş olması gerekmektedir. Ancak velayetin kaldırılması kararından sonra vasi tayin edilebilir. Velayet kamu düzenini yakından ilgilendiren bir husus olduğundan hâkim talep üzerine veya kendiliğinden gerekli önlemleri almak zorundadır. Bu nedenle sadece anne, baba, yakınlar değil ilgili herkes bu konuya ilişkin müracaatta bulunma hakkına sahiptir. Çocuğa vasi tayin edilmesi için Sulh Hukuk Mahkeme hakimliğine müracaat edildiğinde Sulh Hukuk Mahkemesi velayetin kaldırılması için Aile Mahkemesinin kararını beklemeli, Aile Mahkemesine velayetin kaldırılması için müracaat edildi ise mahkeme velayetin kaldırılması kararının kesinleşmesi ile beraber dosyayı vesayet makamına göndermektedir. Çocuğa vasi tayin edilmiş ve anne veya babası velayetin kendisine verilmesini istemişse önce vesayetin kaldırılması sonra velayetin anneye verilmesi için dosyanın Aile Mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir.