Hafta sonunda günümün yarısını edebiyat, kültür, sanat dergilerine ayırdım. Türkiye’de kültür- sanat yayıncılığı,  hele hele dergiciliği zor iş.

Gençliğimizde epey bir mesai harcadığımız dergicilik ve kültür sanat yayıncılığını Rahmetli Cemil Meriç gibi bakardık. Bizim için dergiler hür tefekkürün kalesiydi.

Ancak aradan uzun zaman geçti. Türkiye’nin değişim ve dönüşümünden dergilerimiz, kültür sanat yayıncılığı, zihinlerimiz de etkilendi.

Nitelikli kitapların, dergilerin okuyucusu yok denecek kadar azaldı. Her şey magazine teslim edilir oldu. Öldükten sonra gözyaşı döktüğümüz yazarlarımızın kitaplarından bi haberiz artık! 

Varsa yoksa magazin, popüler kültür, kısa süreliğine de olsa gündemde kalmak ve bir anlığına da olsa meşhur olmak.

Nitelik, kalite, işçilik, estetik, … Emek, emeğe saygı hak getire.

Dedim ya dergiler hala daha sıcak gelir birçoğumuza. Gazeteler gibi gün sonunda unutulmazlar. Bir ay boyunca bizimle birlikte olurlar. Hatta arşivini yaparız birçok derginin.

Şimdilerde yayın hayatına devam eden ve bazı çevrelerin desteğiyle özellikle yaşatılan dergilerle nitelikli yayın yapmaya gayret eden ve uzun yıllardır varlığını sürdüren; gayesi kültür, sanat, edebiyat, estetik ve nitelikli ürünler vermek olan dergileri birbirinden ayırmak gerekir.

Bir saattir edebiyat, kültür dergilerini inceliyorum. Dergilerin çoğunluğu ne yazık ki magazin ağırlıklı. 

Bu durum okuyucunun algı seviyesiyle ilgili olduğu kadar edebiyat ve sanatın geldiği durum açısından da iç karartıcı.

Edebiyat ve sanatın geldiği durumu anlamak için dergiler ölçü olarak kabul edilirse Türkiye'nin bu alandaki gidişatı hiç ümit verici değil!

Çoğu dergi kendi mahfillerinde ahkâm kesen birkaç kalemşorun tekelinde birkaç gençle yürümeye çalışıyor. Nitelikli eser veren dergi çok az. 

Türkiye'de sanat ve edebiyat hassasiyeti her geçen gün magazine yeniliyor. 

Gazetelere büyük iş düşüyor. Nitelikli kültür-sanat ekleri çıkarmaları gerekiyor. Dergi ekleriyle birlikte kültür sanat yayıncılığına daha çok ağırlık vermeleri gerekiyor. 

Bazı dergilerin isimleri de edebiyattan, sanattan, edepten, estetikten çok uzak! 

Biraz garip ve düşündürücü bazı dergi isimleri var. Mizah dergileri mi yoksa kültür sanat dergileri mi anlamak güç… Belki de her şeyden biraz var birçok dergide.

Mizah, fıkra, deneme, polisiye, karikatür, çizgi roman, şiir, hikâye, araştırma, fikir yazısı, kitap eleştirisi, tarih, sosyoloji, felsefe, sinema, tiyatro, müzik… Yine üstadın  “Kırkambar” kitabında bahsettiği “ne ararsan bulunur, derde devadan gayrı” türünden yayın yapan dergilerimiz… Gerçi bunlara kültür, sanat, edebiyat ve estetik dergisi demek ne derece doğrudur  bilemem ama gençlere ulaşan, piyasada isimlerinden bahsettiren, sözüm ona popüler dergiler maalesef böyle dergiler.

İsimlerinden bahsedip tanıtmaya gerek yok. Merak edip bakarsanız isimlerinden anlarsınız böyle dergileri.

Hâlbuki bazı dergilerimizin isimler gayet güzel. Türk Yurdu, Türk Edebiyatı, Dergâh, Ihlamur, Güneysu, Türk Dünyası Tarih Dergisi, Düşünce ve Tarih,  Erciyes, Ocak, Kaşgar, Edebice, Varlık, Türk Dili, … Dergi isimleri olabilecek daha nice köklü ve güzel isimler bulunabilir ki…