İSTANBUL - Balkan Savaşı'nın acı hatıralarını silmek, Fransız uçuşlarının yarattığı hayranlığı Türk havacılarına çevirmek amacıyla iki tayyarelik filonun İstanbul'dan Kahire'ye seyahat etmesine karar verildi.  'Muavenet-i Milliye' isimli tayyarede Üsteğmen Fethi Bey ile Yüzbaşı Sadık Bey, 'Prens Celaleddin' isimli tayyarede ise Yüzbaşı Nuri Bey ile Rasıt Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey yer aldı. Uçaklar, 8 Şubat 1914'te yağmurlu bir havada Yeşilköy'de yapılan törenle yola çıktı. 27 Şubat tarihinde ilk olarak Fethi ve Sadık Beylerin kullandığı tayyare, Taberiye Gölü civarında 'Cehennem Vadisi' denilen bölgede nedeni bilinmeyen bir nedenle düştü. İkinci uçakta yer alan Nuri Bey ile Rasıt İsmail Hakkı Bey, Şam'a ulaşarak şehit arkadaşlarının cenaze namazına yetişti. Kazadan sonra seyahate Yafa'dan devam eden Nuri ve İsmail Hakkı Bey'in tayyaresi ise denize düştü. Nuri Bey boğularak şehit olurken, İsmail Hakkı Bey yardıma gelenler tarafından kurtarıldı.

İLK KEZ RESTORE EDİLİYOR

Kahraman pilotların şehit olmasının üzerinden neredeyse bir asır geçti. Göklerden gönüllere inen şehitler, bir asırdır Türk halkının kalbinde yaşamaya devam ediyor. Türk Havacılık tarihinin ilk şehitlerinin aziz hatıralarının restorasyonuna Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü iş birliğinde tam 106 yıl sonra,  2020 yılında başlandı.  Restorasyon ve konservasyon çalışmaları halen Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü'nde Dr. Ragsana Hasanova danışmanlığında titizlikle yürütülüyor.


 

UÇUŞ ANININ İZLERİ DE KORUNACAK ŞEKİLDE MÜDAHALE YAPILIYOR

Dr. Ragsana Hasanova, şehitlere ait kişisel eşyalar, tayyare pervanesi, uçuş kıyafetleri gibi 74 envanterin tek tek aslına uygun bir şekilde restore edildiğini anlattı. Üsteğmen Fethi Bey'in şehit düştüğü sırada üzerinde bulunan pantolonun restore edildiğini söyleyen Dr. Hasanova, "Fethi Bey'in uçuş yaptığı sırada üzerinde bulunan pantolonun restorasyon ve konservasyon sürecini anlattı. Dr. Ragsana Hasanova, "Bu eser şehit olma anını anlatan, o yaşanmışlıkları ve tahribatları sergiliyor. Buradaki restorasyonda o uçuş anının izlerini koruyacak şekilde müdahalelerimizi yapıyoruz. Yapılan uygulamalarda parça bütünlüğünü sağlasak bile uçuş izlerini koruyacak şekilde çalışmalarımızı yürütüyoruz" dedi.


 

EN ÖZEL PARÇALARDAN BİRİ KAN İZİNİN OLDUĞU PİKE

Çalışmanın en özel eserlerinden birisi ilk uçuşta şehit düşen Sadık Bey'in naaşının sarıldığı ve kan izinin bulunduğu pike. Dr. Hasanova, "Sadık beye ait bu pike, aslında şehitlerimizin uçuş sırasında üşümemek için üzerlerini örttüğü pike ama maalesef şehit olduklarında naaşını taşımak için kullanılmış. Bu yüzden pike üzerinde kan izini görüyoruz. Bizim asıl amacımız tarihe tanıklık eden kan izlerine hiçbir zarar gelmeden genel kirliliği ve tahribatları tamamlamak ve gelecek nesillerin görebilmesi için korumaya almak" diye konuştu.


 

BEL KUŞAĞINDA VATAN TOPRAĞI BULUNDU

Pilotlara ait tıraş takımından, uçuş eldivenine, şapkadan, kılıca kadar pek çok eşyanın titizlikle restore edildiğini belirten Dr. Hasanova, "En önemli eserlerimizden biri de Fethi Bey'in beline bağladığı kuşak. Tesadüfen kuşak konservasyonu yapılırken uç kısmında bir torba olduğunu fark ettik. Restorasyon sırasında açtığımızda uçuşa giderken yanına vatan toprağı aldığını gördük. Toprağı nem geçirmeyen bir malzeme ile kaplayarak yeniden geri yerine koyduk ve konservasyonunu tamamladık" ifadelerini kullandı.


 

TAYYARENİN PERVANESİ DE RESTORE EDİLİYOR

İlk düşen uçak 'Muavenet-i Milliye' isimli tayyarenin ahşap pervanesinin de restorasyon envanterinde yer aldığını söyleyen Dr. Hasanova sözlerini şöyle sürdürdü;

"Organik eser grubunda yer alan eserimiz çok büyük bozulmalara maruz kalmıştı. Hem üzerinde dönemi yansıtmayan yağlı boya katmanı vardı ve orijinal logoyu kapatmıştı. Aynı zamanda böceklenme, kurtlanma vardı. Eserin ilk olarak kimyasal bozulma ve biyolojik bozulmaları geri dönüştürerek fumigasyonunu yaptık. Uzmanlarımızda organik pigmentlerle rötuşlayarak estetik onarımını tamamladı."

Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Yusuf Gürlek ise enstitü olarak bu çalışmayı gerçekleştirdikleri için gururlu olduklarını ifade ederek, "2500 kilometrelik mesafede ilk uçuşumuz. O uçuş esnasında Türkiye'nin ilk hava postası da taşınmış. Böyle bir şeyin ilkini başlatmak kendileri için çok zordu daha önce yaşanmamış bir şeydi. Bu cesareti göstererek diğerlerinin önünü açtılar. Şimdi onların hatırasını yaşatmak, sonraki nesillere aktarmak ve dünyaya yaptığımız güzelliği anlatabilmenin gururu bize heyecan veriyor" dedi.


 

BU YIL SERGİLENECEK

Türk Havacılık tarihinin ilk şehitlerine ait bu özel eserlerin restorasyon çalışmaları ise yaklaşık bir yıldır sürüyor. Eserlerin, bu yıl içinde Türk Hava Kuvvetleri'nin 110'uncu yıl dönümüne özel 15 Mayıs Hava Şehitlerini Anma Günü'nde İstanbul Hava Kuvvetleri Müzesi'nde sergilenmesi planlanıyor.

Editör: TE Bilisim