12 yıl önce İstanbul’da Ümraniye’de sahte bir ihbarla Ergenekon adı ile başlatılan ve Balyoz, Poyrazköy, Askeri Casusluk, Kozmik Oda olarak devam ed

12 yıl önce İstanbul’da Ümraniye’de sahte bir ihbarla Ergenekon adı ile başlatılan ve Balyoz, Poyrazköy, Askeri Casusluk, Kozmik Oda olarak devam eden davalardan en son Ergenekon davası da geçen gün İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde beraatla sonuçlandı. Yalancılar, müfteriler yalanları ile iftiraları ile baş başa kaldılar, kurguladıkları kumpaslar çöktü. Ve bu düzmece davaları kurgulayan, destekleyen, yalancı şahitlerin, zavallıların asıl amacının, Türk Silahlı Kuvvetlerini itibarsızlaştırarak O’nu biat kültürü içine kapatmak olduğu da artık iyice açığa çıktı.

Malumları dünyada pek çok ülkede halkın bir kesiminin, antimilitarist düşünce ve fikirlerin etkisi altında kaldığı ve bu fikirlerden etkilenen bazılarının da pervasızca bu düşünceleri yaygınlaştırmaya çalıştıkları her devirde görülegelmiştir. Bizim kuşağın da içinde yaşadığı İkinci Cihan Harbi sonrasında ülkemizde antimilitarist düşünce ve fikirlerin daha çok aşırı solcular arasında yaygın olduğu göze çarpardı. Bu antimilitarist fikirleri sınırlamak mümkün değilse de bu fikirleri yaymaya çalışanlar, askerliği üretmeden tüketen, ülke ekonomisinin en büyük yükü olarak görürler, kısa sürede kalkınabilmek için ekonomi üzerinden bu yükün kaldırılması gerektiğini, sahte ve bilge tavırlarla anlatmaya çalışırlardı.

20nci yüzyılın sonlarına doğru antimilitarist düşünce ve fikirler, bu defa aşırı sağcılar arasında daha çok yayılır oldu. Hatta hedef tahtasına aldıkları Cumhuriyetin Ordu, Yargı ve Emniyet gibi kuruluşlarında, bu düşünce ve fikirleri daha etkili olarak kullanmaya hız verdikleri zamanla daha iyi anlaşılır oldu.

Sovyet Rusya’nın dağılmasını müteakip Türk-Amerikan münasebetlerinde sık sık ortaya çıkan uyum sorunlarının da aşırı sağcı gruplar arasında en çok Fethullah Gülen’i öne çıkardığı da zamanla anlaşılacaktı.

TSK’ni itibarsızlaştırma harekatını Fetö Grubu, 2007 yılında Ümraniye’de bir gecekonduya yerleştirilen el bombalarının bulunmasının ardından Ergenekon sürecini başlatmıştı. Daha sonra da kurduğu kumpaslarla Balyoz, Poyrazköy, Askeri Casusluk, Kozmik Oda gibi davalar açıldı, operasyonlar yapıldı. Basına yansıdığına göre 12 yılda 3 bin kişi takip altına alınmış, 1360 kişinin ifadesi alınmış, 588 kişi de tutuklanmış ve binlerce sayfalık dosyalar hazırlanmış.

Tabii bir garip Fetö’nün; içinde Genelkurmay Bşk. ve görevde bulunan generaller, subaylar, bilim adamları, politikacı ve gazetecilerin de bulunduğu toplumun önde gelen isimlerine kumpas kurup tutuklanmalarında ve cezalandırılmalarında önemli destek ve teşvik gördüğü apaçık ortada idi. TSK’ni, Yeniçeri Ocağı’na benzetip disiplinsizlikle suçlayan, TSK generallerinin onbaşı bile olamayacağını ve askerliği bile bilmediklerini ifade eden, kendi işlerini yapıp yapamadıklarını değerlendireceklerine bu komutanların nasıl muharebe edeceği konusunda ahkam kesen, TSK bağırsaklarını temizliyor diye bilmişlik taslayan ve iktidara da yakın bazı gruplar açık açık Fetö’yü onayı modunda idiler.

Bu hain kumpaslarla yıllardır özgürlüklerinden yoksun kalan, ailece acı ve ızdırap çeken, istikballeri gasp edilen, asılsız ve usulsüz suçlara dayanamayıp hayatlarından bile olan, bir çoğunu yakından tanıdığım günahsız arkadaşlarımın son grubu da beraat etmiş oldu.

Değerli okurlarım,

Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının oluşturduğu büyük dünya adasının kalpgâhında Türkiye; büyük istila ve ticaret yolları üzerinde, su ve enerji kaynaklarının kontrolüne imkan veren stratejik konumu ile ve sadece güçlü ve kuvvetlilerin yaşayabildiği bu zorlu coğrafyada güçlü bir Ordu’ya sahip olmak zorundadır.

İşte bu zorlu coğrafyada ancak güçlü ve kuvvetli bir ordu ile ülkesinin ve milletinin güvenliğinin sağlanabileceği ve bu zorlu coğrafyada sadece güçlü ve kuvvetlilerin yaşabildikleri hiç ama hiç unutulmamalıdır.

Ve bu gerçekler nedeni ile ordumuza gözbebeğimiz gibi sahip çıkıp O’nu her tacizden ve tecavüzden ısrarla korumanın önemi apaçık ortadadır.

Amaçları Türk Silahlı Kuvvetlerini itibarsızlaştırarak biat kültürü içine kapatmak olan hain Fetöcülerin kumpasları artık çökmüş, Adalet geç de olsa tecelli etmiştir.

Şimdi sıra, nereye kaçarlarsa kaçsınlar, ne kadar gizlenirlerse gizlensinler suçlulardan hesap sorulmasına gelmiştir.