Kurban bayramına az bir süre varken bayramla eşdeğer görülen kurban meselesini incelemek, irdelemek isterim. Kurban kesimi sadece İslam inancın da ve ba

Kurban bayramına az bir süre varken bayramla eşdeğer görülen kurban meselesini incelemek, irdelemek isterim. Kurban kesimi sadece İslam inancın da ve bayramda mı vardır, kurban bayram dışında da kesilir mi? Ramazan ayı süresince ve oruç ibadeti gibi hep bilindik konular ve bilindik cevaplar. Kurban tarih boyunca hep vardır ve uygulanmıştır, İslam dini Hz İbrahim ve Hz İsmail’le ilişkilendirip kurbanı Allah için keserler, kurban Allah’a ikram ve adama iken kurban etini yine kesen ve ailesi, eş dost komşuları   muhtaçlar paylaşır ve tüketirler.
Kurban kesimi İslam dininde olduğu gibi Sümerler de keserler ve güneşe adarlar, Babiller keserler ve ay’a adarlar, Haşhaşiler keserler ve suya adarlar, Zerdüştler keserler ve Ahura Mazda’ya adarlar, Yahudiler keserler ve Musa’ya adarlar imiş. Bu inanç ve uygulamaları kimler nerede ve nasıl yapar, yapmaya devam eden var mı ? ayrı bir konu. İslam dini ulemaları ve bu dünyayı terk etmiş bilgisine güven duyulan bilirleri de bu sebeple kurbana karşı bir tez geliştirmeseler de farz olduğunu ifade etmemişlerdir.
Kurban kelimesini kabul görmüş bir literatür ise şu şekliyle kısaca tarif etmiş ; “Kurban, ilah olarak kabul edilen ya da yüceltilmiş bir varlığa sunulmak üzere kesilen canlı. Bir dileğin gerçekleşmesi için sunulan kurbana ise adak denir. ” Kurban kesimi ve manevi bayramlarımız insanların görüşmelerini, kaynaşmalarını, yardımlaşma ve paylaşmalarını, birbirlerini anlamayı önermek, istemek dışında ne olabilir ki? Bin yılın çok üzerin de bir geçmişi olan İslam dini, bayramları, kurban kesimi konusun da neden halen aynı ezber sorularla kargaşa içerisindeyiz ki ? Geçen yıllar, değişen yaşam şartları, imkan ve sahip olunan kolay olanaklarla birlikte sahip olduğumuz akıl, aklımız doğru uyarlamaya, eşleştirme haline yeterli gelmiyor mu?
Bayramlarımız ki neşe bulduğumuz günler,neşemize neşe kattığımız günler. Acı ve hüzünleri bağrımıza bastığımız,gömdüğümüz günler. Belki zorla belki rol model de olsa bayram ruhi haline kaptırarak yaşadığımız günler. Milli bayramlarımızda ki coşkumuz artarak, ivme kazanarak devam ediyor ve edecekse, manevi, kutsal bayramlarımız da coşkusuyla devam edecektir. Alışılagelmiş kısır sohbetler, tartışmalar süredursun, hiçbir çağ, yöntem, yönetim değiştirmez, değiştiremez bu halimizi. Tarihe göz attığımız da asırlar boyu kutlanmış ve içerisinde kardeşlik, paylaşma ve dayanışmayı barındırmıştır.
Yazanlar da konuşanlar da, çok seviyoruz eleştirmeyi, eleştirmek güzel elbet, yeni fikirler, yeni akımlar oluşturmak ve en iyi ve güzel olana yol almak. Şen bir bayram yaşamak, bayram süresince de olsa acı ve hüzünlerimizi rafa kaldırsak. Kolay mı ? değil, hiç değil, ülkemizde yaşanan ve binlerce eve, temeline acı, hüsran öyle bir girmiş ki, acını rafa kaldır demek ne mümkün. Gerçeklerimizin farkında lığı ile bir nebze ışık, teselli, bir anlık unutma değil de uzaklaşma halleri. Bayramlarımız sandıkta, çekmece de saklı tuttuğumuz gülen yüzlerimizi çıkarma günleri. Farkın da olsak da olmasak da bir genç nesil bizlerle birlikte ömür yolculuklarını devam ettirmek de. Şen bir bayram özlemi duyabilmek için yaşamaları gerek. Bayramlarımız şen olsun, kardeşlik duygularımızın öne çıktığı güzel günlerin amelesi olalım, neşesi ve güzel anıları içine alan en olsun.
Barış ve huzurla neşeli bir bayram temennimizi eşe, dosta, arkadaşa, dosta, akrabaya, komşuya bildirirken, yapı taşları haline gelmemizdir dilek ve dua’m. Dünyada ki tüm vahşet hallerini var eden de, barış, huzur, neşe ve sağlıklı bir yaşamı idame ettiren ve şartlarını oluşturan da insan değil mi ? sen ben o, siz biz onlar, aklıyla yaşayan hepsi, bunlar. Sevdiklerinizle mutlu bayramlar geçirmeniz dileğimle..