Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul'u, dünyanın en büyük projelerinin merkezi haline getirdiklerini belirterek, "Artık İstanbul dünyayı izlemeyecek. Dünya İstanbul'u izleyecek. Artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti başkalarını takip etmeyecek. Başkaları Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni gıpta ile hayranlıkla takip edecek" dedi.

Davutoğlu, İstanbul Kongre Merkezi'nde "3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli Projesi"nin açıklandığı toplantıda yaptığı konuşmada, İstanbul'un tarihi bir gün yaşadığını aktardı.

İstanbul'un tarihin özde şehri olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "İstanbul, geçmişin özde şehri olduğu gibi geleceğin, küresel dünyanın da özde şehri olacaktır. Üç imparatorluğa başkentlik yapan aziz İstanbul bugün 3 Katlı Büyük Tünel projesiyle aslında küresel bir güç olma yolunda ilerleyen dördüncü bir dünya devleti olacak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin geleceğini bünyesinde, dokusunda, genlerinde barındırmaktadır" diye konuştu.

Şehrin doğal güzelliklerini anlatan Davutoğlu, Yedi Tepe'de toprak ve havanın birbirleriyle raks eder gibi buluştuğunu, buranın insanoğlu için yaşanabilecek en güzel mekan olduğunu kaydetti.

Davutoğlu, İstanbul'u anlayanın, yaradılışı anladığını belirterek, "İstanbul'a nüfuz eden yaradılışın, var oluşun sırrını anlar. İstanbul'a saygı gösteren, huzurunda eğilen, insanlığın ortak bilincini anlar. Böyle bir şehirde her an tarihi ve mekana nüfuz ederek yaşama lütfuna ermişiz. Tarih İstanbul'da insanlığın bütün birikimini yansıtır. İstanbul tarihi sürükleyen, tarihin önünde yürüyen bir şehirdir" dedi.

"İstanbul tarihi birikimimizin bugüne yansımış şeklidir"

Ayasofya'nın ve Süleymaniye Camisi'nin yapımını anlatan Davutoğlu, "Fatih Sultan Mehmet Ayasofya'yı şereflendirdiğinde ve İstanbul bizim medeniyetimizle şereflendiğinde yeni bir çağın önü açıldı" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, 16. yüzyılda dünyanın en büyük şehrinin İstanbul olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"İstanbul ekonominin İpek Yolu'yla son durağı olarak en büyük şehriydi. İstanbul, zulme uğrayanların sığındığı şehirdi. İlmin merkeziydi. İstanbul tarihte hiçbir zaman edilgen olmadı, birileri tarafından kendisinin şekillendirilmesini beklemedi. Kendisine tevazuyla irfanla hikmetle gelenlere mekanı ve tarihi öğretti. Büyük medeniyet çığırlarının merkezi oldu. Bir imparatorluk yıkılırken dağılırken çözülürken bile 1875'te dünyadaki ikinci tünel, hala kullandığımız 573 metrelik tünel, İstanbul'da açılmıştı. İstanbul iddialı milletlerin elinde yükselir ve iddialı milletleri yükseltir. İddia sahibi olan milletler, devletler İstanbul'a sahip olmakla küresel güç olurlar. Geçmişte imparatorluk, bugün küresel güç. İstanbul kendisine hakkını verene, tarihin hakkını verir. İstanbul kendisine saygı gösterene, bütün insanlığın saygı göstermesini sağlar. Biz böyle bakıyoruz. İstanbul tarihi birikimimizin bugüne yansımış şeklidir. Eğer bizim medeniyetimiz tek bir şehirle anlatılsaydı, o şehir İstanbul olur. Eğer bizim medeniyetimizin huzuru, şehir ahengi tek bir mekanla anlatılsaydı, o İstanbul olurdu. Biz İstanbul'a her an hizmet etmenin şerefini, onurunu yaşıyoruz. Ama aynı İstanbul imparatorluklara merkez olmuş, payitaht olmuş, büyük mimari eserlerin dünyada nakşedildiği o güzel şehir, 90'lı yıllarda çöp tepeleriyle hava kirliliğiyle anılır hale gelmişti. O mis kokulu Lale Devri İstanbul'u, kötü kokuların sindiği, insanların sokağa çıkarken birçok kez düşündüğü, tedbir almak zorunda olduğu bir şehir haline gelmişti."

"Tarihin özde şehri haline geldi"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, o dönemde şehrin kendi tarihiyle ve mekanıyla neredeyse yabancılaşmış halde olduğunu belirterek, 1994'ten itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olması ve AK Parti olarak andıkları tarihi bilincin İstanbul'a yansımasıyla kentin kaderinin değiştiğini, tarihin özde şehri haline geldiğini anlattı.

AA