Türkiye’ye karşı son zamanlarda sistemli bir şekilde ‘’Kuşatma’’ uygulanıyor. Bu kuşatma Türkiye’yi üç cepheye hapsetme planı şeklinde yapılmaktadır. Özellikle de Batı cephesinde; Yunanistan ile tarihi bir kapışmaya doğru gidilirken, Doğu ve Güney cephesinde ise Ermenistan eli ile Kafkaslarda çatışma ve PYD/PKK gibi taşeron terör örgütleri vasıtası ile de Türkiye’ye karşı terörist faaliyetler, son olarak da benimde en çok dikkat çektiğim cephe olan İç Cephe! İç Cephede de büyük bir kaos planını devreye sokmak için çalışıyorlar.

Özellikle Batı Cephesinde Yunanistan’ı taşeron devlet olarak Türkiye’nin üstüne salmak için fırsat kollayanlar, Türkiye’ye karşı düğmeye basmış durumdadır. Yunanistan tarihindeki en büyük silahlanmayı yapmaktadır. Özellikle de Adalar üzerinden Deniz ve Hava Kuvvetleri yönlü baskın bir savaş planını Türkiye’ye karşı harekete geçirmek üzere düğmeye basmış durumdadır. Son zamanlarda özellikle de arkasına aldığı ABD,Fransa, İsrail gibi devletlere de güvenerek hareket eden Yunanistan, her platformda Türkiye karşıtı söylemler ve eylemlerde bulunmaktadır. Yunanistan’ın bu hoyratlığı kendi başına iş açacaktır. Yunanistan bir Amerikan rüyası ile hareket ediyor lakin Osmanlı tokadını yediğinde o rüya kâbusa döner. Daha önceleri de Yunanistan ile ilgili yazdığımız yazılarda Yunanistan’ın yaptığı hazırlıkları ve baskın savaş planını açıklamıştık. Bu husus önümüzdeki yakın zamanda daha çok hadiselere gebedir. Yunanistan açık bir şekilde görülmektedir ki masadan anlamıyor. Yunanistan sahadan anlıyor. Ona anladığı dilden cevap Türk Devleti tarafından zamanı geldiğinde verilecektir.

Gelelim Doğu ve Güney cephesine... Sevgili dostlar Amerika Birleşik İlletleri hiçbir zaman Kafkaslarda bir istikrar istemez. Dolayısı ile Kafkaslarda sürekli gerek gördüğü zamanlarda taşeron bir devlet gibi kullandığı Ermenistan’ı sahaya sürmektedir. Geçtiğimiz günlerde ABD Temsilciler Meclisi Başkanı olan Nancy Pelosi Ermenistan’a ziyarette bulunmuştu. Bu ziyaret tam da yeniden Ermenistan-Azerbaycan çatışmalarının başladığı zamanlara denk gelmesi tesadüf değildir. Kaoslar Kraliçesi olarak bilinen Pelosi’nin buraya gelmesi de tesadüf değildir. Azerbaycan’ı ve Türkiye’yi de içine alan bir tehdit söylemi oluşturmaktan da geri durmamıştır. Bu cephede de Türkiye’ye karşı bazı tuzaklar var ve buna da dikkat etmeliyiz.

Bu bağlamda Güney’de de PYD/PKK gibi taşeron terör örgütleri vasıtası ile Türkiye’ye karşı terör saldırısı başlatılmak isteniyor. ABD, Fırat’ın Doğu’sunda terör örgütlerine eğitim vermeyi ve onları silahlandırmaya devam ediyor. Suriye’deki bu yapı dağıtılmadan, her daim Türkiye’ye karşı büyük bir tehdit hususu vardır...

Son olarak benimde çok önemsediğim ve her fırsatta üstünde durduğum İç Cephe... Global Monarşi ve Gladyo eli ile Türkiye’de İç Cepheyi sarsmak ve bir kaos oluşturmak için fırsat kollayanlar var. Mülteciler üzerinden de bu manada kaos oluşturacak büyük tehditler var. Türkiye içeride birlik ve beraberlik içinde güçlü bir duruş sergilemektedir. Bu duruşu bozmak için her fırsatta bir eylem için plan yapanlar uygun zamanı beklemektedirler. Bunun için de yavaş yavaş harekete geçtiler. Mersin’de yapılan saldırı bu manada önem teşkil etmektedir. Gerçekten zor bir zamandan geçiyoruz, Rabbim yar ve yardımcımız olsun inşallah.

Böylesine bir süreçte her ne olursa olsun Vatan cephesinden olaylara bakmak önemlidir. Söz konusu Vatan olduğunda, gerisinin teferruat olduğunu bilerek hareket etmeliyiz. Unutmayın: Dengeler yeniden kuruluyor. Dünyada da, dünyanın merkezinde de Türkiye’de de...