Bilindiği gibi Avrupa’da 1914 Temmuz ayının sonunda başlayan Birinci Dünya Harbinde Osmanlı, ancak üç ay tarafsızlığını koruyabilmiş, malumları

Bilindiği gibi Avrupa’da 1914 Temmuz ayının sonunda başlayan Birinci Dünya Harbinde Osmanlı, ancak üç ay tarafsızlığını koruyabilmiş, malumları 1914 Kasım ayı başında bu büyük harbe katılmıştık.
1915 yılı başında Doğu’da Sarıkamış, Güney’de Süveyş Kanalı taarruzlarımız hüsranla neticelenmiş, İngiliz ve Fransızların Çanakkale ve Gelibolu taarruzlarına geçit verilmemiş, İngilizlerin Basra Körfezi’nden Bağdat’a taarruzları da durdurulabilmişti.
1915 yılı başında kaybettiğimiz stratejik insiyatifi, 1916 yılında Irak’ta, Sina’da, İran’da, Avrupa’da, Galiçya ve Romanya’da yeniden kazanma gayreti içinde idik. Nitekim İngiliz ve Fransızlara karşı Çanakkale ve Gelibolu’da parlak bir zafer kazanılmış, Irak’ta bir İngiliz Tümeni esir alınmış, Doğu Cephesinde de büyük zayiat vererek Trabzon-Erzincan-Van hattına büyük bir toprak kaybına rağmen cephede istikrar sağlanmış ve Tebriz’e kadar İran topraklarına girilmişti.
100 yıl önce bugünlerde Irak’ta bir İngiliz Tümeni’nin teslim alınacağı günlerin arefesinde, yine büyük bir zafere ulaşmak üzere idik.
Bu İngiliz Tümeni 1914 yılı Kasım ayı başında Basra Körfezi’nde Fao Yarımadası’na çıkmış, Şattülarap boyunca kuzeye doğru ilerleyerek önce Basra’yı, sonra da Fırat ve Dicle nehirlerinin birleştikleri yerde Kurna Kasabası’nı ele geçirmişlerdi.
İngilizlerin bu harekatı hiçbir ciddi mukavemetle karşılaşmamıştı. Zira bölgedeki 6’ncı Ordu birlikleri ile, Doğu’da 3’ncü Ordu, Suriye’de de 4’ncü Ordu birlikleri takviye edilmiş, bölgede zayıf birlikler bırakılmıştı. Bu birliklerdeki Arap asıllı askerler de topluca firar ederek bölgedeki kuvvetleri etkisiz hale getirmişti. İngilizlerin bu kolay başarıları İngilizler tarafından bile “Kıtasız ve Komutansız bölgeye yapılan baskın” olarak nitelendirilmekteydi.
Bağdat’ı hedef alan İngilizleri, yeni takviyeler alan birliklerimiz Yb.Süleyman Askeri’nin komutasında 14 Kasım’da Bağdat’ın hemen güneydoğusunda Selmanpak’da durdurmayı başardılar. 1915 yılı bölgede savaşlar devam ederken her iki taraf da kuvvetlerini takviye ediyordu.
Selmanpak’da Türk mevzilerine 22 Kasımda yeniden başlayan ve üç gün süren taarruzda ağır kayıplar verince İngilizler; Dicle Nehri’nin dirsek yaptığı Kütülamare’ye çekilip bölgeyi tahkim etmeye başladı.
Bu ara yeniden teşkilatlanan ve takviye alan 6ncı Ordu yıl sonuna doğru çekilen İngiliz Tümenini takip ederek Kütülamare’de kuşatmayı başardı.
6’ncı Ordu K.Alman Mareşal Von der Goltz adına kuşatma bölgesindeki birliklere Nurettin Paşa komuta ediyordu. 23 Aralık’ta Gn.Towsend’in komuta ettiği İngiliz Tümeni tamamen kuşatılmış ve çaresiz bir durumda idi.
20 Ocak 1916’da Enver Paşa’nın amcası Alb.Halil’in atandığı birliklerimiz İngilizlerin kuşatmayı yarmak için yaptıkları bütün hücumları akamete uğratıyordu. Her defasında büyük zayiat veren İngiliz Tümeninde açlık başlamıştı, teslim olmaktan başka çareleri yoktu.
Gn.Towsend’in bir milyon sterling’lik şartlı salıverme teklifi kabul edilmedi. 29 Nisan günü saat 13:00’te İngilizler kayıtsız şartsız teslim oldular.
Gn.Towsend’in; 476’sı subay, 13309 İngiliz ve Hintli askerlerini teslimi, İmparatorluk birliklerinin tarihteki en büyük kitlesel teslimi idi. İngilizler için büyük bir utanç kaynağı oldu.
Bu Çanakkale ve Gelibolu Zaferleri’nin ardından Türk Milleti için muazzam bir başarı idi.
Alb.Halil de bu başarının ardından “Paşa” olmuştu.
100ncu yılında Kütülamere Zaferi’ni, kahraman şehitlerimizi rahmetle anarak onurla, şerefle kutluyorum.