İSTANBUL, (DHA)

Adalet Bakanlığı, şiddet ve istismar mağduru çocuk ve kadınların yargı süreci içerisinde desteklenmeleri amacıyla, 1 Nisan’da pilot uygulama başlattı. Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Merkezi adı verilen yeni konsept ile mağdurlar sanıklarla karşılaşmadan, mahkeme kapılarında beklemeden, duruşma salonlarında gerilim yaşamadan hukuken yapmaları gerekeni yerine getirebiliyor. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde kurulan bu merkezde çocuk, genç ve yetişkin istismar veya şiddet mağdurları özel odalarda ağırlanıyor, savcı ya da hakimi görmeden psikolog refakati ve eşliğinde ifadesini verebiliyor. Merkeze ulaşmak için adliye binası içinde dolaşmak zorunda kalmadan doğrudan merkeze geçiş yapabilen mağdurlar, yargı süreçlerinde yaşayabilecekleri tüm travmatik olaylardan uzak kalıyor. Merkezden yalnızca mağdur çocuk ve kadınlar değil, boşanma davalarındaki çocuklar ve suça sürüklenen çocuklar da yararlanıyor.

DHA ekibi, mağdur haklarının özenle korunduğu Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Merkezi'ne girdi. Merkezden sorumlu Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ramazan Öksüz, merkezi gezdirerek, burada yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.

'AMAÇ İKİNCİL ÖRSELENMENİN ÖNÜNE GEÇMEK'

Başsavcı Vekili Öksüz, merkezde öncelikle kadınlar ve mağdur çocuklar olmak üzere tüm suç mağdurlarının yargısal süreç içinde desteklendiğini belirterek, “Kırılgan gruplar içinde kalan mağdurların ikincil örselenmelerinin önüne geçilmesi, mağdurların adli süreç boyunca desteklenmeleri noktasında adli destek birimlerine ihtiyaç duyuldu. Adli destek ve mağdur hizmetleri Türkiye’de 6 ilimizde var” dedi.

Merkeze istismar ve şiddet mağduru çocuklar dışında, boşanma davalarındaki çocuklar ile suça sürüklenen çocukların da geldiğini söyleyen Öksüz, "Merkezimize aile mahkemelerinde boşanma davası olan ailelerin velayet konusunda görüşmelerinin yapılması konusunda uzmanlarla görüşmesi için gönderdiği çocuklar, sosyal hizmet raporu düzenlenmesi gereken suça sürüklenen çocuklar gelmekte. Ceza yargılaması destek bürosu, suça sürüklenen çocuklara hizmet veriyor. Bunun haricinde soruşturma aşamasında ve yargılama sırasında suça maruz kalmış, yaşı küçük mağdurlar merkezimize geliyor. Adli görüşme odaları vasıtasıyla bu mağdurlarımızın ifadeleri alınıyor. Soruşturma aşamasında savcılarımız tarafından bu odalarımız kullanılıyor, yargılama aşamasında ise sanıkla yüz yüze gelmesi istenmeyen ya da kırılgan grup içinde kalan kendisini orada çok iyi ifade edemeyecek, duruşma salonunun ortamından da psikolojik olarak etkilenebilecek mağdurlar hizmet alıyor."

'ÇOCUK DURUŞMA SALONUNDA SANIKLA YÜZ YÜZE GELMİYOR'

Merkezdeki odalarının Adli Görüşme Odaları Yönetmeliği’ne göre düzenlendiğini söyleyen Başsavcı Vekili Öksüz, "Adli görüşme odaları üç bölümden oluşuyor. Birincisi bekleme, ikincisi gözlem, üçüncüsü de şu an içinde olduğumuz görüşme odası. Gözlem odasında ve görüşme odasında elektronik cihazlarımız bulunuyor. Bu odada yüksek teknoloji kamera sistemi var. Mağdur, uzmanımızla birlikte görüşmeye geçtiğinde, bu odayı kullanıyor. Uzmanımızın kulağında kulaklık bulunuyor. Soruşturma aşamasında ise savcı gözlem odasında ifadeyi almak için hazır bulunuyor. Yargılama sırasında ise mahkeme salonlarındaki hakimlerimiz kulaklık aracılığıyla sorularını uzmanımıza soruyor ve uygun bir dille bu sorular mağdura aktarılıyor. Bu şekilde ifade alınması sağlanıyor. Çocuk duruşma salonunda sanıkla yüz yüze gelmiyor. Güvenli ve korunaklı bir alan, uzman eşliğinde; psikolog, pedagog ya da sosyal çalışmacı uzmanlarımız eşliğinde, kendisini güvende hissederek ifadesini veriyor."

'MAĞDURLARIN PSİKOLOJİLERİ DÜŞÜNÜLEREK HAZIRLANDI'

Yönetmelikte odaların nasıl olması gerektiğinin de düzenlendiğini belirten Başsavcı Öksüz, "Odanın metrekaresi, aydınlık ve havadar olması, içinde bulundurulacak unsurlar konusunda ayrıntılı düzenlemeler var. Bu düzenlemeler doğrultusunda odaları hazırlıyoruz. Bu merkez bir kat olarak ayrılmış ve koridorun en sonu özellikle seçilmiştir. Adliyede bazı günlerdeki duruşma yoğunluğu nedeniyle kalabalığın yansımadığı bir alandır burası. Ana girişe en yakın noktada. Mağdurların adliye içinde başka noktalara gitmek zorunda kalmadan doğrudan girişten 100 metre sonda mağdur haklarına girmesi sağlandı. Odadaki duvar kağıtları seçiminden, teknik cihazlara kadar mağdurların psikolojileri göz önüne alınarak düzenlendi" ifadeleri kullandı.

'BEN SANIĞI GÖRECEK MİYİM DİYE KAYGILANIYORLAR'

Merkezde görev yapan Psikolog Funda Emin Çolakoğlu ise mağdur çocuk, genç ve kadınlar ile görüşmeler sırasında nasıl bir süreç işlediğini anlattı. Çolakoğlu adli destek süreci boyunca mağdurlara eşlik ettiklerini belirterek, "İlk bölüm bekleme odası, uzmanlaşma karşılaştığı alan burası. Burada tanışma, ön görüşme yapılıyor. Çocuğun ruhsal, gelişimsel durumu değerlendiriliyor, görüşmeye hazırlık yapılıyor. Mağdura, ‘Biraz sonra seninle odaya gireceğiz, sadece sen ve ben olacağız. Odada kameralar var ama sen kimseyi görmeyeceksin. Benim kulağımdaki kulaklıkla gelen soruları sana soracağım’ diyerek bilgilendirme yapıyoruz. Amacımız görüşmeyle ilgili bilgi edinmekten ziyade önce güven verici, samimi ilişki ağını kuracağımız bir ortam oluşturmak. Daha sonra, görüşmeden önce, savcı ya da mahkeme ifadesi başlayana kadar rahatlaması amacıyla çalışma yapıyoruz. Soruları oluyor; ‘Odaya ne zaman gireceğiz, orası nasıl bir yer, ben sanığı görecek miyim gibi.’ Zaman zaman kaygılı, üzüntülü ifadeler oluyor. Ben süreçle ilgili bilgi veriyorum. An an takip ettiğim için korktukları, kaygılandıkları durumlarda fiziksel tepkilerini göz önüne alarak destek oluyoruz."

'ÇOCUK ODAKLI YÖNTEMLER KULLANIYORUZ'

Odadaki materyallerin nasıl seçildiği konusunda bilgi veren Çolakoğlu, "Bu odadaki materyaller hem çocukları rahatlatmak için hem de ifade anlatımında kullanabilecek tercih edildi. Örneğin prizmalar kullanılarak bu sensin bu da o, bunları kullanarak anlatabilir misin diyerek, yaratıcı, esnek, çocuk odaklı yöntemler kullanıyoruz. Ergen ve yetişkinler için kullandığımız odanın düzeni diğer odadan farklı. Oyuncaklar yok. Bizi arkadaş gibi görmeleri, onları daha iyi anlamaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Duruşma salonlarında sanıklarla karşılaşmamaları çok önemli. Yoğun duygu boşalmaları yaşamamalarını sağlıyor. Ayrıca zaman zaman mahkeme koridorlarında uzun bekleme sürelerine maruz kalmaları, duruşmaya girmek istemedikleri için olumsuz etkilenip donakalmaları, ifade vermelerini kolaylaştırıyor. Psikolojik olarak buradan daha rahatlamış , savcılık ya da duruşma salonunda ifade vermedikleri için ikinci bir mağduriyet yaşamaları engellenmiş oluyor."

GÖRÜŞME ODASINDAN DAVA DOSYASINA İFADE

DHA ekibi görüşme odasında mağdurların ifadelerinin nasıl alındığını uygulamalı olarak görüntüledi. Psikolog Çolakoğlu görüşme odasında yaşananları şöyle anlattı:

"Görüşme odasına girdiğimizde mağdura, ‘Bahsettiğim oda burası, kameralar bizi kaydediyor, savcı ya da hakim bizi duyuyor. Kulağımda kulaklık var, sen onları duymayacaksın, onlar seni duyacak’ diye bilgilendirme yapıyoruz. Bir kamera mağduru, diğer bir kamera da geniş açıyla odayı çekiyor. Kimlik tespiti yapılıyor, hakları anlatılıyor. Görüşme sırasında doğal akışında mağduriyeti ile ilgili olayı anlatmasını istiyoruz. Örneğin, 'Bu konuda bilgi edinmem çok önemli’ diyerek odaklanan sorular da soruyoruz. Açık uçlu sorular da oluyor. Örneğin, ‘O gün böyle mi oldu, nasıl hissettin’ şeklinde. Yönlendirmeyen sorular, kendi beyanlarını, doğal akışında ifadesini vermesini sağlamaya çalışıyoruz. Çoktan seçmeli sorular da soruyoruz zaman zaman. Anlık olarak kamera kayıtları, UYAP sisteminde kayıt altına alınıyor. Mahkeme ya da savcılık görüşmenin diyaloglarının ne olduğunu, yönlendirme olup olmadığını rahatlıkla tespit ediyor. Az çok çocuğun tutum ve davranışını tespit ediyoruz."

'KÖTÜ ODALAR OLACAK SANDIM AMA TAM TERSİ, ODALAR ÇOK GÜZEL'

Görüşme sonrası da mağdurlarla ilgilenildiğini, rahatlamalarının sağlandığını ifade eden Çolakoğlu, şöyle devam etti:

"Buradan çıktıktan sonra zaman zaman mağdurlar kendilerini suçlama eğiliminde oluyorlar; ‘Benim yüzümden bu olay gerçekleşti, ailem zarar görebilir’ gibi. Kaygılarını gideriyoruz. Bu yaşanılanın kendilerinin suçu olmadığını anlatıyoruz. Çalışmanın sonunda görüşlerini paylaşmalarını istiyoruz. Bir çocuğumuz şöyle yazmış; ‘Gelirken daha cana yakın olacaklarını değil, sert olacaklarını düşünmüştüm. Ve kötü odalar olacağını sandım. Ama tam tersi, herkes cana yakın, odalar çok güzel, ben burayı çok beğendim.’ Yine bir başka görüş formunda bir aile ‘Oğlum için çok güzel bir ortam arkadaşların ilgisi çok sıcak, oğlu kendi evindeki samimiyeti hissetti’ yazıyor.”
Editör: TE Bilisim