Cumhuriyetimiz kurulduktan sonra, 22 Kasım 1924'de görev alan Ali Fethi Bey’in (Okyar) başbakanlığındaki 3. Hükümetin Adalet Bakanlığı’nı üstle

Cumhuriyetimiz kurulduktan sonra, 22 Kasım 1924'de görev alan Ali Fethi Bey’in (Okyar) başbakanlığındaki 3. Hükümetin Adalet Bakanlığı’nı üstlenmiştir Mahmut Esat Bozkurt… Ve daha yaşı 32’dir… Zaten ondan önce de, 30’unda, daha Cumhuriyet kurulmadan, kan ve ateşle sınanan savaş hükümetinde “İktisat Vekilliği” yapmıştır. Bir çok kişi onu hep Adalet Bakanlığı ile tanıyor olsa da o, aynı zamanda, Gökalplerin, Akçuraların ardından Türkiye Cumhuriyeti'nin düşünsel arka planını yaratan düşünce ve eylem insanıdır.

İzmir'de doğan Mahmut Esat Bozkurt, İstanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra İsviçre'ye giderek Friborg Üniversitesi'nde hukuk dalında lisans eğitimi görmüş ve ardından hukuk doktorası yapmıştır. 1918 yılında tamamladığı doktora tezi "Osmanlı Kapitülasyonları" dır.

Vatanın düşman saldırısına uğraması üzerine yurtdışından dönen Bozkurt, İzmir-Kuşadası'nda kurulan 120 kişilik Kuvayı Milliye birliğinin başına geçmiş, Aydın ve çevresindeki ulusal kuvvetleri örgütlemiş, 1920 yılında 1. TBMM'de İzmir Milletvekili olmuştur. Meclis çalışmalarıyla birlikte "Hakimiyet-i Milliye" ve "Yeni Gün" gazetelerinde yazılar yazmıştır. Savaştan sonra da yazılarını yazmayı sürdürmüştür.

Mahmut Esat Bozkurt 1922-1924 yılları arasında İktisat Bakanlığı, 1924-1930 yılları arasında da Adalet Bakanlığı yapmıştır.

O, her şeyden önce devlet eliyle çağlar sonra Türk kadınına hak ettiği asil konumu yeniden sağlayan "Medeni Kanun"un mimarıdır.

Mahmut Esat Bozkurt, Türkiye tarihinde kadın-erkek eşitliğinin gerçekleşmesi adına en büyük katkıyı sunan adamdır. Çünkü gelişen çağın getirdiklerini okumuş, hem kendi çağının gereklerinin uygulayıcısı olmuş hem de kendi çağının ötesinde uygulamalara imza atmıştır. Mahmut Esat Bozkurt gibi Cumhuriyeti kuran, kuruluşuna katkı sunan Türkçüler sayesinde Türkiye, “uygarlığın beşiği” olarak görülen Avrupa’nın bir çok ülkesinden yaklaşık 20-30 yıl önce kadınların seçme ve seçilme özgürlüğünü kazandığı bir ileri aşamayı yaşamıştır. Atatürk önderliğinde gerçekleştirilen büyük Türk devrimi Türk halkını “tarım toplumu” görünümünden çıkarıp “sanayi toplumu” haline getirmek adına yoğun bir uğraşın içerisine girmiştir. Çünkü 1. Paylaşım Savaşı’nın ardından çağdaş-gelişmiş uluslar hızla “sanayi toplumu” olma yolunda ilerlemektedirler ve bu bağlamda sanayileşme, kadını “ev kadınlığı” konumundan çıkararak kadının ekonomik yaşamın bununla bağlantılı olarak toplumsal, kültürel ve siyasi yaşamın içerisinde yer almasını sağlamıştır.

Mahmut Esat’a ilişkin çok şey söylenebilir;
Freiburg'da doktora öğrencisi,
Kuvayı Milliye'de öncü milis,
1. ve 2. Meclis'de İzmir'den milletinvekili,
Atatürk'ün yanıbaşında en genç bakan (30 yaşında İktisat vekili),
Yeni kurulan bir devletin hukuk sistemini yaratan yasa yapıcı (34 yaşında Adliye vekili),
Bizzat Atatürk'ün "Bozkurt" soyadını verdiği,
Ankara Üniversitesi'nde Türk Devrim Hukuku'nu anlatan hoca...

Ve tüm bunların yanında ondan bize kalan, o günlerden bu günlere dönüp dönüp göz attığımız bir başyapıt… Kitaplığımın baş köşesinde Atatürk’ün Söylev’i (Nutuk) ile birlikte her dem yan yana duran bir kitabı vardır Mahmut Esat’ın… Atatürk İhtilali… Diğer tüm yazdıkları da özeldir. Ancak diğerleri bir yana, Atatürk İhtilali bir yana… Söylev’de, Atatürk, izlediği siyasi yol/yöntemi ayrıntılıca aktarmış, Atatürk İhtilali ise O’nun düşünce evrenini yalın biçimde bizlere anlatmıştır. Bu kitabı okumayıp Atatürk hakkında ahkam kesen hiç kimseyi dinlemiyorum!

Kimse kusura bakmasın...

Yazarın E-posta Adresi: [email protected]
Yazarın Facebook Sayfası: https://www.facebook.com/e.kosak2010