Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisindeki Makedonya uyruklu üç kişiden biri olan Yasmin Recepi, Mavi Marmara'nın amacının Gazze'ye uygulanan ambargoyu ortadan kaldırmak ve oraya insani yardım malzemelerini ulaştırmak olduğunu söyledi.

Recepi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 31 Mayıs 2010 tarihinde, Gazze'ye insani yardım taşıyan gemiye uluslararası sularda İsrail'in yaptığı saldırıyı ve sonrasında yaşananları anlattı.

"Aslında bizim misyonumuz çok önceden başlamıştı" diyen Recepi, Gazze'ye 2009 yılında Makedonya'dan önemli miktarda insani yardım gönderildiğini bu insani yardımlar arasındaki bazı tıbbi malzemelerin de bulunduğuna dikkati çekti.

Recepi, Mavi Marmara'nın amacının Gazze'ye uygulanan ambargoyu ortadan kaldırmak ve oraya insani yardım malzemelerini ulaştırmak olduğunu vurgulayarak, Gazze'de yaşanan dramın, 65 yıldır sürdüğüne işaret etti.

Gazze konusunun daha önce benzer tecrübeler yaşayan Balkan halklarını yakından ilgilendirdiğini söyleyen Recepi, "Bosna ve Kosova tecrübelerini yaşadık. Dünya kamuoyunun bu zulme ilgisiz kaldığını görüyoruz. Oralara gitmek, oralara umut taşımak istiyoruz" diye konuştu.

Recepi, Gazze'ye doğru yola çıkmadan önce yaşadığı bazı anılarını ise şöyle aktardı:

"Antalya'da büyük bir spor salonunda toplanmıştık. Küçük bir kız çocuğu bize doğru geldi. Arkadaşımıza yönelip, (Amca, sen de mi Gazze'ye gideceksin) diye sordu. Arkadaşımızdan (evet) yanıtını alan küçük kız, başındaki üzerinde 'şehadet' yazılı bandı çözüp arkadaşımızın eline tutuşturdu. (Benim bundan başka verebileceğim bir şeyim yok. Bu bandı Gazze'deki çocuklara götür) dedi. O an, tüm sözlerin kifayetsiz kaldığını gördük. Sonra yaşlı bir teyze içi sarma dolu bir kabı bize vererek, (Size verecek çok şeyim yok ancak bu sarmaları alın. Gazze'ye varana kadar yersiniz) dedi."

"Cevdet, helikopterleri görüntülemeye çalışırken vuruldu"

Mavi Marmara'da farklı dinlerden, milletlerden ve politik görüşlerden insanların bir arada olduğuna dikkati çeken Recepi, "Hayatımda ilk kez bu kadar farklı insanın tek bir amaç uğruna bir arada olduklarını gördüm" ifadesini kullandı.

Recepi, uluslararası sularda İsrail'in düzenlediği saldırı anına ilişkin de şunları söyledi:

"Gemidekiler, komandoları gemiye yaklaştırmamak için su hortumlarıyla karşılık vermeye başlamıştı. Bu kahramanca hamleyi beklemeyen işgalciler, gemiye tırmanamadı. Birkaç dakika sonra tekrar gemiye tırmanmayı denediler ancak başaramayacaklarını anladılar. Gemideki insanların kurşunlardan korkmadıklarını, panik yapmadıklarını gören komandolar helikopterle saldırıya geçti. Sonra üst güverteden kanlar içinde insanları gördük. Cevdet (Kılıçlar), helikopterleri görüntülemeye çalışırken vuruldu."

Sonrasında İsrailli askerlerce İsrail'e götürüldüklerini ve hapishanede iki gün kaldıktan sonra Türkiye hükümetinin girişimleriyle serbest kaldıklarını belirten Recepi, dönemin dışişleri bakanı Başbakan Ahmet Davutoğlu'na çabalarından dolayı teşekkür ettiğini, en büyük arzusunun dönemin başbakanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile güvenli bir şekilde evlerine dönmelerini sağladığı ve Gazze halkıyla yakından ilgilendiği için yüz yüze görüşmek ve kendisine teşekkür etmek olduğunu sözlerine ekledi.