Herkese selamlar, geçtiğimiz günlerde Ankara eski Belediye Başkanı Melih Gökçek katıldığı bir televizyon programında ilginç söylemlerde bulunmuştu ancak anlattığı bir çok bilginin içinden yine Türkiye’de “goy, goy” kategorisine giren sözleri gündem oldu. 

Sözcü gazetesi yazarı Murat Muratoğlu'nun "Adıyaman'da arama çalışması yapılan iki kuyuda 6 milyar dolarlık Jelibon rezervlerine rastlandı" şeklinde ki paylaşımını birileri Sayın Gökçek’e ulaştırmış keza kendi de daha sonra bu yönde açıklama yapmıştı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana’da petrol bulunduğunu açıkladı. Önceki gün gerçekleşen kabine toplantısı sonrasında Erdoğan “Adana’da 2 yüksek kaliteli Petrol bulduk. Rezerv değeri yaklaşık 1 milyar Dolar olarak hesaplanmıştır. Aynı sahada 8 tane daha sondaj kuyusu açarak 10 kuyuda çalışmalarımızı sürdürmek istiyoruz” dedi.

Erdoğan'ın bu açıklamasından sonra Sözcü gazetesi yazarı Murat Muratoğlu, bugün sosyal medya hesabından “Adana’da bulunan petrolden sonra, Adıyaman’da arama çalışması yapılan iki kuyuda 6 milyar dolarlık Jelibon rezervlerine rastlandı…” yazdı.

Keza Muratoğlu aklınca Sayın Erdoğan’ın açıklamaları ile dalga geçmeye çalışmıştı. Ne hazin değil mi? Ülkeniz de milli servet olacak bir yer altı kaynağı bulunuyor ve birileri bunların bulunmasını dahi hazmedemeyip dalga geçiyor. 

İşte tam burada bu paylaşımı gerçekmiş gibi servis edenler bir şekilde Melih beye iletiyor ve o da bu haberi değerlendiriyor. Şimdi diyeceksiniz ki Melih bey Jelibon’un ne olduğunu bilmiyor muydu?

Elbette ki biliyor! Keza zaten çıktığı canlı yayında defaatle “Ne anlama geldiğini de bilmiyorum. İtiraf edeyim. Araştıracağım ki bileyim” demişti. Aslında orada kast ettiği yumuşak katımsı sıvı olarak tanımlanan bir şeyin bulunduğuna işaret etmekti. 

Ancak Sayın Gökçek “bilmiyorum” demesine rağmen bu kelimeyi alıp öyle bir ayyuka çıkardılar ki sanki ülkenin başka derdi, sorunu kalmamış gibi. 

Her ne kadar eksikleri olsa da NATO’da kazandığımız zafer konuşulmaya layık değil mi mesela? Ya da o malum paylaşımın hemen öncesi bulunan petrol rezervi konuşulmaya layık değil mi mesela?

Hepsini bir kenara bırakalım asıl üzücü olan bir insanın yaptığı küçük bir hatayı büyütüp o insanı rezil etmeye çalışmak en kötüsü. Biz nasıl bir toplumduk nasıl bu hale geldik gerçekten inanılmaz! 

İnandığımız din “hataları örtün” derken biz yaymak için adeta kendimizi yırtar olduk. 

Sayın Melih Gökçek’in yaptığı bu hatayı yapmayan tek bir insan evladı var mı acaba? Benzer hataları hepimizin hayatımızın boyunca onlarca kez yapıyoruz. Tamam kabul! Belki biraz komik gelmiş olabilir insanlara ancak bu kadar sündürüp uzatmanın, insanın kişiliği ile dalga geçmenin de bir haddi bir boyutu olmalı. 

Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz, diğerinizi arkasından çekiştirmesin. (Hucurat Suresi 12) diyen rabbimizin bu ayetine muhalefet ettiğimizin emrine uymadığımızın farkında olmalıyız! 

Mesele inanın Sayın Melih Gökçek değil ve inanın Sayın Gökçek’i savunmak falanda değil! Zira bizim savunmamıza ihtiyacı olmayan bir kimse. Burada asıl mesele son zamanlarda sıkça gördüğümüz insanların kusurlarını alıp ayyuka çıkarmanın artık normal bir  davranış sayıldığını, aslında bunun toplumsal ahlak açısından gerçekten doğru olmadığını anlatabilmek. 

İnsanların arasında ki muamele ahlakının nasıl olması gerektiğini Kur’an’ı Kerim açıkça hucurat suresinde beyan etmiştir. Keza kusurları ortaya çıkarmak için uğraşmak ne kadar üzücü bir davranış şeklidir. Bilakis kusurları, hataları örtmek, hatta bu kusuru işleyen, hatayı yapana doğru olanı göstermek ve hatasını telafi etmesini sağlamak asıl erdemli olan davranış şeklidir. 

Büyük İslam alimi İmam Gazali hazretleri bu bahisten anlatırken “Allah (c.c) Settaru’l Uyub’dur” demektedir. Ne demek peki bu? Ayıpları gizleyen manasındadır ve Allah’ın’da aslında kullarının her türlü kötülüğünü, kötü taraflarını, ayıplarını bildiği halde gizlediğini söyler. 

Ve devam eder Gazali;

“Eğer Allah (c.c) herkesin kusurlarını beyan etseydi, kimsenin birbirine bakacak yüzleri kalmazdı” 

Şimdi kendimizi Sayın Melih Gökçek yerine koyalım, ülkemize katma değer sağlayacak bir yer altı kaynağı bulunduğuna sevinmesinden ötürü sahte olan bir haberi gerçek sanıp sevinçle anlatmış ama haberin sahte olduğu anlaşılmış. 

Biz Sayın Melih Gökçek’in yerinde olsak ve bu durumdan ötürü bizimle dalga geçilse hoşumuza gider miydi? 

Bize yapılmasını istemediğimiz hiçbir şeyi başkasına yapmamalıyız! 

Vesselam!

Kalın sağlıcakla