Ortadoğu’daki siyasi belirsizlik, İsrail–İran arasında ısınmaya başlayan hava, ABD’nin İran nükleer anlaşması il

Ortadoğu’daki siyasi belirsizlik, İsrail–İran arasında ısınmaya başlayan hava, ABD’nin İran nükleer anlaşması ile ilgili tutumu vb. etkenler dünyada petrol fiyatlarının hızla artmasına sebep oluyor. BRENT petrol olarak adlandırılan ve dünya petrol fiyatlarına referans oluşturan bu emtianın fiyatı 77 USD’yi aşmış durumda. En son bu noktalara Kasım 2014’de geldiğini görüyoruz. 2014’den sonra hızlı bir düşüş trendi yaşasa da,  2016’da 30 USD’ler seviyesine inse de sonrasında hızla artmış ve özellikle son bir haftada %7 oranında yükselmiştir. Tabi ki bu artışların en önemli sebebi, Ortadoğu’daki belirsizlik, kriz ve bir türlü çözüme kavuşamayan karşılıklı diyaloglardır. Petrol rezervlerinin bu bölgede yoğunlaşması, üretimin kısılması konusunda endişeleri arttırmakta, petrol arzındaki muhtemel bir azalma fikri dahi fiyatları yükseltmektedir.  Örneğin Avustralya Ekonomi Bakanlığı hafta içinde yaptığı açıklamada; petrol rezervlerinin azaldığını, 50 günlük likit petrol stoklarının bulunduğunu, ulaşım için kullanılan petrolün büyük bir bölümünü Ortadoğu’dan aldıklarını, oradaki yüksek tansiyonun kendilerinde endişe yarattığını belirtiyorlar. Petrol fiyatlarındaki trende baktığımızda en azından bu sene içinde 70 USD'lerin altına inmesi pek mümkün görünmüyor.


Bu bilgilerin yanında bir de BRENT Petrol kavramına bakalım. Tüm dünyada petrol fiyatlarının BRENT Petrol referans alınarak belirlendiğini söyledik. Peki nedir bu Brent Petrol?  Brent petrol, aslında bir ham petrol çeşidi olarak karşımıza çıkıyor. İskoçya’nın yani Kuzey Denizi’nin olduğu bölgeye verilmiş bir isim… Oradan petrolü çıkaran şirket, her petrol havzasına bir deniz kuşu ismi veriyor. Brent de yosun kazı anlamına gelen bir kelime… Dünya’daki petrol anlaşmalarının yarısından fazlası bu petrol fiyatına göre yapılıyor. Brent petrolün bir avantajı, yakıta çabuk çevrilebilen, denizden çıkartıldığı için sevkiyatı daha kolay olan bir tür olmasıdır. Brent petrolün dışında referans alınan Amerikan tipi petrol ya da başka bir tabirle Teksas petrolü ve Umman Petrolüdür. Global petrol piyasası bu 3 kategori ile çalışır diyebiliriz.


Tüm bu gelişmeler ülkemizde de akaryakıtın hızla artmasına sebep oluyor. Hem petrolün kendi dinamiğindeki artış, hem de USD/TL paritesindeki yükseliş akaryakıt fiyatlarını hızla yukarıya taşıyor. Enerji bağımlılığı olan ülkelerde cari açığı olumsuz etkileyecek bir tablo olarak bu yıl içinde sıkça takip ve analiz edilecek bir emtia ile karşı karşıyayız. Petrol bir fosil yakıtı olarak hızla tükeniyor, tükendikçe fiyatı artıyor, mevcut rezerv alanları üzerinde ‘stratejik savaşlar’ oynanıyor. Bu ortamda alternatif enerji kaynakları arayışı gündeme geliyor. Yosunlardan hatta tarımsal atıklardan yenilenebilir enerji kaynakları için araştırma – geliştirme faaliyetleri yapılıyor. Gelinecek nokta, fosil yakıta olan ihtiyacı azaltmaktan geçiyor. Aslında bu döngü üç alanı etkileyen bir zincirdir. Birincisi ekonomi, ikincisi çevre ve üçüncüsü siyaset… Bu üçlem birbirini tetikliyor ve birinde bozulan denge domino etkisi ile diğer alanları da etkiliyor.


Sonuç olarak; petrol bir kıt kaynak olması nedeniyle sürekli dalgalanan bir trend çiziyor ve bugünlerde trendin yukarı yönü korunacağa benziyor. Siyaset ve ekonominin belki de içiçeliğinin en çok hissedildiği emtia olarak karşımıza çıkıyor. Ticaret savaşları başladı mı başlayacak mı derken belki de hiç bitmeyen petrol savaşları sürekliliğini koruyacaktır.