Maliye Bakanı Ağbal "Yapısal reformlar devam ediyor, büyümeyi yukarıya çekecek tedbirler alınıyor, faiz, enflasyon göstergeleri iyi… Dolayısıyla Moody's’in almış olduğu kararının kendi içinde bir rasyonalitesi yok" dedi.

Ağbal, Kanal 7 televizyonunda katıldığı programda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Türkiye ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Ağbal, ülke ekonomisinin global koşullar dikkate alındığında gerçekten iyi bir performans sergilediğini ifade etti.

Bakan Ağbal, 15 Temmuz'daki darbe girişimi nedeniyle yılın üçüncü çeyreğine ilişkin bir olumsuz hava olduğunu ancak son çeyrekte ekonominin tekrar yukarıya doğru yöneleceğini vurgulayarak, "Biz bu sene inşallah gelişmekte olan ülkeler içerisinde, OECD ülkeleri içerisinde yüzde 3-4 aralığında büyüyebilen nadir ülkelerden biri olacağız." diye konuştu.

Türkiye'de kamu maliyesine ilişkin herhangi bir riskin bulunmadığını, ülkenin güçlü bir bankacılık sistemine ve reel sektöre sahip olduğunu belirten Ağbal, "Onun için bugün ekonominin geneline bakıldığı zaman herhangi bir şekilde kriz kelimesini Türkiye ekonomisiyle yan yana getirmek asla söz konusu değil." ifadelerini kullandı.
"Moody's doğru bir değerlendirme yapmadı"

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in, Türkiye'nin kredi notunu düşürmesine ilişkin de Ağbal, Moody's'in bu kararı verirken çok aceleci davrandığını söyledi.

Önümüzdeki günlerde Orta Vadeli Program'ın açıklanacağını ve bu programda gelecek 3 yıla ilişkin hedeflerin, çalışmaların ortaya konulacağını anlatan Ağbal, bunu Moody's'in de çok iyi bildiğini ancak programın açıklanmasını beklemediğini bildirdi.

Moody's'in, "2013'ten bu yana reformlar beklediğimiz kadar yapılmadı" şeklinde bir değerlendirmede bulunduğunu ancak bunun kesinlikle doğru olmadığını vurgulayan Ağbal, Türkiye'nin bu zaman aralığında tasarrufları artırmak, cari açığı düşürmek, yatırımları artırmak ve demokrasiyi güçlendirmek için çok sayıda reformu hayata geçirdiğini kaydetti.

Ağbal, Moody"s"in geleceğe yönelik olumsuz beklentilerinin Türkiye ekonomisinin potansiyelini yansıtmadığını belirterek, şöyle konuştu:

"Yani 'Türkiye önümüzdeki 3 yıl boyunca ortalama yüzde 2,7 büyüyecektir' şeklinde bir değerlendirmeye dayalı olarak not indirmek doğru bir değerlendirme değil. Türkiye'nin bugün ortalama büyüme potansiyelinin yüzde 4 civarında olduğunu içeride, dışarıda herkes biliyor. Hükümet büyümeyi yukarıya çekecek tedbirleri ardı ardına alıyor. Bütün bu yapısal reformlar devam ediyor, büyümeyi yukarıya çekecek tedbirler alınıyor, faiz, enflasyon göstergeleri iyi… Dolayısıyla Moody's'in almış olduğu kararının kendi içinde bir rasyonalitesi yok. En basit anlamda, uluslararası bir derecelendirme şirketinin böyle bir değerlendirmeyi yaparken, seçtiği parametrelere bakarak söylüyorum bunu, çok iyi niyetli bir değerlendirme olduğunu düşünüyorum. Bugün birçok kuruluş var Türkiye'ye yatırım yapan. Türkiye'ye ilişkin yabancı yatırımcıların beklentileri, düşünceleri bizden çok daha iyi, Türkiye'ye inanıyorlar, Türkiye'ye güveniyorlar."
"Değerlendirmeyi maksatlı görüyorum"

Türkiye'nin mevcut ekonomik temelleri sağlamken, geleceğe ilişkin beklentilerde herhangi bir şekilde ciddi bir riske işaret etmezken, Türkiye ekonomisinin olumlu taraflarını ortaya koyup bu notu tutma imkanı varken, bütün bunların yapılmayıp belirsiz birtakım faktörler üzerinden Türkiye'nin notunun indirilmesinin doğru bir yaklaşım olmadığını vurgulayan Ağbal, şöyle devam etti:

"Bakın mesela deniyor ki 'Türkiye'nin kurumsal kapasitesinde ileriye dönük zayıflama olacak.' Halbuki, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası başta savunma, güvenlik birimlerinin yeniden yapılandırılması olmak üzere ve Hükümet olarak kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasına dönük olarak alacağımız tedbirler tam tersine Türkiye'nin kurumsal kabiliyetlerini ve kapasitesini artıracak. Niye Moody's bunu görmek istemiyor? Bugün Moody's’in kararına baktığınız zaman, tırnak içinde söylüyorum, Fethullah Gülen hareketine dayalı, ifadeleri böyle kullandıkları için söylüyorum, bizim için bir terör örgütüdür, bu terör örgütünün kamu içerisindeki yuvalandığı yerlerden sökülüp atılması, bütün bunların bu terör örgütünün kamu yönetimi içerisinde oluşturduğu kaotik ortamın ortadan kaldırılmasını Türkiye'nin kurumsal kabiliyetlerinin azaltılması için bir sebep olarak gösteriyor. Tam tersine, bugüne kadar özellikle Türkiye'nin önümüzdeki döneme ilişkin kurumsal kabiliyetlerini azaltan, hukuk devletini ve demokrasiyi zayıflatan en büyük unsur, bu terör yapısının kamu içerisinde kalmasıydı.

Onun için, yapılan değerlendirmelerde özellikle FETÖ terör örgütüne referans verilmek suretiyle ortaya konulan olumsuzluk algısı ve değerlendirmesinin de açıkçası maksatlı olduğunu düşünüyorum.
Yani ben Moody's'in bu değerlendirme raporundaki kurumsal kabiliyete ilişkin okumasını, değerlendirmesini açık söyleyeyim maksatlı görüyorum."
"Moody's'i apar topar açıklama yapmaya zorlayan faktörler nedir?"

Bakan Ağbal, Moody's'in birkaç gün önce Türkiye ile ilgili açıkladığı raporda olumlu değerlendirmelerin olduğunu ancak sonrasında not indiriminin geldiğinin hatırlatılması üzerine de "Bu da üzerinde durulması gereken bir husus. Yani kimse Moody's'e 2 gün önce böyle bir açıklama yapın diye talepte bulunmadı." dedi.

Moody's'in bahse konu ilk raporunda, "Darbe girişimi sonrasında oluşan kırılganlıklar hızlı bir şekilde bertaraf edilmiştir, dolayısıyla ekonomide darbe girişimi kaynaklı riskler ortadan kalkmıştır." ifadelerinin yer aldığını hatırlatan Ağbal, "Peki, Moody's olarak birinci açıklamayı size kimse zorla yaptırmadıysa, ikinci açıklamayı yapmak için bu kadar niye acele davranıyorsun? Normalde bir kredi derecelendirme şirketinin böyle bir açıklamanın zamanlamasının ne manaya geleceği konusunda rasyonel düşünmesi beklenir. O zaman soru şurada: Moody's'i böyle bir açıklamayı apar topar yapmaya zorlayan bizim bilmediğimiz faktörler nedir? O zaman Moody's'in süratle kamuoyunu aydınlatması lazım." diye konuştu.
"Maaşlar yıl boyunca net bin 300 liranın altına düşmeyecek"

Asgari ücret konusunda yapılan düzenlemenin sorulması üzerine Ağbal, ekim ayına kadar asgari ücretteki en az bin 300 liralık sınırı koruduklarını söyledi.

Ekim ayından sonda ise vergi dilimindeki gelişmelere bağlı olarak bazı asgari ücretlilerin maaşının bin 300 liranın altına düştüğünü anlatan Ağbal, "Hükümet olarak bizim verdiğimiz söz hiçbir şekilde hiç kimsenin maaşı net bin 300 liranın altına düşmeyecek. Düzenlemeyi sadece asgari ücret geliri elde edenlere de yapmadık. Bin 300 liranın altına düşme hali maaşı brüt bin 750 liraya kadar olanlar için de geçerli. Sadece asgari ücretlimiz değil, ocak ayında brüt bin 750 liranın altında maaş alan kimsenin maaşı yıl boyunca net bin 300 liranın altına düşmeyecek. Dolayısıyla yıl boyunca hiç kimsenin maaşı net bin 300 liranın altında olmayacak." dedi.
"Her türlü tuzağa karşıyız"

Halk arasında "sabit radar" olarak bilinen sisteme ilişkin de "Tuzak radarlarla ilgili yeni bir durum var. İçişleri Bakanı Sayın Soylu bunların kaldırılacağını söylemişti, kaldırıldı mı?" sorusu üzerine de Ağbal, "Bir kere biz her türlü tuzağa karşıyız, sadece tuzak radara değil, her türlü tuzağa karşıyız. Hükümet olarak da zaten vatandaşa tuzak oluşturabilecek bütün bu uygulamaların karşısında olduk, olmaya devam edeceğiz." dedi.

Söz konusu "tuzak radarlarla" kesilen cezaların iptal olup olmayacağına ilişkin soru üzerine de Ağbal, şöyle konuştu:

"Bu konuda İçişleri Bakanlığı olarak, Maliye Bakanlığı olarak gerekli araştırmaları yaparız. Bu birkaç yerde olduğunu gördüğümüz elektronik denetim sistemiyle kesilmiş cezalarla ilgili bir tedbir alabilir miyiz diye çalışırız burada bir sorun yok ama şöyle bir yanlış anlama olmasın; 'Elektronik denetim sisteminden kesilmiş bütün cezaları geri alacağız, bunları ortadan kaldıracağız.' Bu doğru bir şey değil. Bunu Emniyet Genel Müdürlüğüyle de konuşacağız, eğer ceza standardına uygun olmayan bir ortamda kesilmişse, idari işlemle belki de bu cezaların ortadan kaldırılması lazım."

"Geriye dönük 5 yıllık inceleme süresini 3 yıla düşüreceğiz"

Vergi inceleme sürelerinin kısaltılması konusunda da Bakan Ağbal, vergi denetiminde geriye dönük 5 yıllık inceleme süresini 3 yıla düşüreceklerini bildirdi.

Ağbal, "Buradaki planımız şu; İnşallah tabii ben bunu Bakan olarak söylüyorum, hükümetimize de bunu arz edeceğim, burada 2017 yılı başından itibaren başlamak üzere, 2017 yılından itibaren başlayan dönemlerde artık inceleme süresi 3 yıl olacak. Dolayısıyla, şöyle bir yanlış algılama olmasın; Bu yapacağımız düzenleme şu andaki mevcut süreleri öne çekmeyecek. Yani 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin inceleme sürelerinde bir kısalma meydana getirmeyeceğiz, o haksızlık olur." ifadelerini kullandı.