Dünya devasa bir bulmaca ve her yer ipucu dolu. Her geçen gün yeni keşifler, yeni buluşlar peşindeyiz. Kıyamet kopana kadar da bu böyle devam edecek.

Dünya devasa bir bulmaca ve her yer ipucu dolu. Her geçen gün yeni keşifler, yeni buluşlar peşindeyiz. Kıyamet kopana kadar da bu böyle devam edecek.
Değişim denince genelde akla teknoloji gelir. Teknolojik gelişmeler yaşamımızı kuşatırken diğer alanlarda da büyük gelişmeler yaşanmaktadır. Tıp, eğitim, ekonomi alanındaki gelişmeler baş döndürmektedir.
Kimler mucit olabilir?
Buluş yapan insanları diğer insanlardan zeki, yetenekli ve şanslı olduğunu düşünürsek zaten kaybetmişiz anlamına gelmektedir. Mucitlerin başarısının altındaki nedenler onların bir konu üzerinde düşünmeleri, inanmaları, pes etmemeleri ve odaklanmalarıdır
İcat etmek, buluş yapmak için sihirli bir değneğe ihtiyacınız yoktur. Daha detaylı düşünmek, daha ileriye bakmak, meraklı olmak, meseleleri derinlemesine irdelemek ve büyük bir enerjik ruha sahip olmak gerekir.
Alexander Graham Bell; bir buluş en iyi yolu kendinize zaman ayırıp ''Bunu en iyi şekilde yapmanın bir yolu var mı? '' sorusunu sormaktır.
İnsanlar yaşantılarında genelde rutinin dışına çıkmak istemezler. Bu durum onları tembelliğe itmekte, yeni maceralara çıkmalarını engellemektedir.
Herkes mucit olabilir mi?
Bizler de mucit olabilir miyiz?
Soruları aklımıza zaman zaman takılır. Bu takıntının olması için düşünmek gerekir.
Geçmişte yaşamış bilim insanlarının yaşam hikâyelerini incelediğimizde onların hakkında bilgi sahibi olursak çeşitli fikirlere sahip olabiliriz.
Ufku çok açık, mükemmel bir düş gücüne sahip Edison, devamlı fikir üreterek kendisini yenileyen bir mucitti.”Günde en az beş fikir üretin, bu yılda yüzlerce fikir eder. Bunlardan sadece birisi bile işinize yarasa hayatınız kolaylaşır” demektedir.
Üretilen her proje insanların hayatını her zaman kolaylaştırır.
İnsanların düşünce yapıları birbirinden farklıdır. Herkesin bir yapısı, bir sosyal yaşantısı, değişik çevresi, farklı eğitim seviyeleri vardır. Her insanın kendine göre hayatı kolaylaştırıcı fikir ve düşünceleri vardır. Bu düşünceler zamanla hayatın içinde gerek iş yerinde gerekse başka ortamlarda çıkış ortamı bulur ya da körelip yok olur. Mucit çalışmasını gün yüzüne çıkarmak için pes etmeden çalışır sonra azmin zaferinin haklı gururunu yaşar.
Başarısızlıktan Korkmayın!
Büyük filozoflar ve düşünce kutupları sadece evrenin nasıl meydan geldiği ile ilgilenmediler aynı zamanda küçük evreni anlamaya çalıştılar.
Nobel Ödülü kazanan fizikçi Richard Feynman, başarısızlıkla sonuçlanan deneylerinin bir gün onu başarıya götüreceğini bildiğini söyler.
Bell laboratuvarlarında da başarısızlık, yeni bir bilim dalının doğmasıyla sonuçlanır. Burada çalışan bilim adamları bir transistör yapmak isterler. Transistör, elektronik tüplerin elektrik titreşimlerini genişletmekte kullanılan bir aygıttır. Ancak bu işle uğraşırken, yapmayı istedikleri transistörün yerine daha değişik bir transistör yaparlar. Bu buluşun sonucunda “yarıiletken fiziği” bir bilim dalı olarak ortaya çıkar. Gelişmeler, yeni transistörün elektrik devreleriyle birleştirilip kullanılmasıyla devam eder. Sonuçta, yarıiletken fiziği sayesinde bilgisayarlar ve elektronik aygıtlarda çok önemli buluşlar yapılır.
Pasteur, gözlem alanında şansın, ancak hazır beyinlere güldüğünü söyler. Hazır beyin demek hayal, merak ve düşündüğünüz konuyu inceliyor ve o konuyla ilgili araştırma yapıp soru soruyorsanız o konuda farklı bir proje üretmeniz söz konusudur.
Üretmek kendiliğinden olmuyor bazen beynimizi zorlamak o konu hakkında geniş araştırmalar yapmak gerekir. Çoğu zaman yeni fikirler gökten elma gibi düşmez, bazen elma ağaçlarını sallamak gerekir. Yeni fikirler için zihnimize köpek balıkları göndermek gerekir ki orada bir hareketlilik sağlasın.
Buluşlar durup dururken çıkmadı. Emek veren insana her zaman meyvesini verdi. Üretilen her nesne genelde insan hayatına yeni kolaylıklar getirdi. Bu yolda emek verip üreten insanlara ne mutlu...