Evet dolar kuru 3,91 TL’yi de gördü…  Halbuki ABD Başkanı Trump’ın garip tavırları, kafasına göre bakan görevden alıp yeni atamalar yapması,

Evet dolar kuru 3,91 TL’yi de gördü… 
Halbuki ABD Başkanı Trump’ın garip tavırları, kafasına göre bakan görevden alıp yeni atamalar yapması, demokrasiden uzak, anti-politik tutumları sebebiyle Dünya’da dolar değer kaybetmişti. Lâkin bizde arttı…
Artıyor çünkü maalesef medyada yer bulamayan çok fazla negatif gelişmelerimiz var…
İlk olarak Ocak 2018 cari açığımız çok yüksek çıktı. 
Dış borcumuz artmaya devam etti. 
Merkez bankası enflasyonun düşmesi konusunda olumsuz bildirimde bulundu.
Moody’s kredi notumuzu düşürdü.
Reel piyasada banka kredi maliyetleri %23’ler seviyesine çıktı. Diğer finans kuruluşlarında kredi maliyeti olarak %30’lar telaffuz ediliyor.
Reza Zarrab ve Halkbank davasındaki belirsiz durum.
ABD yönetiminin bize ve başka ülkelere karşı istikrarsız tutumu.
Afrin harekatı ve ne zaman biteceğine dair belirsizlik.
Hükümet’in piyasalara düzenli olarak teşvik, destek verme zorunluluğunda kalması.
İç piyasaların, şirketlerin, şahısların fazlaca borçlanmak zorunda kalması.
Dış piyasaların, ekonomimize bakışındaki negatif durum. 
Türkiye kredi risk swapının son bir haftada 8 puan artarak 175,34’ü görmesi.
Yaşadığımız ama çok fazla medyada tartışılamayan bazı konuların bir kısmı...  
Bu gelişmeler sebebiyle Türk Lirası değer kaybediyor. Ve halk neden Türk Lirasının değer kaybettiğini anlayamıyor. Çünkü habersiz…
Dünya’da ABD dolar endeksi 90,80’den 89,56’ya düşmüş, bizde ise hâlen değer kazanıyor.
Bu durumda bize; üretimdeki problemlerimizi açıkça gösteriyor. 
İthalattaki dev artışı anlatıyor. Sadece lüks ihtiyaçlarımızı değil, zaruri ihtiyaçlarımızı bile yabancılardan satın alır olduk.  
İşleyen, hareket eden çarklarımızın azlığını… Duran, kıpırdamayan betonlarımızın çokluğunu açık seçik ortaya çıkıyor.
Denizlerde dalga her zaman olur. Ama ters dalgalar deprem halidir ve  tsunamiye sebep olur. Dolar’ın her yerde değer kaybederken bizde değerlenmesi ters bir durumdur.
“Benzin, altın gibi değerli madenlere müdahele edilemez” denir. Cümle doğrudur ama en önemli yeri eksiktir… 
Biz, bu ürünlerin “döviz” bazlı fiyatına müdahele edemeyiz… 
Ama üretimimizi artırarak, teknoloji de ilerleyerek, istihdam yaratarak, Türk Lirasına değer katarak, yani doları değersizleştirerek bu ürünlerin fiyatını düşürebiliriz. 
Çünkü biz, Türk Lirası fiyatına müdahele edebiliriz. Bizim için önemli olan da budur. Türk Lirası hakkettiği değeri bulduğunda, Global piyasaların yönlendirdiği altında, petrolde hakkettiği yere iner…
Bacağınız ağrıdığında ağrı kesici alırsanız, bir süre ağrıyı hissetmezsiniz. Uyuşturur, unutturur ama tedavi etmemiş olursunuz. Ve maalesef birde üzerine karaciğere, böbreğe zarar verirsiniz. 
Ama ağrının sebep olduğu mesajı doğru okur, kaçmadan üzerine gidersek, tedaviyi de bulmuş oluruz. Kısa sürede “çözüm” bulmuş oluruz.
Ekonomik çözüm için üzerine gitmeliyiz. Haberlerde dinleyebilmeli, gazetelerde bol bol okuyabilmeliyiz. 
Haberler de gündem yapmayarak ağrıyı saklamak, diğer organları da bozmaktan başka bir işe yaramaz… Sağlıklı günler elimizde, takip edelim, kaçırmayalım...