Bazı özel insanlar vardır. Görüşleri, fikirleri zaman geçtikçe tazelenen, kıymeti eskisine nazaran daha iyi anlaşılan insanlar. Bunlardan hiç şüph

Bazı özel insanlar vardır. Görüşleri, fikirleri zaman geçtikçe tazelenen, kıymeti eskisine nazaran daha iyi anlaşılan insanlar. Bunlardan hiç şüphe yok ki en önemlilerinden birisi yakın siyasi tarihimize duruşu, tavrı, üslubu, olaylar karşısında geliştirdiği reaksiyonları ile damga vuran Sayın Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu'dur Terör konusunda hassasiyetini bilmeyen yoktur. Aşağıda iki konuşma halen bu işite nasıl yol ve yöntem izleneceğine dair yol haritaları güncelliğini korumaktadır. Şimdi bu konuşmalara bir göz atalım: Tam birlik olma, beraber olma ve birlikte teröre karşı kararlılık gösterme zamanıdır. Bunun için, doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisi demeden, hangi mezhep ve meşrepten, hangi aşiretten olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşunda birlikte olduğumuz ve Türkiye'nin vatandaşlığı şerefini kazanmış olan herkes, teröre karşı, şiddete karşı birlikte vaziyet almak mecburiyetindedi. Elbette, bu yetkiyi geçmişte kullanmış olan iktidar bu defa da Meclisimizden alacak. Bugün uzatılacaktır. Ancak, mesele, yetki vermek ve operasyon yapmaktan ibaret değildir. Önemli olan, bu ihaneti durdurmak ve yok etmektir. Terör, yaklaşık yirmi beş yıldır devam ediyor. Bu kadar uzun süreli dayanması ve devam etmesi, arkasında uluslararası güçlerin varlığını açıkça ortaya koymaktadır. Bunun için, içeride ekonomik, sosyal ve hukuki tedbirler kararlılıkla uygulanmaya konulurken, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünden taviz vermeden teröristle kararlı bir mücadele yapılmalıdır. Bölgenin işsizliği, yoksulluğu ve göçünün sebebinin PKK olduğu çok iyi bir şekilde bölge vatandaşlarımıza anlatılmalıdır ve okullarımızda terör dersleri verilmeli ve terörün yakıcı ve yıkıcı yanları herkese çok iyi bir şekilde öğretilmelidir. Kürt-Türkmen, Alevi-Sünni kardeşliği, ortak aidiyet duygusu geliştirilirken, bölücü terör örgütü ortak düşman olarak kabul edilmelidir. Başta milletvekilleri olmak üzere, Kürt-Türkmen herkes PKK'yı terör örgütü olarak kabul etmeli ve açıkça tavır koymalıdır. Bir taraftan Mecliste Türkiye Cumhuriyeti devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünden taviz vermeyeceğine yemin ederken, diğer tarafta ihanet odaklarıyla birlikte olduğunu gizlemeyen milletvekillerinin varlığı Türk milletini ciddi şekilde rahatsız etmektedir. Terörün dış kaynakları kesilerek lojistik imkânları kurutulmalıdır. Bunun için tüm iç ve dış odaklara karşı etkin ve kesin bir müeyyide uygulanmalıdır. Son terör saldırılarını ve sonuçlarını milletçe hazmetmemiz mümkün değildir. Onur kırıcı bu hareketin karşısında söylenen gerekçeler daha da kahredicidir. Artık milletimiz "uzun vadeli", "sabırlı" vesair gibi başlayan sözleri duymak istememektedir. Teröristle mücadele için sabit karakollar ve düzenli ordu yerine, mobil timler şeklinde oluşan özel kuvvetlerle bu mücadele yürütülmelidir. istihbarat değerlendirmede ciddi bir koordinasyon kurulunun oluşturulması şarttır. Türkiye sadece kendisine ait bir uyduyla ve teknik imkânlarla sınırlarımızı kontrol etmelidir ve stratejik iş birliği yaptığımız iddia edilen devletlerle istihbarat paylaşımına güven duyulmamalıdır. Irak sınırı fiziki olarak korumaya müsait değildir. Bu sebeple Irak'ta kaygılarımızı giderecek bir siyasi otorite oluşana kadar Irak içerisinde bir güvenlik amaçlı tampon bölge mutlaka oluşturulmalıdır. Not 1: Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Irak’ın Kuzeyinden Ülkemize Yönelik Terör Tehdidinin ve Saldırıların Bertaraf Edilmesi Amacıyla Gönderilmesine ve Görevlendirilmesine izin Verilmesine Dair Başbakanlık Tezkeresi Üzerindeki Görüşmelerde Yaptığı Konuşması (17 Ekim 2007) Not 2: Irak'ın Kuzeyinden Ülkemize Yönelik Terör Tehdidinin ve Saldırılarının Bertaraf Edilmesi Amacıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin Görevlendirilmesi için Hükümete Verilen iznin Bir Yıl Uzatılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi Üzerindeki Görüşmelerde Yaptığı Konuşması (8 Ekim 2008)