Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde (GKRY) Eğitim Bakanlığının, orta eğitim öğretmenlerinden, "Oxford Discover Futures 3 Workbook" isimli kitabı öğrencilere dağıtmadan önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili bölümün yer aldığı 36'ncı sayfasını "yırtmaları" yönünde talimat içeren genelge gönderdiği bildirildi. Sigmalive'de yer alan habere göre, öğretmenlere "acil" vurgusuyla elektronik ortamda gönderilen genelgede, yırtılması talimatı verilen sayfada, "Türkiye'nin en büyük kahramanı" başlığı altında Gazi Mustafa Kemal Atatürk, sanat dünyasının kahramanları olarak da Frida Kahlo ile Diego Rivera işleniyor.(Hürriyet Gazetesi 8 Ağustos 2021)

Ey Güney Rum Yönetimi ve Yunanistan yöneticileri; sizin tarihinizde de ve dünya tarihinde Mustafa Kemal’in zaferini, kahramanlığını, barışseverliğini ve alicenaplığını asla silinmeyecektir!

Niçin bu iddialı cümleyi kullandım. Hemen anlatayım; bu haber sonrası da hem Güney Kıbrıs Rum kesimine hemen de Yunan yönetimine; zamanla kendi liderleri olan Eleftherios Venizelos’un Mustafa Kemal’in barışseverliğine hayran oluşunu birkaç tarihi gerçekle anlatmak istedim. Gerçek şu; İtilaf devletlerinin desteğinde Yunanistan İzmir ve Batı Anadolu’yu işgal etti. Türk Milleti’nin direnişi sonrası on binlerce kişinin hayatına mal olan ve milyonlarca insanın mübadele edilmesiyle son bulan savaştan 12 yıl sonra hiç beklenmedik bir şey oldu.

Savaşta yenik düşen Yunanistan'ın önderi ve ilki 1910'da, sonuncusu ise 1933'de olmak üzere toplam 7 dönem başbakanlık yapan. Eleftherios Venizelos, 1934'te savaşın galibi Mustafa Kemal Atatürk'ü Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterdi. Venizelos, 1930'da heyetiyle birlikte Ankara'yı ziyaret etmiş, Ankara Palas'ta verilen davette Mustafa Kemal Atatürk ile "başbaşa" görüşmüş ve dönemin başbakanı İsmet İnönü'yle Türk-Yunan Dostluk ve İşbirliği Anlaşması'nı imzalamıştı. (Dönemin Yunan gazetelerine göre, Venizelos'a Ankara ziyaretinde eşlik edenler, Atatürk'ün Yunanistan Başbakanı ile yaptığı görüşmede fevkalade iyi Yunanca konuştuğunu öne sürmüştü)

Bu dostluk ve işbirliği anlaşmasının bazı maddeleri şunlardı:

Türkiye ve Yunanistan, kendilerine saldıracak başka bir ülke ile herhangi bir anlaşma yapmayacak

İki ülke arasındaki görüş ayrılıkları ilk olarak müzakereler yoluyla çözülecek, müzakerelerden sonuç alınamazsa Uluslararası Mahkemelere başvurulacak

Ülkelerden birinin üçüncü bir ülkenin saldırısına uğraması halinde diğer ülke tarafsız kalacak

Bu anlaşmadan sonra Başbakan İsmet İnönü 1931'de Balkan Oyunları'nı da izlemek için Atina'ya resmi bir ziyaret gerçekleştirdiğinde Yunanistan'ın başkentinin ana caddeleri Türk ve Yunan bayraklarıyla donatılmıştı. Atinalılar Türkiye'den gelen resmi misafirleri yollarda sevgi gösterileriyle karşılıyordu. Türk heyetine eşlik eden Türk askerleri, Yunanistan Parlamentosu önündeki "Meçhul Asker Anıtı"na çelenk koyma töreninde Yunan askerleriyle birlikte hazır bulunmuştu. Dönemin gazetelerinde manşet olan bu olaylar, yabancı basın tarafından da hayretle karşılanıyordu.

Eleftherios Venizelos, Mustafa Kemal ile yüz yüze tanışmış olmasından duyduğu memnuniyeti anılarını kaleme aldığında, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunun karakterinden, samimiyetinden ve Türkiye'de yaptığı reformlardan son derece etkilenmiş olduğu görülüyor. Venizelos, dünya basınını şaşırtan hamlesini ise 1934 yılında yaptı. Mustafa Kemal Atatürk'ü Nobel Barış Ödülü'ne aday gösteren Venizelos, bir yandan mağlubiyet sancıları çeken, savaşın yaralarını sarmaya çalışan, üst üste yapılan darbelerin bedeline katlanan ülkesi için yeni bir sayfa açmak istiyor; diğer yandan Türk-Yunan barışının kalıcı olması gerektiğine inanıyordu.

Venizelos, samimiyetine güvendiği Mustafa Kemal Atatürk'ü Nobel Barış Ödülü'ne layık gördüğünü, Nobel Komitesi'ne dönemin resmi dili olan Fransızca yazdığı bir mektupla bildirdi.

Venizelos üç sayfalık mektubun ilk bölümünde Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşı'nda verdiği mücadeleden sonra yeni bir ulus devlet olarak doğan Türkiye'de yaptığı reformları, Yunan halkının Türkiye'deki bu başarıları takdirle karşıladığını sıralıyordu.

Mektubun son bölümünde ise şu satırlara yer verilmişti:

"Küçük Asya Felaketi ertesinde saygın bir ulus devlet olarak yeniden doğan ve anlaşabileceğimize kani olduğumuz Türkiye, uzattığımız dostluk elini büyük bir samimiyetle sıkarak kabul etmiştir. Bu yaklaşımımız, halkların düne kadar olan çok ciddi anlaşmazlıklarını gidermelerine örnek olacak. Halklarımız, yalnız olumlu sonuçlar getiren samimi bir barışın nimetlerinden faydalanacak. Yaklaşımımız, gerek ülkelerimizin gerekse de Yakın Doğu'nun (Orta Doğu ima ediliyor) barış düzenine hizmet edecektir. Bu barışın sağlanmasında en değerli katkıyı gösteren kişi, Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa'dan başkası değildir. Bu nedenle, 1930'dan bu yana Yunanistan hükümeti başkanı olarak Yakın Doğu'ya yeni bir dönem getiren ve barışı sağlayan Türk-Yunan paktının imzalanmasından sonra, siz Nobel Barış Ödülü saygın üyelerine, Mustafa Kemal Paşa'yı bu kıymetli ödüle layık görmekten şeref duyduğumu belirtir; adaylığını kabul etmenizi arz ederim. En derin saygılarımla."

1934'te Nobel Barış Ödülü Atatürk'e değil, Milletler Cemiyeti önderliğinde organize edilen Dünya Silahsızlanma Konferansı'na katkıları nedeniyle, 1929-1931 yılları arasında İngiltere Dışişleri Bakanı olarak görev yapan İskoçya kökenli siyasetçi Arthur Handerson'a verildi. Atatürk'ten 17 yaş büyük olan Venizelos 1936'da öldü. Venizelos'un mezarı, doğup büyüdüğü Girit adasında bulunuyor.(BBC News-Stelyo Berberakis, Atina 30 Ağustos 2020)

Kısacası: Ey Güney Kıbrıs Rum kesimi yetkilileri, şunu asla unutmayınız ki; savaş meydanlarında yerde Yunan bayrağını gören Mustafa Kemal; eliyle bayrağı işaret ederek emrediyor:  “Bir milletin istiklâl alâmetidir. Düşmanın da olsa ona hürmet etmek lâzımdır. Bayrağı yerden kaldırıp topun üzerine koyunuz,”  diyor. En önemlisi 9 Eylül 1922’de İzmir’de girdiği istirahat edeceği bina merdivenlerine serilen Yunan Bayrağı’nı çiğnemeyip kaldırtmıştır.  Siz kendi kitaplarınızda Atatürk’ün resimlerini yırtsanız da, resimlerini koymasanız da; sizin tarihinizde ve dünya tarihinde Mustafa Kemal’in zaferi, kahramanlığını, barışseverliğini ve alicenaplığını asla silinemeyecektir!