Ülkenin onca acil çözülmesi gereken, öncelikli sorunları arasında niçin başkanlık. Terör işsizlik hukuk yargı kamu düzeni ve ekonomik sorunları

Ülkenin onca acil çözülmesi gereken, öncelikli sorunları arasında niçin başkanlık.
Terör işsizlik hukuk yargı kamu düzeni ve ekonomik sorunları mevcut anayasamız çözmede yeterli olduğu halde başkanlık niçin öncelikmiş gibi gösterilmek istenmektedir?
Türk milleti için geçilmesi zorunlu olmayan başkanlık sistemi hatta birçok problemi beraberinde getirmesi kaçınılmazdır.
93 yıldır parlamenter sistemle yönetilen ülkemiz meşrutiyet dönemini ’de sayarsak 130 yıllık bir birikimi vardır. 93 yıllık cumhuriyet döneminde ağır aksakta olsa demokrasi ve hukuk alanlarında önemli ilerlemeler kaydetmiştir zaman zaman demokrasimiz kesintilere uğramasına rağmen hukuk, siyasi, sanayi eğitim ve tarım gibi birçok alanlarda önemli mesafeler kat etmiştir.
Hızlı karar alamamaktan bürokrasiyi engel olarak görenler. Burnumuzun dibindeki Avrupa ülkeleri örneğin; Almanya demokrasiden insan haklarına sanayiden eğitime özgürlükler ve birçok alanlarda muasır medeniyeti nasıl yakalayabilmiştir. Bir diğer eleştiride koalisyonların kargaşa getirir korkusunun empoze edilmesi. Almanya bu konuda da büyük başarılara imza atmaktadır. Koalisyonlar tek parti yönetimlerine göre hükümette daha çok temsil sağlamasının yanında kamplaşmaların önünü kesmektedir. Müzakere kültürünün gelişmesine ve sivri uçların törpülenmesi açısından önemli katkı sunmaktadır.
Yeteri kadar yol kat edememekten bahsedilirken artık bu vücuda bu gömlek dar geliyor diyenlere sormak lazım.
Acaba dar gelen gömlek sistem mi? yoksa kuvvetler ayrılığının denetçi yapısından mı rahatsızlar? Veya tüm yetkilerin tek elde toplanması mı arzu ediliyor. Denetimsiz bir yönetim anlayışının sonu totaliter rejimdir. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok bugün dünyada en yaygın şekilde uygulanan ve insan onuruna yakışan keşfedilmiş en iyi yönetim anlayışı demokrasidir.
Dünyada Mussolini ve Hitler örnekleri mevcutken Fransa ise yarı başkanlık ile yönetilmektedir. Kaldı ki Türkiye’nin bugünkü şartlarında faydadan çok zarar getireceği muhakkaktır. Daha önce hızlı karar alma ve yerinde yönetim masallarıyla yasalaşan büyük şehir yasalarının bugün yaptığı yıkım ortadadır. Bunca yıkımdan sonra yasayı geri çekmenin yolları aranmaktadır şu an.
Çok az örnekleri olan başkanlık sistemi sadece dünyada iyi işlediği söylenen Amerika birleşik devletlerindeki başkanlık sistemi irdelenmesi gereken bir durumdur ABD’de devlet başkanları seçimle iş başına geldikleri halde sistem irdelenirse bana göre tam demokrasi var denemez iki partili bu sistemde başkanın hangi partiden olduğu pek önemli değildir. Bu ülkede hâkim güç hiçbir zaman ülkenin kaderini seçilen başkana ve halka bırakmazlar dış ve iç politikalar devamlılık esasına göre işler ekonomi, siyaset ve yayılmacı sömürü düzenine hâkim politikalarında ABD tarihi boyunca hiçbir zaman değişme veya kırılma olmamıştır. Seçimler sadece göstermeliktir.
Parlamenter sistemi eleştirirken karar almada zorlanıldığı sitemin yavaş ilerlediği gibi değişik fikirler pompalanmaktadır topluma. Bu gibi arayışlar ölmek üzere olan hastayı hayata döndürmek için müdahale etmek yerine pansuman yapmaya benzer bir durumdur.
Cumhuriyetin ilk yıllarında toplu iğne dahi yapamayan sanayi ürünlerini tamamını dışarıdan karşılayan yetişmiş kalifiye elemanı bulunmayan genç cumhuriyet ilk 15 yılda dünyada örneği olmayan bir büyüme yakalamış tarımdan sanayiye, birçok alanda önemli gelişmelere imza atmıştır.
Toplumsal alanda;
Seçme ve seçilme hakları, uluslararası ölçü birimlerinden yerel yönetimler yasalarına kadar. takvim gibi bir çok alanda değişiklikler yapılmıştır.
Ekonomik alanlarda; 1923 yılında ilk defa İzmir’de iktisat kongresi, milli ekonomi yatırım ve kalkınma planları yapılmıştır.
Tarımda;
* Köylünün durumunu düzeltmek için Aşar (Öşür) vergisi 1925’te kaldırıldı.
* Ziraat Bankasının verdiği kredi artırıldı.
* Çiftçinin tarımda makine, iyi tohum, gübre ve ilaç kullanımı teşvik edildi.
* Çiftçiye damızlık hayvan, tohum, fidan, borç para verildi.
* 1929’da "Tarım Kredi Kooperatifleri" kuruldu.
Sanayide;
Teşvik kanunları ve sanayi bankası kuruldu
İlk beş ve on yıllık kalkınma planları yapıldı.
Sümerbank kuruldu
Maden teknik arama (MTA) ve Etibank kuruldu.
İlk demir çelik fabrikası Karabük demir çelik kuruldu.
Ticaret alanında;
İş bankası iş sahiplerine kredi sağlamak ve sanayinin gelişmesi amaçlıyordu
Kabotaj kanunu ile Türk karasularında yolcu ve yük taşıma işleri yalnızca Türk gemilerine verildi Denizbank ile desteklenmiştir. Birçok liman ve iskele inşa edilmiştir yine bu dönemde
Bayındırlık alanlarında;
Yabancıların elinde bulunan demiryolları kamulaştırıldı. Yine bu dönemde toplamda 3360 km demiryolu yapılmıştır zor koşullara rağmen.
Osmanlıda kalan bakımsız ve ilkel 18000 km karayolu ise 1940’ larda 45000 KM çıkmıştır. Günün şartlarını teknolojisini göz önüne alacak olursak büyük başarıdır.
Yine ilk on beş yılda bugün sata, sata bitiremediğimiz sanayi kuruluşları yine cumhuriyet döneminde kurulmuştur.
Fişek fabrikası, tersaneler şeker fabrikaları, Kırıkkale mühimmat fabrikası,
Çimento fabrikaları, Paşabahçe, kükürt fabrikası, bez ve basma fabrikaları bursa merinos. İzmir klor fabrikası Bitlis ve Malatya sigara fabrikaları.
Barajlar elektrik santralleri hepsi bu dönemde yapılmıştır.
Kısaca sanayi ürününden tarım ürünlerine kadar birçok alanda faaliyet gösteren birçok alanda önemli yatırımlar olmuştur. Ülkenin bugün geldiği nokta o günlerde atılan adımlara bağlıdır.
Eğitim alanındaki okuryazar oranının rekor düzeyde hızla artması ve sağlık alanlarındaki gelişmeler devrimler dini tüm hurafelerden arındırmak doğru anlaşılması için diyanetin kurulması. Tümü beğenmediğiniz artık dar geliyor dediğiniz cumhuriyet ve parlamenter sistem sayesinde gerçekleşmiştir.
Son yıllarda ülkemize kazandırılan tek bir tane tesis var mıdır kalkınmamıza ve istihdama yönelik tatbiki hayır eldekileri tezat mezat satmış durumdayız. Adeta mirasyedi gibi davranılmaktadır. Burada parantez açmak gerekir yol yaptık denebilir tabi ki gereklidir ama tezat mezat satılan kamu kuruluşlarından gelen parayla karşılaştırma yapınca devede kulak kalacağı görülecektir. Kaldı ki artan borç yükünü ’de hesaba koyarsak doluya koysak almıyor boşa koysak dolmuyor.
Şimdi sormak gerekiyor gelişmememizin önündeki engel sistem midir yoksa yönetenler midir.? Tersten sormak gerekirse işlenen tüm yasal ve siyasi suçların üstünü örtmek için sistemi değiştirmek suretiyle saman altı etmek midir? amaç veya ülkeyi bölünmeye götürecek adımları atmak için yasal kılıf hazırlamak mıdır yâda hepsi birden midir?