Bilgi toplumunun öğretme teknolojisi, bir öğrenme teknolojisidir. Bilgisayar, televizyon ve İnternet’in sebep olduğu yeni teknoloji, okullar ve öğrenm

Bilgi toplumunun öğretme teknolojisi, bir öğrenme teknolojisidir. Bilgisayar, televizyon ve İnternet’in sebep olduğu yeni teknoloji, okullar ve öğrenme biçimimiz üzerine derin etkiler yapmaktadır. Bu göze hitap eden pedagoji dünyası içinde yetişen çocukların bilgi-beceri seviyesi, öğretmenlerin bilgi-beceri seviyesini sürekli olarak sınava tabi tutmaktadır. Öğretmenlik giderek daha çok denetçi ve akıl hocası durumuna gelmekte, onun işi yardım etmek, yol göstermek, örnek olmak, yüreklendirmek olmaktadır.
O halde öğretmenlerimiz sadece kendi ders konuları ile sınırlanmış bir bilgi yığınını değil, öğrencilerinin bu ilgi alanlarına da girip bilgi-beceride onlardan daha ileri seviyede olmaları gerekir. Bilgi toplumunun bir öğretmeni olarak, öğrenciler üzerinde bilgiye dayalı bir otorite kurmak, saygınlık kazanmak ve onlara koçluk yapmak, ancak bu yolla mümkün olacaktır.
Öğretmenlik dinamik bir meslektir. Üniversite yıllarının kazandırdıkları ile bütün meslek hayatı boyunca yetinilmesi düşünülemez. Bunun yanında mesleğin “usul, metot” boyutu, en az “muhteva, kapsam” boyutu kadar büyük önem taşır. Bir konuyu bilmek, çoğu zaman onu öğretebilmek için yeterli olmaz.
Mesleğine değer veren bir öğretmen, sahip olduğu meslek bilgilerini, zaman zaman hatırlaması gerekir. Bunun yanında, aynı konuda yeni gelişmeleri izlemesi de önemlidir.

MOTİVASYON NEDİR?
Motivasyon, İnsan organizmasını davranışa iten, bu davranışların şiddet ve enerji seviyesini tayin eden, davranışlara belirli bir yön veren ve devamını sağlayan iç ve dış sebepleri ve bunların işleyiş mekanizmalarını ihtiva eden bilimdir.
Motivasyon, okuldaki öğrenci davranışlarının yönünü ve kararlılığını belirleyen en önemli güç kaynaklarından birisidir. Motivasyon, kişinin yaptığı hemen her şeyin ardında yer aldığı için ilgi çekicidir. Okulda ve sınıfta ortaya çıkan öğrenme güçlükleriyle disiplin olaylarının önemli kısmının kaynağı motivasyonla ilgilidir.
Öğrenmek için her öğrenci; öğrenme-öğretme sürecine istekli katılmak, öğrenmenin bildirdiği ilkelere uymak, öğrenmesinde sorumluluk taşımak ve çalışmak zorundadır. Bu sebeple öğrenme için motivasyonu sağlamak okulun ve öğretmenlerin öncelik taşıyan görevlerinden biridir.
Etkileme ve motivasyonu, iki ayrı konumda ele aldım: İlk derste motivasyon, müteakip derslerde motivasyon. İlk dersteki etkileme ve motivasyonla ilgili konuları, müteakip derslerde de ele almayız. Bunun için ilk dersteki etkileme ile müteakip dersteki etkileme farklı olacaktır. İlk dersteki etkileme daha çok dersin genelini ele alırken, sonraki derslerde yapılan etkileme, o dersin ünite ve konularını ele alacaktır. Yine ilk ders, öğretmen-öğrenci münasebetleri açısından bir nevi tanışma ve birbirini anlama şeklinde geçerken, müteakip dersler ilk derste ortaya konan esasların uygulaması şeklinde geçecektir.

İLK DERSTEKİ ETKİLEME VE MOTİVASYON
1. Öğretmen kendini tanıtmalı.
2. Öğretmen öğrencilerini tanımalı.
Öğrencilerin isimlerini en kısa zamanda öğrenerek her fırsatta öğrencilere isimleriyle hitap etmeli. Öğrenciler çok etkilenip kendilerine değer verildiğini anlayacak ve öğrencilerin kalplerine köprüler ilk günlerden kurulacak. Bunun için ilk günler için isim kartları yapılabileceği gibi hafızayı zorlayarak bu konuda kafayı yormak ve ezberlemek için evde gayret göstermek daha etkili bir çözüm olabilir.
3. Öğretmen kendi prensiplerini ve sınıf içi disiplin kurallarını anlatmalı.
Burada disiplinin sadece uyulmadığı takdirde ceza alınacak birtakım kurallardan ibaret olmadığı, öğrencilerin öğrenme, öğretmenlerin de öğretme haklarını koruyan ve öğretmen-öğrenci münasebetlerini düzenleyen birtakım kurallar ile tamamen demokratik bir ortamda kişinin hak ve hürriyetlerine saygı göstermek olduğu anlatılmalı. Sınıfta gülmek ve neşelenmek yasak olmayıp ancak ne zaman gülüp neşelenmek gerektiğinin iyi anlatılması disiplini sağlar.
Tahdit ve engeller, bir kimsenin kendisini yıldırılmış veya korkutulmuş hissetmesine sebep olur. Bunun sonucu olarak da o kimse, düşüncelerinden ziyade hisleriyle hareket eder. Eğer öğretmen, öğrencilere makul talimat verir, fakat aynı zamanda onlara hareket serbestisini hissettirirse, azamî bir motivasyon elde edilmiş olur.
Öğretmen hem sıkı disiplinli hem de cana yakın ve arkadaşça olabilir. Öğrenciler, sınıfta istediklerini yapabilecekleri bir öğretmenden ziyade, sınıfı disiplinde tutacak, dersin kaynamasını engelleyecek ve kendilerine öğrenmeyi öğretecek bir hoca isterler.
Sınıf kurallarını öğrencilerle beraber belirleyin ve uygun bir yere asın. Okulun kendine ait kuralları yanında, size göre sınıfın yönetilmesinde faydalı olabileceğini düşündüklerinizi maddeleştirip (öğrencilerle istişare ederek) asılabilir. Okul kuralları ve sınıf kuralları ilk günler anlatılmalıdır.
4. Öğretmen kendini sevdirmeli.
a. Güler yüzlü ve tatlı dilli olmalı.
b. Öğrencilerine şefkatle hitap ve muamele etmeli.
c. Öğrencilerine ya bir mini anket yaparak veya onları dinleyerek hobilerini, fobilerini, vizyonlarını kısacası ilgi alanlarını öğrenmeli.
d. Öğrencilerin ilgi alanları hakkında bilgi sahibi olup onlara her konuda danışmanlık yapmalı.
e. Geleceğe dönük bir vizyonu olmayan öğrencileri motive ederek mutlaka bir vizyon sahibi yapmalı.
f. İçten gelen disiplini tesis etmek için her öğrenciye kendi şahsi misyon bildirimini yazdırmalı ve bir kabahatlerini gördüğünde hemen kişisel misyon bildirimine baş vurmalı.
g. Zil çalar çalmaz sınıfa girip dersi zil çalmadan hemen önce bırakmak, öğrencilerde her zaman olumlu izlenim bırakacaktır. Ders zili çaldıktan sonraki her saniyede öğrencinin dikkati dağılacak ve sıkılacaktır. Ders planı yaparken bu konuya özellikle dikkat etmek gerekir. Planda yazdıklarınız bitmese bile zile sadık kalmak, öğrencinin dinlenme vaktine saygı göstermek demektir. Öğretmen masasına koyacağınız bir saatle zaman kontrolünü yapabilirsiniz.
5. Öğretmen dersini sevdirmeli.
a. O dersin, günlük hayat ile, meslek hayatı ile ve öğrencinin yakın hedefleriyle münasebet kurarak.
b. O dersin nasıl çalışılacağını öğreterek.
Yani öğrenmeyi öğretirken, kendi dersinin de özelliklerini anlatarak. Öğrencilere verimli çalışma metodunu öğretmek, birçok hâllerde öğretmenin görevinin en önemli kısmıdır.