"Öğretmenler; yeni nesli Cumhuriyetin fedakar öğretmen ve eğitimcileri sizler yetiştireceksiniz yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti sizin becerinizin ve fedakarlığınızın derecesiyle orantılı olacaktır. Cumhuriyet: fikren ilmen fennen bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli muhafızlar ister. Yeni nesli bu özellik ve yetenekte yetiştirmek sizin elinizdedir."   - M. Kemal Atatürk



Onlar bizim gözümüzü açtığımızda ailemizden sonra gördüklerimiz. Annemizin yanına gözü kapalı teslim ettiği, babamızın dediklerini yapmamızı tembih ettiği öğretmenlerimiz. İçinde bulundukları durum ne kadar zor olursa olsun, hayatlarındaki öncelikleri her zaman öğrencileri olan öğretmenlerimize minnettarız.
İşte öğrencilerinin hayatını cennete çeviren o fedakâr öğretmenlerden sadece bazılarını sizler için bir araya getirdik.
Tüm öğretmenlerimizin, öğretmen adaylarımızın gününü kutlarım. Tabii en çok da fizik öğretmeni olan babam Vedat Tanyıldız'ın...
"Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır" diye seslenen Mustafa Kemal Atatürk'ü unutmayın.
Öğretmenler! sizler; çiçek değil, insan yetiştirdiğinizi unutmayın.
Öğrenciler! Atatürk Cumhuriyet'i sizlere armağan ve emanet etti, unutmayın.
24 Kasım Öğretmenler Günü'nüz Kutlu Olsun!

 Hazırlayan: Yağmur Tanyıldız

Öğrencilerinin Hayatını Cennete Çeviren Öğretmenler


1. Öğrencilerinin hayallerindeki oyuncakları çizmesini isteyip, resimlerin gerçek birer oyuncağa dönüşmesini sağlayan Sezen Karazincir.



Karne günü geldiğinde bütün öğrencilerine sürpriz yapıp kendi çizdikleri oyuncaklarını hediye etmiş Sezen öğretmen.
Bir çocuk hayallerinin gerçekleşmesinden başka ne ister?

2. Veliler ile imece usulü çalışarak öğrencilerine hayal gibi bir sınıf yaratan Ahmet Naç.



Ahmet Naç, öğretmenlik mesleğini seçme nedenini şöyle açıklıyor:
"Okula başladığım andan itibaren kendi öğretmenlerim, ailem ve çevrem sayesinde çok yönlü ve hayal gücü yüksek bir öğrenci olarak yetiştim. İyi bir sporcu olabilirdim. İyi bir ressam olabilirdim. İyi bir tiyatrocu olabilirdim. İyi bir radyocu olabilirdim. İyi bir film yönetmeni ve senarist olabilirdim. Bir şair olabilirdim. İyi bir tasarımcı ya da bir müzisyen… Çok daha farklı alanlarda kendime yer bulabilirdim. Ancak öğretmenlik öyle bir meslek ki tüm bunların daha fazlasını aynı anda olabiliyorsunuz. Onlarla her şey daha güzel ve daha anlamlı…"
Böyle bir sınıfta okumayı kim istemez ki?

3. Şırnak'ın Cizre ilçesinde okuyan %90 görme engelli İbrahim'in kaderini değiştiren İngilizce öğretmeni.



İbrahim'i şu satırlarla anlatmış öğretmen: "Adı İbrahim. Yüzde doksan görme engelli. Bu sene ilk defa dersine giriyorum. Bazı arkadaşlarım "Hocam fazla yorma kendini, göremedigi için anlamıyor. E senin alanın zaten İngilizce, dersini hiç anlamaz" dediler. Çok üzüldüm."
"Her ders ne yazdıysam ona da minik kağıtlara yazıp verdim. Yüzde onluk ışığıyla geçirdi onları defterine. Her dersi onun anlayacağı gibi anlattım. Dersi ve diğerleriyle aynı yazılıyı büyük harflerle hazırlayip yaptım ona. Ve İbrahim 90 aldı. Eksiği kadar not aldı. Şimdi parmak kaldırdığı başarılı olduğu bir ders var ve ben o dersin öğretmeniyim..."

4. Van'ın Erciş ilçesinde sınıfa ağlayarak gelen öğrencilerinin yüzünü güldürmeden okuldan göndermeyen Gökhan Bulut.



Öğrenciler Gökhan Öğretmenini çok seviyor, öğretmenleri de onları gözü yaşlı görmeye dayanamayacak kadar sevgi ile kucaklıyor.

5. Yabancı Dil sınıfını öğrencileri için muhteşem bir özgürlük alanına çeviren Vahide Yerlikaya Gürel.



Bu sınıfta öğrencileri daraltan kurallar yok. Çocuklar için sınıfta tek kural var: Sınıfa ve arkadaşlarına zarar vermediğin sürece bu sınıfta istediğin her şeyi yapabilmek ve sorunları sadece konuşarak halletmek.
"Çünkü bu sınıfta ders göreceksen benim belirlediğim sıra düzeninde oturtup senin isteklerini göz ardı etmek istemiyorum. "Pastelle boya", "kırmızıyla yaz" diyerek hayal gücünü daraltmak istemiyorum. Dili kullanabilmek için olabildiğince konuşmanı, cevap vermek için benim iznimi beklemeni istemiyorum.

6. Tatilde memleketine gitmek yerine eline fırça alıp okuluna badana boya yapan Yusuf Açar.



Yusuf Öğretmen, Van'ın Gürpınar ilçesinde öğretmenlik yapıyor. Üstelik atandıktan henüz 5 gün sonra kolları sıvayıp tadilata girişmiş.
"Okula geldiğimde tek dersliğimizin eğitme hazır olmadığını gördüm. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nden malzeme aldım. İlk olarak bazı bölgelerin alçı tadilatını yaptım. Şimdi de boyamasını yapıyorum. Tatil yapmadım."
"Bir tatilimi de burada geçirmek istiyorum. Çünkü bu okulun en kısa sürede eğitim öğretime açılması gerekir. Burada 9 öğrenci var ve bunlar bizim geleceğimiz. Onlara sahip çıkmalıyız. Biz öğretmeniz fedakârlık yapmalıyız" diyor Yusuf Öğretmen.

7. 3 yıllık birikimini öğrencilerini sinemaya götürmek için kullanan Miraç Kulu.



Mihraç Kulu, Bitlis'in Tatvan ilçesinde sosyal bilgiler öğretmeni. Yüksek lisans yaparken araştırma konusu haline getirdiği Ertuğrul fırkateyninin Japonya'daki anıtını görmek için üç yıla yakındır para biriktirmiş. Fakat biriktirdiği parayla Japonya'ya gitmek yerine, muhteşem bir eyleme imza attı: 16 ilçe okulundan toplam 600 öğrenciyi sinemaya götürdü!
Sinema masraflarını cebinden karşılayan Mihraç öğretmen, diğer ihtiyaç ve giderlerin büyük bir dayanışmayla pek çok kişi tarafından gerçekleştirildi.
"Projeyle köylerde yaşayan ve sosyal imkanı sınırlı olan öğrencilere böyle bir imkan sunduk. Öğenciler hem sinema etkinliğine katıldı hem de sosyal faaliyette bulunma imkanına kavuştu. Bundan sonrada özellikle köylerdeki öğrencilerimiz için bu tür etkinlikleri ve sosyal imkanları sunmaya çalışacağız." dedi Mihraç Öğretmen.

8. Çocukların uzun süre sınıfta hareketsiz kalmalarına ve teneffüs süresinin kısa olmasına gönlü razı olmayan Başak Uysal.



Başak Öğretmen, "İlkokul öğrencilerinin sınıf içinde uzun süre hareketsiz durmaları ve dersi dinlemeleri istenmektedir. Bu sırada ders etkinlikleri yapılırken, öğrenciler hareketsiz durmaya odaklandıkları için çoğu zaman derse konsantre olamamaktadır. Mola süreleri kısalığından dolayı enerjilerini boşaltamamaktadırlar. Özellikle DEHB (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu) olan çocuklar için önerilen "sınıfta pilates topunda oturma" uygulamasını hareketli bir sınıfım olduğu için bütün sınıfa uyguladım", diyerek anlatıyor projesini.
Uygulama ile birlikte çocukların derse dikkatleri artmış, yazıları düzelmiş, duruşları düzelmiş ve enerjilerini çok daha verimli kullanmaya başlamışlar.

 

 

 
Editör: TE Bilisim