Sabahın erken saatleri; Açlık, yoksulluk ve savaşın devam ettiği herhangi bir gün… Ufukta bir çocuk gülümsüyor. Yüzü toprağa karışmış, çı

Sabahın erken saatleri; Açlık, yoksulluk ve savaşın devam ettiği herhangi bir gün…
Ufukta bir çocuk gülümsüyor. Yüzü toprağa karışmış, çıplak ayakları toprakla bütünleşmiş. Yüzünde masum bir tebessüm var. Oyun oynamak için diğer arkadaşlarının yanına koşuyor.
Ve sonra…
Kulakları sağır eden büyük bir patlama sesi işitiliyor. İnsanlar yakınlarını kurtarabilmek için can havliyle dağılıyorlar. Ortalık tam bir kaos.
Bir koku genzi yakmaya başlıyor? Ölüm elma kokar mı? Kokuyor işte. Yakıcı, korkunç, öldürücü bir elma kokusu… Gökyüzü bulutlarını zulmetle kaplamış, arza ölüm yayılıyor usul usul…
Masum çocuk öksürmeye başlıyor. Korku dolu gözlerle annesini, babasını ya da kendisine yardım edecek herhangi birini arıyor. Ne yazık ki karşısında ona yardım edecek herhangi birini değil de yerde çaresizce ölüme terk edilmiş yüzlerce insan görüyor. Çocuk gördükleri karşısında dehşete kapılıyor.
Tabi bunlar saniyeler içerisinde gerçekleşiyor. Nefes alamayan çocuk gözyaşları içinde yere yığılıyor. Ninniler susuyor. Azrail’in ezgileri duyuluyor. Boğazından köpükler akan çocuk çırpına çırpına saniyeler içerisinde can veriyor.
Bir çocuk, on çocuk, yüz çocuk, yüzlerce çocuk, binlerce masum çocuk…
Bilgisayarını yenilemediği için ağlayan bir çocuğun çığlığına kulak veren anne baba; yanı başında ölüme çığlık çığlığa meydan okuyan çocukları duymuyor. Hamburger için ağlayan çocuğun sesine kulak veren anne baba; bir parça ekmeğin hayalini kuran çocuğun gözlerini görmüyor.
Rabbim “Ey insanoğlu yanı başında binlerce masum can gitti de sen ne yaptın?” diye sorduğunda verecek bir cevabım yok.
. Sonumuz tam bir muamma.
Utanıyorum. Haysiyetten yoksun, vicdandan nasibini almamış bu zalim dünyada yaşamaktan utanıyorum. Batıya özenen bir nesilden olup, doğuda ölen Müslüman kardeşimin ölümünden ibret alamadığımızdan, sessiz kaldığımızdan utanıyorum. Kalpleri oluk oluk kötülük akan cani insanların umursamazca çocukları katletmelerine seyirci kaldığıma utanıyorum. Masum insanların nefesleri kesilirken, ben soluduğum temiz havadan utanıyorum.