Rockefeller ve diğer Uluslar arası şirketler tıbbi ilaç ve aşı endüstrisinin büyük bölümünün sahipleri konumundadır. Ve bu şirketler proses edil

Rockefeller ve diğer Uluslar arası şirketler tıbbi ilaç ve aşı endüstrisinin büyük bölümünün sahipleri konumundadır. Ve bu şirketler proses edilmiş abur cubur ensdüstrisinin de büyük bölümüne sahiptir.
Birçok tıbbi ilaç, Rockefeller'ların sahip olduğu petrol endüstrisinden gelen petrol yan ürünlerinden yapılmıştır. Rockefeller'lere bağlı olab bu şirketler medyayıda elinde tutuyor.
Şimdi biraz konuya derin bakalım o halde. Dünyanın her bir yanında Uluslar arası komünizmi yaratmışlar ve finanse etmişler. Başta Abd olmak olmak üzere ki burada şunu açıklayayım Abd hükümeti ve derin devleti bu konuda ikiye bölünmüş konumda. Abd hükümeti özel şahsa ait Federal Rezerv Sistemi aracılığıyla parayı ve kredi sistemini kontrol ediyorlar.
Rockefeller Ailesi başta olmak üzere Yeni Dünya Düzeninin uluslatarası bankerleri ve sermayedarları hükümet destekli tıbbi soykırıma çanak tutan bir entrika programı olan Ortodoks tıp yapılanmasını kontrol ediyor. Tıp doktorunuzu sadece “onaylı” ilaçları ,aşıları, cerrahiyi ve radyasyon tedavilerini sağlamaya zorluyor. Ve bunlar sizi Abd'de hasta ve bağımlı olan nüfusun % 95 'i içinde tutuyor ve her yıl 1 milyonun üzerinde Amerikalı'yı boş yere öldürüyor.
Tıp Mafyası her sene kürtaj yoluyla 1,5 milyonun üzerinde doğmamış bebeği öldürüyor. Dolayısı ile Tıbbi soykırım her yıl 2,5 milyonun üzerinde insan öldürüyor.Ve size her sene 1 trilyon dolarlık bir maliyet oluşuyor ki bu da gayri safi ulusal bütçenin % 12'sine karşılık geliyor.Tıbbi soykırım sağlığımız ve yaşamımız için iyi bir yatırım değil. Rockefeller, Eustace Mullıns'in enjeksiyonunla ölüm ve G.Edward Griffin 'in “Kansersiz Dünya” kitaplarında belgelendirildiği üzere 1910 yılı itibarıyle Rockefeller tüm tıp mesleği üzerinde kontrolü ele geçirdi. Rockefeller,milyonlarca dolar rüşvet vermek suretıyle tüm tıp okulları ve her eyaletin lisans kurulunu satın aldı.
Bugün eğer tıp doktorunuz sizin her türlü sağlık sorununuz için test edilmemiş ve etkisiz bir Rockefeller ilacını reçeteye yazmıyorsa, eğer her türlü temel metabolizma bozukluğunu kötü bir şekilde yönetmiyorsa (toksisite, serbest radikal patoloji, gıda alerjisi, hipo-tiroid, kandidiyasis) Eğer ilaç dışı bütüncül terapiler kullanıyorsa, sağlıksız yiyecekler ve Rockefeller'in proses ettiği gıdaları tavsiye etmiyorsa ve eğer tıbbi soykırım uygulamıyorsa, Rockefeller usulü tıbbi uygulamadığı için lisansını kaybetmesi an meselesidir.
Rockefeller, ilaçlar konusundaki yaklaşımının önündeki tüm rekabeti ortadan kaldırmak suretiyle tıbbi bir tekel kurmak suretiyle denetimini kontrol altına almıştır. Bunu ise, tüm bütüncül tıp doktorlarına,kiropratik yapanlara ve şelasyon ( Damar yoluyla EDTA ),Ultraviyole, hidrojen peroksit ozon ve oksijen terapileri gibi doğal tedavi savunanlara karşı sahte raporlar üreten Abd'nin her bir kentinde ki ortalama tıp doktorları,ajanları,bürokratları, politikacıları,medya propagandacıları yoluyla yapmıştır. İşte bu yüzden de doğal terapileri hiçbir devlet bürokrasisi kabul etmez. Ve kiropratik mesleği halen Rockfeller yapılanması tarafından aşağılanmaya devam etmektedir.
Bunun anlamı aslında tüm bütüncül doktorların yalancı doktor olduğu ve doğal ilaç-dışı terapilerin birer zevzeklik olarak kabul edildiği ve yasatanımaz kanun tanımaz olarak kabul edildiğidir. Bunun sebebi ise etkin olmamaları değil, etkin olmaları ve soykırıma dair Rockefeller tıp yapılanmasının parçası olmayışlarındandır.
Rockefeller sağlık alanındaki tüm sözde hayırsever faaliyetlerin tümünü başlatmıştır. Ve onların tümünüde kontrol etmektedir. İşte bu yüzden sizin öyle ben hayırseverim fakanca kuruluşu destekliyorum demeniz yada çaba göstermeniz aslında bir bakıma boşa düşüyor. Çünkü sizin gerçek anlamda mücadeleniz Rockefeller ilaçlarıyla rekabet anlamında ilaç-dışı bütüncül terapilere ters düşecektir.. Rockefeller denetimindeki sağlık alanında çalışan hayır kuruluşlarına bağış yaptığınızda, doğal bütüncül tedavinin ortadan kaldırılmasını bir bakımda desteklemiş oluyorusunuz üstelik dostlarınıza soykırım vari tedavilerle zarar verilmesi ve onların öldürülmesinide desteklemiş oluyorsunuz..
Ülkemizde de maalesef bazı konularda geriden gitmekteyiz. Bilhassa GDO lu gıdalar konusu ve kanser etikisi yapan tükettiğimiz ürünler konusunda bir hayli bilgisiz durumdayız..Bu konu hakkında uzman olan ve derin bilgiye de sahip olan Doç Dr Yavuz Dizdar'ı takip etmenizi öneririm
Ülkemiz de kolay kolay doğru ve güvenilir bilgi veren uzman sayısı gittikçe azalıyor..
Siz ne demek istediğimi anladınız...