Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları konusundaki tavrını, "Suriye'de yüz binlerce insan katledildi. Keşke Putin, bununla ilgili bir açıklama yapsaydı, Esed'i kınayabilseydi, bu acıları paylaşabilseydi. Bu acılar karşısında sessiz kalanlar, çıtını çıkarmayanlar, geçmiş hadiseler üzerinden farklı beyanatlar içerisine giriyorlar. Bunlar, kabul edilemez" diye değerlendirdi.

Akdoğan, AK Parti'nin GMK Bulvarı'ndaki seçim irtibat bürosunun açılışında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, "1915 olayları konusunda Putin ve Obama'nın açıklamalarını nasıl değerlendirdiğini" sorması üzerine Akdoğan, "Bu tür alınan kararları, açıklamaları ve ifadeleri şiddetle kınıyoruz ve kabul etmiyoruz. Bunlar özellikle dost ülkelerden geldiği zaman bu bizi daha çok üzüyor" ifadesini kullandı.

Akdoğan, bu ülkelerle çok boyutlu ilişkilere sahip olunduğunu vurgulayarak, bu tür hadiselere ikili ilişkilerin kurban edilmemesi gerektiğine işaret etti. Söz konusu açıklamaların, ilişkilere hiçbir fayda sağlamayacağını belirten Akdoğan, "Bu yüzden bunları üzüntüyle karşıladığımızı, bu ifadeleri de kabul etmediğimizi ve kınadığımızı özellikle söylemek istiyorum" dedi.

"Osmanlı'nın bütün torunlarına gönül kapılarımız açıktır"

Akdoğan, geçmişte yaşanan hadiselerle ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarını hatırlatarak, şunları söyledi:

"Bu ortak acıdır. Osmanlı döneminde yaşanan acılar hepimizin ortak acısıdır. Öncelikle bunu doğru tanımlamak gerekiyor. Ermeniler, Osmanlı'nın gerçekten onurlu bir parçasıydılar, mensuplarıydılar, bugün de Türkiye Cumhuriyeti'nin çok onurlu Ermeni vatandaşları var. O dönemde, Osmanlı'nın gelişiminde de çok önemli katkıları vardı, bugün de Türkiye Cumhuriyeti'nin gelişimine aynı şekilde katkıda bulunmaya çalışıyorlar. Bu tür açıklamalar, yorumlar ne Ermenistan-Türkiye ikili ilişkilerine katkıda bulunuyor ne bütün bu coğrafyada yaşayan Ermenilerin geleceğine ne de dostluk, komşuluk ilişkilerini, ortak bir geleceği dostluk zemininde inşa etmek açısından bir faydası var. Bizim Osmanlı'nın bütün torunlarına gönül kapılarımız açıktır."

Akdoğan, Çanakkale Kara Savaşları'nın 100. yıl dönümü dolayısıyla gerçekleştirilen anma töreninde, 21'i devlet başkanı düzeyinde olmak üzere 70 ülkeden katılımcı bulunduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlara baktığımızda bir 'Çanakkale ruhu' diye bir şey var. Türkiye'yi işgal için birçok ülkeden gelen askerlere karşı, aynı şekilde dünyanın dört bir tarafından insanlar geldiler. Burada vatan toprağını müdafaa için bir Çanakkale ruhu ortaya koydular, birlikte mücadele ettiler, birlikte şehit düştüler. Bugün de bu Çanakkale ruhu, farklı bir şekilde ortaya çıkıyor. O gün hayatını kaybeden, işgal için geldikleri topraklarda hayatını kaybeden askerler, bizim askerlerimizle kucak kucağa yatıyorlar, bizim misafirlerimizler. Çanakkale'de 70 ülke mensubunun katıldığı anma töreni, yeni bir Çanakkale ruhu ortaya koyuyor, yani geçmişte acılar yaşanmış olabilir, bize saldırmış olabilirler, kurşun sıkılmış olabilir ama bu, 'gelin ortak bir geleceği dostluk zemininde inşa edelim' demektir."

"Suça ortak arıyorlar"

Bir tarafta büyük savaşlara rağmen insanların bir araya gelip, dostluk köprüsü oluşturduğunu kaydeden Akdoğan, öbür taraftan kin ve nefreti "nasıl daha fazla derinleştiririz" diye açıklamalar yapıldığını belirterek, şunları kaydetti:

"Birtakım kararlar alınıyor. Bunlar kabul edilemez. Geleceği kin ve nefret üzerine kuramayız, dostluk üzerine kurmak durumundayız. Bir de bu ülkeler, önce kendi geçmişlerine baksınlar. Geçmişte başka milletlere, kendi vatandaşlarına yaptıkları zulümlerin, katliamların, soykırımların kuyruk acısıyla, kompleksiyle bugün herkes böyle yapmış gibi bir edayla suça ortak arıyorlar. Bunlar, kendi geçmişlerine, kendi yaptıklarına baksınlar diyorum.

Bugün dünyanın birçok yerinde yaşanan acılar var. Bunlara karşı hangi tavrı sergiliyorlar? Suriye'de yüz binlerce insan katledildi. Keşke Putin, bununla ilgili bir açıklama yapsaydı, Esed'i kınayabilseydi, bu acıları paylaşabilseydi. Bunları kınayan biziz. Acıları paylaşan, 2 milyon insana kucağını açan biziz. Bugün dünya genelinde yaşanan dramlar, trajediler, acılar karşısında sessiz kalanlar, çıtını çıkarmayanlar, geçmiş hadiseler üzerinden farklı beyanatlar içerisine giriyorlar. Bunlar, kabul edilemez. Gelin, Çanakkale'de yaşanan anma töreninde olduğu gibi bütün milletler bir araya gelelim, geçmiş acıları, düşmanlığı kışkırtmak için değil dostluğu nasıl geliştirebiliriz diye kurmaya çalışalım."