Saygıdeğer okurlarım, bugün sizler ile çok önceki yıllardan beri yararları bilinen ve tüketilen mantar ile ilgili bazı bilgileri paylaşmak istiyorum. Şöyle ki, mantarlar genellikle çok hücreli olup, klorofil içermeyen, yaşamları için gerekli olan besini hazır olarak sağlayan heterotrof canlılar olarak bilinmektedir.

Mantarlar, yüksek yapılı bitkilerdeki kök, gövde ve yaprak gibi organlara sahip değillerdir. Ancak, hücrelerinin etrafında belirli bir hücre çeperinin olması, sporla çoğalmaları ve genellikle hareketsiz oluşları nedeniyle bitkilere benzer canlılardır. Şapkalı mantarların çeşitli türleri ülkemizde doğal olarak yetişmekte, ancak bazı türleri ise çok zehirli olduğu için ölümlere neden olmaktadır. Bu nedenle bu hususa dikkat etmeli, kültür mantarlarını tercih etmeliyiz. Bilindiği gibi şapkalı mantarlar günümüzde genellikle besin ve ilâç yapımında kullanılmak üzere özel olarak da yetiştirilmektedir.

Mantarın, insan sağlığını koruyucu B kompleks vitaminleri ve C vitamini yönünden zengin bir besin maddesi olduğu bilinmektedir. Yüksek oranda folik asit ihtiva eden mantarın, anemi (kansızlık) olgularının iyileştirilmesinde de kullanılmaktadır.

Mantar proteininin sindirilebilme değerinin, yaklaşık yüzde  80 civarında olduğu ve bu proteinin, insanın beslenmesi için gerekli olan hemen hemen tüm aminoasitleri içerdiği ifade edilmektedir. Mantar, özellikle bu yönüyle diğer sebze türleri arasında en yüksek besin değerine sahiptir.

Mantar ayrıca, kalsiyum, fosfor, potasyum, demir ve bakır yönünden azımsanmayacak ölçülerde mineral içermektedir. Düşük karbonhidrat ve yağ oranı nedeniyle kalp ve damar hastalıklarında, kandaki şeker düzeyini düşürme özelliğine sahip olup, diyabet hastalığında yararlı bir diyet mönüsü olarak önermektedir. En iyi bitkisel protein kaynaklarından biri olan ve bünyesinde yağ bulunmayan en iyi bitkisel protein kaynağı olduğu günümüzde önem kazanmaktadır. Buna ilaveten, vücut, hayvansal gıdalarla, protein kadar da yağ almaktadır. Ancak mantarda yağ oranı neredeyse sıfır civarındadır. Böylelikle, mantarla vücut saf protein almakta ve hayvansal besinlerle alınan yağların damarlarda sıkıntılara yol açtığı, kırmızı veya beyaz et yediğimiz zaman vücudumuza yüksek oranda yağ girişi önlenmiş olmaktadır. Genellikle bu yağlar, doymuş yağlarla birlikte alınmakta ve kalp damar tıkanıklıklarına yol açabilmektedir. 100 gram etten alınan protein oranı yaklaşık yüzde 20 civarında olup, alınan yağ oranı da aynı miktarda gerçekleşmektedir.

Mantarın ayrıca vücudun ihtiyacı olan C, B1, B2, B6, A, K ve D vitaminleri açısından da oldukça zengin olduğu ve önemli oranda amino asit bulunduğu ve kansızlığa da iyi geldiği bir gerçektir. Mantar, içerdiği mineral ve vitaminlerden dolayı, pek çok hastalığa iyi gelen ve hatta bazı hastalıkların oluşmasını önleyen bir besin kaynağı olarak bilinmektedir.

Mantarın diğer yararlarına da bir göz atacak olursak, Alzheimeri önlediği, yaşlanmayı geciktirdiği, beyin ve sinir sistemi hastalıklarından koruduğu, çocuklarda büyümesinde, gelişmesinde ve hastalıklardan korunma amacıyla bağışıklık sisteminin gelişmesinde önemli rol oynadığını, vücut için gerekli tüm aminoasitleri içerdiğini söyleyebiliriz. Ayrıca, yağ yönünden oldukça fakir olması nedeni ile kilo vermek amaçlı yapılan diyetler için de ideal bir besin kaynağıdır. Kemik gelişimi üzerinde çok olumlu etkileri olup, büyüme çağındaki çocukların ve kemik erimesi riski olan kadınların tüketmesi gerekmektedir.

Önemli miktarda Kalsiyum, potasyum, fosfor, demir, çinko ve bakır içermesi nedeniyle, kansızlık başta olmak üzere, kalp damar hastalıkları, migren, yüksek tansiyon, felç, astım, romatizmal hastalıklar, diş çürümesi ve kemik erimesine karşı da etkilidir. Düşük sodyum miktarı ile yüksek tansiyon ve kalp hastalarının bile, rahatlıkla tüketebileceği bir besin kaynağıdır. Peki, bu değerli besin kaynağını pişirirken kalitesini bozmamak için neler yapmalıyız sorusuna ise, kurumuş mantarları eski haline getirmek için ılık su içerisinde yaklaşık 30 dakika kadar bekletmemiz gerekmektedir. Ayrıca, marine edilmiş mantar isteniyorsa marine edeceğiniz karışımın içerisinde buzdolabında 2 gün süreyle saklanabilmektedir. Bunlara ilaveten mantarların kenarlarını kestiğinizde kararacak olması nedeniyle derhal servis etmeden önce bu kenarları temizleyebilir veya önceden kestiğiniz kanar kısımlarına limon suyu sürmemiz yeterli olmaktadır. Bilinmesi gereken diğer husus, mantarın büyük bir bölümünü su ihtiva ettiği için, pişirirken fazla su ilave etmemize gerek yoktur.

Son olarak söylememiz gereken bilgi ise, mantarın bekletilmeden, renk değişimine mahal vermeden tüketilmesi böylelikle vitamin kaybına uğramadan ve sıkıntılar yaşamadan tüketmemiz esastır.

Sağlıklı, mutlu nice güzel günler diliyor, saygılar sunuyorum.