BURSA -


Bursa'nın Karacabey ilçesindeki Ovakorusu Celal Acar Yaban Hayvanları Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi bünyesinde bulunan ayı barınağında 15 yıldır bakıcı olarak çalışan 53 yaşındaki İbrahim İbil, ayıların her birine şefkatle yaklaşıyor, beslenmelerine büyük özen gösteriyor.


''Ayılara Özgürlük" projesi kapsamında 1996 yılında 10 hektarlık alanda kurulan Ovakorusu Ayı Barınağı'nda 81 ayı bulunuyor.



Para kazanmak için sokaklarda oynatılan ayıların toplanarak özgürlüklerine kavuşturulmaları amacıyla kurulan barınak, 2011 yılında Bursa 2. Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı olarak açılan Ovakorusu Celal Acar Yaban Hayvanları Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi bünyesinde yer alıyor.


Ülkenin dört bir tarafında yaralananlar kadar özellikle annesiz kalan yavruların getirilip özenle büyütüldüğü barınaktaki ayılara, tel örgüler ardından 15 yıldır İbrahim İbil bakıcılık yapıyor.



Evli ve 3 çocuk babası olan, daha önce çiftçilikle ve hayvancılıkla uğraşan İbil'i ayılar, her sabah adeta dört gözle bekliyor.


Barınak yakınlarında bulunan Boğazköy Mahallesi'nde ıhlamur ormanlarının eteklerindeki evinde yaşayan İbil, her sabah erken saatlerde traktörüne binerek 81 ayının yaşadığı merkeze geliyor.


Merkeze geldiğinde çevre kontrolü yapan İbil, ilk olarak doğada annesini kaybetmiş ve barınağa getirilmiş yavrularla ilgileniyor. Bal, süt ve kefir karışımından oluşan içecekler hazırlayan İbil, yakından ilgilendiği yavru ayıları, karışımı doldurduğu biberonla "bebek gibi" besliyor.



Küçük ayılarla oyunlar da oynayan İbil, daha sonra yetişkin ayıların bulunduğu bölüme geçiyor. İbil, kendisini görünce tel örgüler etrafında toplanan ayıları, elma ve armut başta olmak üzere mevsimine göre çeşitli meyvelerle, et ve balıkla besliyor. Ayılar, traktörüyle tesisin etrafını dolaşan İbil'in peşinden ayrılmıyor.



Odun fırınında meyveli ekmek


Zaman zaman barınağa gelen Aynur İbil de eşine özellikle yiyecek hazırlanması konusunda yardım ediyor.


Ayılara ekmek pişirilmesi için özel hazırlanan odun fırınını yakan çift, beraber yoğurdukları simit hamurunu, sinilere doldurarak odun fırınına yerleştiriyor. İçine kuru meyve de konulan besleyici değeri yüksek ekmekler daha sonra ayılara veriliyor.


İbil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir yakının tavsiyesi üzerine girdiği işinde, ilk başlarda çok çekindiğini, zamanla alıştığını söyledi.



Çiftçi ailesinin bir bireyi olarak hayvanlarla büyüdüğünü, hayvanları sevdiğini ifade eden İbil, şunları kaydetti:


"Türkiye'nin çeşitli yerlerinden gelen yavru ayılara, bal ve sütten oluşan karışımlarla 2 yaşına kadar anne şefkatiyle bakıyorum. Annesi nasıl bakıyorsa burada da aynı bakılıyor. Ayılar beni gördüklerinde mutlu oluyorlar. Ses tonumu tanıyorlar. Büyüğü de küçüğü de çağırdığımda yanıma geliyor. Sabahtan geldiğimde, seslendiğim zaman hepsi bana bakar. Çağırdığım zaman peşimden gelirler. Yiyecek atarken yanaşamayanlar elini kaldırır, adeta 'at' derler. Çevre temizliği de yapsam beni her zaman takip ederler. Bugüne kadar buraya bebekken gelip de elimde büyüyen 50'yi aşkın ayı var. Onlarla sürekli beraberiz. Bana karşı bir tepkileri yok, daha çok sevgileri var. Ben de onları çok seviyorum."



Yavru ayıların karakteristik özelliklerinin, davranışlarının büyüyünce de aynı şekilde devam ettiğini belirten İbil, "Burada farklı davranışlara sahip ayılar gördüm. Daha insancıl, daha yakın, bebek gibi ağlayanı da gördüm. Hepsine itinayla baktım, bir bebek gibi. Çocuklarıma bakmadım bebek ayılara baktığım kadar." dedi.


Yakın çevresinin yaptığı işi merak ettiğini anlatan İbil, şöyle devam etti:


"Hayvan sevgisi olmayan burada çalışamaz. Çocuklarım yaptığım işten memnun oluyor. Öğretmeni de sorsa 'Babam ayılara bakıyor, ayıcı' diyorlar. Arkadaşlarım ve çevrem de öyle tanır beni. İsmimi sorarsan tanımazlar. Bebek ayılar geldiği zaman 4. sınıfa giden küçük kızım, 'Bebek ayılarla benden çok ilgileniyorsun, benimle bu kadar ilgilenmiyorsun' diyor. Biraz kıskançlık var."