Gün geçmiyor ki bir özel okulun ya da okulcuğun evinizin dibinde, mahallenizde, yol üstünde faaliyete geçtiğini görmemiz bizleri artık şaşırtmıyor. Bu durum sektörel açıdan iyi, veli açsından da güzel. En azından alternatifler bulacağı, maddi durumuna göre şekillenecek okullara yönlenmesi açısından faydalı.

DEVLETİN İŞİNE GELİYOR

***Bu okullaşmanın devlet açısından faydası, üzerindeki baskıyı yükü azaltıyor ki; en başarısız olduğu alanda derdi ve sıkıntıyı yayarak rahatlıyor.

***Kontrolsüzce açtığı üniversitelerin ilgili bölümlerinden çıkan yetersiz!!! öğretmenlere de istihdam sağlamış oluyor. Atama şansının azaldığı, mülakatla bu işin başka mecralara (torpil, adam kayırma, liyakatsiz atama) yöneldiği dönemde devlete alternatif olması devletin ve milli eğitim yetkililerinin işine geliyor.

Ayrıca bu okulların sağladığı katma değerler.

Kıyafetler ile yan alan olan tekstil sektörüne can suyu verdirtiyor.

Kitap kırtasiye ücretleri ile matbaa ve yayıncılık sektörü canlı kalıyor.

Servis işi ile hostes zorunluluğu ile beraber ciddi bir istihdam sağlıyor.

Ayrıca bu yan işlerden ve gelirlerden vergilendirerek bir döner sermaye oluşturup bunu öğrencilere teşvik olarak döndürüyor.

ACIMASIZ KAPİTALİST SİSTEM KONTROL ALTINA ALINMALI

Tabi ki özel sektör acımasız kurallar manzumesi olan, kapitalist sistemin birebir uygulandığı mecralar. Lakin bu mecralarda uygulanan acımasız, gözü dönmüş bazı uygulamaların daha ehveni şer hale gelmesi artık mecburidir.

Görmezden gelerek, öteleyerek, duymazdan gelerek olmaz, olmuyor. Bu işi rayından çıkaran, suyu kaynağında bulandırıp sonra da su bulanık akıyor diye şikayet etmek olsa olsa safdilliktir.

Bu sektörün ciddi anlamda denetlenmesi ve kontrol edilmesi hayati derece de önemlidir.

MAHALLE OKULLARININ VE KOLEJLERİNİN VAADLERİ

Başlıyor işte tam da bu noktada eleştirimiz ve uyarılarımız. Denetlenmesi gereken kurumlar ve okulcuklar bunlar. Okul için yapılmayan, meskenken ya da iş yeri iken okula evrilmeye çalışılan…

Derme çatma binalarda eğitim verilmesi olanak dışıdır. Velilerimizin karıştırmaması gereken husus budur.  Biz insan eğitiyoruz. Evde annesi ile babasından daha fazla vakit geçiriyoruz. Yaşam alanlarının sıkıntılı olması bu çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimi için doğru sonuçlar vermeyecektir.

Neden mi?

Okul ya da kolejciliği dershanecilikle, karıştırmamak gerek. Çocukların robotlaşmadığı, sosyal ve kültürel etkileşim alanlarının görmezden gelindiği bu yapıcıklar da evlatlarımızın eğitim alması hayatın ve eğitimin olağan akışına aykırıdır.

Ayrıca bu okulların kayıt öncesinde velilere yaptıkları vaatleri görünce , duyunca aklınızın kalmaması mümkün değil. Sanırsın çocuğu roketle uzaya gönderecekler.

Bu noktada okullar denetlenebilmelidir.

Konu eğitim olunca, elbette bu alandaki özelleşme ve etik, çok daha büyük önem taşır. Eğitim sistemini düzenleyenler, uygulayanlar ve denetleyenler; çıkarların önde tutulmasına ve kâr için “her şey mübah kültürü” yaratılmasına izin vermemelidir.

KURUMSAL OKULLAR ÖNE ÇIKMAKTA

Kurumsal olan okullarda bu noktada öne çıkmakta, ancak mahalle okulları kurumsal okulların kısa vadede önünü kesecekler, ancak orta vadede veliler bu noktada alınan eğitim ve sosyal imkânların yetersiz olması münasebetiyle kurumsal ve eli yüzü düzgün yerlere tekrar döneceklerdir.

Ayrıca bu okulların açılması mevzuatında, her önüne gelen müteahhit okul açmamalı belirli bir sermaye birikimi olmayan.  Öğretmenlerinin ve idarecilerinin bir yıllık maaşını bankaya taahhüt mektubu ile veremeyen kurumlar okul açma konusunda set çekilmelidir.

Böylelikle herkesin yapamayacağı iş olan okulculuğa gerekirse kota getirilmeli…

HER ÖNÜNE GELEN, PARASI OLAN OKUL AÇMAMALIDIR.

Böyle giderse bu durum daha önce yazdığım gibi okullar ve kolejler çöplüğüne doğru gitmekte. Temel liselerin yaşayacağı dönüşümde agresif olarak okullaşacak olması dikkate alınmalıdır.  Kısa vadede hatta bu yılın ilk çeyreğinde batan okulları, kaçan yatırımcıları görünce ben demiştim, ben yazmıştım demek istemiyorum.

Çünkü görünen köy kılavuz istemiyor. Piyasada ekonomik krizin oluşturduğu bir daralma zaten mevcut, enflasyon herkesin malumu veliler bu noktada maddi olarak daha uygun seçeneklere yöneliyor. Fakat bu batışlar ve okul kapanışlarının öğrenci, veli, öğretmen ve idarecilerde oluşturduğu travmalarıda görmezden gelmemeliyiz.

Ben sektörün tüm kademelerinde idareci, öğretmen ve diğer pozisyonlarda bulunan birisi olarak bu kötü gidişe devletin en azından önümüzdeki yıl bir takım kısıtlamalar getirmesi elzemdir.

Kimsecikler yanlış anlamasın eğitim konusunda yapılacak yatırımlar her türlü saygıyı fazlası ile hak etmektedir. Bir okul açılırsa, bir cezaevi kapanır şiarınca bu yatırımlar teşvik edilmeli ama vurguladığımız şey aktif denetleme ve etkin kontrol…

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÖZEL OKULLAR VE KOLEJLER İÇİN HAYATİ ÖNEMLİDİR.

Sürdürebilirlik her sektörde olduğu gibi eğitim alanında da çok önem arz etmektedir.

Sabırla bekleme ve bu iş için yeterli alt yapıya sahip olabilmeli ve dinamizminizi hiç yitirmemeniz gereklidir.

Özel okul olmak “özel” olmayı gerektirir.

Her kurum yaptığını değil iyi olanları yapmak, yapılmamışları eğitim camiasının içine katmak teknoloji ile hemhal olmak bu işin olmazsa olmazlarıdır.

Bu konu ile alakalı, eğitim sektörü ile alakalı yazacak çok ama çok şey var. Önümüzdeki yazılarımızda bu sorunsalları dile getirmeye devam edeceğiz.

Derdimiz çözüm üretmek, problemleri minimal seviyede tutmak için kamuoyunu aydınlatma ve velilere bir yol çizmektir.

Selam ve saygılarımla
Editör: TE Bilisim