Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, paralel yapıya değinirken, "Burada insanların dini esir alınmıştır. Bu konuda din adamlarına da çok iş düşüyor. Buradaki bu çekirdek yapı içinde kullanılıyor ve o esaretten çıkamıyorlar. Çünkü dinini kaybedecekmiş gibi bir yanlış algı üretilmiş" dedi.

Kanal 24'teki Kulis programında, gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Akdoğan, paralel yapı ile ilgili bir soru üzerine, bu grubun milli bir yapı olmadığının aşikar olduğunu söyledi.

Daha önceden de bu tür bir vesayet yönetiminin olduğunu ifade eden Akdoğan, şöyle konuştu:

"Bunu diğer derin devlet yapılanmaları yapıyordu. Biz bunların hepsini tasfiye ettik. Sonra bunlar çıktılar. Dış bağlantılar çok güçlü. 'Bunun arkasında süper güçler var' demek de olmaz, ama bir takım mahfiller var. Bir yerli, milli bir yapı, grup, bir organizasyon, gidip de kendi ülkesini batıracak bir şey içine girer mi? Sen terörist gibi göstermeye çalışıyorsun. Suriye'ye yardım götüren MİT'in tırını durduruyorsun ve kendi ülkeni teröristlere yardım eden bir ülke pozisyonuna düşürmeye çalışıyorsun. Ya da işte askerdeki birçok operasyonları biliyorsunuz. Milli, yerli bir yapı, böyle bir şey yapmaz. Bu ancak başka bir amaca hizmet etmek için yapılacak bir şeydir."

Akdoğan, paralel yapının "Türkiye" veya "millet" diye bir derdinin olmadığını kaydederek, bunların kendi menfaatlerini hakikatin merkezine koyan, her yolu mubah gören, karşıdaki her şeyi kurban edilebilir gören anlayışa sahip olduğunu ifade etti.

"Burada insanların dinini esir almışlar"

Bunun ilahiyatçılarca çok tartışılması gerektiğini ifade eden Akdoğan, şunları kaydetti:

"Yani burada insanların dini esir alınmıştır. Bu konuda din adamlarına da çok iş düşüyor. Buradaki bu çekirdek yapı içinde kullanılıyor ve o esaretten çıkamıyorlar. Çünkü dinini kaybedecekmiş gibi bir yanlış algı üretilmiş. Kendine mübah görmediği şeyi o mekanizmaya, o yapıya mubah sayıyor ve normal sayıyor. Her türlü kötülüğü yapabiliyor, hiçbir sınır tanımadan. Şimdi bu gerçekten hastalıklı bir durumdur. Böyle baktığımızda aslında daha karmaşık bir problem var önümüzde. Her açıdan bununla hukuk içinde mücadele etmek lazım, kriminal boyutları ile mücadele etmek lazım, arka plandaki felsefesi, dini anlayışı, bununla ilgili din adamlarının bir şey ortaya koyması lazım. Çok boyutlu bir mücadele vermek gerekiyor."

"Önemli olan örgütün silah bırakması"

Akdoğan, çözüm sürecinin durakladığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını vurgulayarak, ilgili kurumların gereken çalışmaları yaptığını söyledi.

"HDP'nin çözüm sürecine ilişkin tavrının seçimden sonra ne olacağına" ilişkin soru üzerine Akdoğan, son dönemdeki tavırların sürece fayda sağlamayacağını ifade etti.

Akdoğan, şunları kaydetti:

"Ben kendimize inanıyorum, iyi niyetle sonuca ulaşmaya çalışıyoruz. Biz nihai sonuca ulaşmak zorundayız. Yeni Türkiye'de böyle bir soruna yer yok, yeni Türkiye'ye yakışmıyor, bu büyük bir prangadır ayağımızda, bundan kurtulmak gerekiyor. Önemli olan örgütün silah bırakması. Türkiye'de demokrasi artık her türlü sorunu konuşacak, çözecek bir noktaya geldi, kapasiteye ulaştı. HDP'liler her şeyi konuşuyorlar artık. Mecliste konuşmadıkları bir şey yok. Bırakın konuşmayı, eylem yaptılar. Kürsünün önüne oturdular, eylem yaptılar, daha ötesi yok."
Editör: TE Bilisim