MHP Genel Başkanı Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. İstanbul'un fethi yıl dönümüne ilişkin konuşan Bahçeli, Hz. Muhammed'in 'İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur' hadisini anımsattı. Bahçeli, pazar günü, bir yanda İstanbul'un fethinin 569'uncu yıl dönümü kutlanırken diğer yanda Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi Fidan Dikim Töreni'nin gerçekleştirildiğini belirterek, "Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'ne dikilen fidanlar büyüyecek, ortaya çıkacak ağaçlar her insanımızı gölgesine alacaktır. Bu hizmet seferberliğini çekemeyen, bu projeden dolayı tahammülsüzlük gösteren CHP'sinden İP'sine ve diğer zillet yedeklerine kadar alayı birden çölleşmiş siyasetlerinin kurbanı olacaklardır. Millet Bahçesi'nde fitne kazısına heves edenler yine kaybedeceklerdir. Bunların meselesi ne ağaç ne doğa ne yeşil ne de çevre güzelliğidir. Böylesine bir gündemleri asla yoktur. Şu hususu bir kez daha ifade etmeliyim ki İstanbul Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'nden yeni bir Gezi Parkı kalkışması, yeni bir husumet dalgası, yeni bir kaos fırtınası çıkarmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Bizden söylemesi, 'uyarmadı' demesinler. Su testisinin su yolunda kırılacağını, keskin sirkenin küpüne zarar vereceğini bir an olsun güdük akıllarından çıkarmasınlar. Yanılıp yenilip aksine hizmet eden olursa bunun sonuçlarına çok ağır şekilde katlanmak durumunda kalacaklardır" dedi. 

Pençe-Kilit bölgesinde şehit olan askerleri anan MHP lideri Bahçeli, Türkiye'nin, bölücülüğün kökünü kurutmaya kararlı olduğunu söyledi.

'İSVEÇ VE FİNLANDİYA KIRMIZI KART CEZALISIDIR'

Terörün dini, milliyeti, etnik aidiyeti, ülkesi, yöresi, geçerli bahanesi olmadığına işaret eden Bahçeli, "Terörizm sadece Türk milletine değil, insanlığın tamamına yönelik kullanılan silahtır, kurulan tuzaktır, kurgulanan nifaktır. Terörü aklamaya, arkalamaya, arındırmaya ve asıl maksadını saklamaya niyetlenen bu melanet, niyeti siyasi, ekonomik ve diplomatik amaçlarının içine tıpkı bir mayın gibi yerleştiren ülkeler zulmün ortağı, ihanetin da odağıdır. Özgürlükle terör iki karşı kutuptur, geceyle gündüz gibi birbirinden farklı ve uzaktır. Terörle mücadelemiz aynı şekilde zalimlerle, emperyalist canavarlıkla ve Türkiye düşmanı mihraklarla mücadeledir. Teröristlerin ellerindeki silahı verenler de teröristtir. Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine itirazı boşuna değildir. Bu ülkeleri temsil edenlerin ülkemize gelerek Türkiye'yi ikna gayretleri boşa emektir. Çünkü bu ülkeler samimi değildir, dürüst ve ilkeli duruştan bütünüyle mahrumlardır. İsveç yönetimi, kendi başkentinde bölücü teröristlerin Türkiye aleyhtarı gösterilerine hala sessiz, hala seyircidir. Hatta teröristler polis koruması altındadır. Arayan dervişi tekkede, hacıyı Mekke'de, hain teröristleri de Avrupa ülkelerinin başkentlerinde hemen bulacaktır. Güneşi balçıkla sıvamak akıl karı değildir. Çürük tahtanın çivi tutmayacağı da açıktır" diye konuştu. 

'İSVEÇ VE FİNLANDİYA KIRMIZI KART CEZALISI'

"Geçen hafta Türkiye'de muhataplarıyla müzakere masasına oturan İsveç heyeti, aynı günde terörist Salih Müslim'i devlet televizyonuna çıkarıp konuşturacak kadar küstahtır, art niyetlidir" diyen MHP lideri Bahçeli, şunları kaydetti: 

"Saygı kayığına binmeden adamlığın kıyılarına nasıl ulaşılacaktır? Güvensizliğin demir attığı koylarda yan yana nasıl yürünecektir? İsveç ve Finlandiya terörle arasına mesafe koymadan NATO'ya hangi yol ve vasıtayla girebilecektir? Olacak iş midir bu? Türkiye'nin hakkı, hukuku, egemenlik ve tarihsel çıkarları gözetilmeden, hepsinden önemlisi milli ilkelerine riayet ve hürmet gösterilmeden sözü edilen iki ülkenin NATO'ya girmesi hangi mantığa, hangi ahlaka, hangi siyaset aklına sığabilecektir? Bizim değerlendirmemize göre İsveç ve Finlandiya kırmızı kart cezalısıdır. Bu cezanın kaldırılması için PKK/YPG/PYD hilesiz ve hilafsız kınanmalı, Türkiye'nin iade talebinde bulunduğu teröristler derhal teslim edilmelidir. PKK'ya tavır alıp da YPG'yi kollamak ve ayrı bir kategoride değerlendirmek yaman ve yakıcı bir çelişkidir. PKK neyse YPG odur. İki örgüt de terörist, iki örgüt de bölücü ve insanlık düşmanıdır. Biz terör örgütlerinin NATO'ya girmelerine tepkisiz ve etkisiz kalamayız. Her gün şehit veren, her gün yürekleri kavrulan, her gün al bayrağa sarılı şehit tabutlarını omuzlayan biziz." 

'CANI DENİZİN DİBİNİ TEKRAR ÇEKMEKTEDİR'

Bahçeli, ABD'nin tahrik ve tertipleri, terör örgütüne kesintisiz silah, para, mühimmat ve eğitim desteği sağlamasının hazmetme eşiğini çoktan aştığı, isyan ve infial sınırlarına dayandığını kaydederek şöyle konuştu:

"Bu ülkenin Yunanistan'ı kafakola alıp Türkiye'yi hedef göstermesi de sinsi bir gayenin adım adım takip edilmesinden başka bir şey değildir. Akdeniz ve Ege'de gerilimi tırmandıran, taciz ve tahriklerini seriye bağlayan Yunanistan ateşle oynamaktadır. ABD'nin Yunanistan'da kurduğu 9 askeri üs, milli güvenliğimize tehdittir. Atina yönetiminin silahlanma yarışında gemi azıya alması kendisi adına felaketin habercisidir. Miçotakis yönetimi denize dökülen vandal dedelerinden ders almamıştır. Görünen ve karşımızdaki gerçek tablo budur. Bu gafil zihniyetin anlaşılan odur ki denizin dibini, canı tekrar çekmektedir."

Yunanistan NATO üyesi statüsünün ise düşmanca tavır ve tutumunu örtbas etmediğini aktaran Bahçeli, "ABD'nin Yunanistan'ı maşa olarak kullanıp Türkiye'yi stratejik meşguliyet uçurumuna çektiği, yeri gelirse de sıcak bir çatışma ortamına itmeye çalıştığı bir vehim değil, bir şüphe değil, gelişmelerin seyrinden çıkardığımız bir tehdit okumasıdır. Bizim böylesi tehditlere boyun eğecek ne bir devletimiz ne de milletimiz vardır. Yunanistan'ın, ABD'den F-15 ve F-16 savaş uçaklarıyla ilgili talebi, Türkiye'yi kötüleme ısrarı, üstelik gayri askeri statüdeki adaları yoğun olarak silahlandırması barışa değil, kutuplaşmaya ve sonucu silaha açılacak bir sürece davetiyedir" diye konuştu.

'ASIL SAHİBİNE GEÇECEĞİ GÜNLERİ GÖRECEĞİZ'

"Anadolu coğrafyasının devamı niteliğindeki 12 Ada konusu henüz kapanmamış yaramızdır ve 12 Ada Türkiye'den haksızca, ayak oyunlarıyla gasbedilmiştir" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bu adaları Çanakkale Boğazı'yla İstanbul'un güvenliğinden ayrı düşünmek imkansızdır. Birinci Dünya Savaşı esnasında, misal olarak, Meis kıyılarına konuşlandırılan düşman toplarının savaş boyunca vatanımızı nasıl hedef aldığını, Finike, Kaş, Fethiye'deki Türk nüfusunun nasıl tehlikelere maruz kaldığını unutmuş değiliz. Bugünkü şartlarda Türkiye'ye 12 Ada üzerinden silah gösterilmektedir. Ege'de sınır ve egemenliği devredilmemiş adalar meselesi, Türkiye ile Yunanistan arasında çözülmeyi bekleyen fakat gün geçtikçe de karmaşıklaşan en ciddi sorunlardan birisidir. Karşımızdaki bu soruna stratejik de baksak iyi komşuluk hukuku açısından da yaklaşsak bize göre sonuç değişmeyecektir. İç ve dış işgal cephesi şu gerçeği hatırından bir an olsun çıkarmasın ki çalınmış mal sahibine mutlaka iade edilmelidir. Ya seve seve ya da zorlaya zorlaya adalet yerini bulacaktır. Kendi siyaset ve devlet sistemini konsolide etmeye çalışan Yunan hükümeti her anlamda kırılgan ve kaypaktır. Sırtını da yüz yıl önce olduğu gibi yine güç merkezlerine korkakça dayamıştır. Türkiye ve Yunanistan'ın Ege'deki kara sularının genişliği 6 deniz milidir. Yunanistan'ın dayatmalarla bu genişliği 12 mile çıkarma amacı kan dökmeden, silahlar konuşmadan asla mümkün değildir. Bu itibarla Türk milleti, Ege'nin karşı kıyısından saldırgan ve yayılmacı politika izleyen Yunanistan'a müsamaha göstermeyecektir. Biz 12 Ada'yı unutmadık, unutmayacağız, bir gün asıl sahibine geçeceği günleri de mutlaka göreceğiz. Türkiye, dostluğuna güven duyulan, özü sözü dosdoğru bir ülkedir."

'MHP TÜM VARLIĞIYLA DESTEKLEMEKTEDİR'

Bahçeli, son aylarda, Ayn el-Arab ve Tel Rıfat'tan Türkiye'ye atılan roket, havan toplarının Karkamış ve Kilis başta olmak üzere sınır hattındaki yerleşim alanlarına isabet ettiğini aktararak, bu kapsamda yeni sınır ötesi ve ezici harekatın mecburiyet haline geldiğini söyledi. İdlib, Mare, Azez, Cerablus ve Afrin'e yönelik terör saldırılarının ağırlık merkezinin şu anda Tel Rıfat olduğunu kaydeden Bahçeli, "Tehdit nereden doğuyorsa, teröristler hunhar saldırılarını nerelerden ikmal ve takviye ediyorlarsa diyorum ki oralar meşru hedeftir. Caniler temizlenmeli, en başta Tel Rıfat ve Münbiç özgürleştirilmelidir. Ne ülkemizde ne Meclis'imizde ne de sınır hattımızda terörist istemiyoruz. Türkiye'nin, Suriye veya Irak'ın toprağında gözü yoktur. Bilakis bu ülkelerin huzur ve güvenliğini sağlamak için müdahil olması herkesin çıkarınadır. Milliyetçi Hareket Partisi, muhtemel askeri harekatı bütün varlığıyla desteklemektedir. Sınırlarımıza paralel şekilde bulunan bir terör devleti kurmak için mekik dokuyan zehirli yılanların başının koparılması hakkımızdır, hukukumuzdur, haysiyetimizin gereğidir. Teröristler her neredeyse bulunup cezalandırılmalı, burunlarından fitil fitil getirilmeli, yedikleri içtikleri boğazlarına dizilmelidir. Bu hususta hiç kimseden izin ve icazet alacak halimiz de yoktur. Gölge etmesinler, başka bir şey istemeyiz" dedi. 

MHP lideri Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Van'da yaptığı konuşmayı anımsatarak Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala ile ilgili sözlerini eleştirdi. Bahçeli, "Sayın Kılıçdaroğlu, sana söyleye söyleye şu gerçeği kafana sokacağım. Bundan da asla vazgeçmeyeceğim. Sen inkar etsen de Selahattin Demirtaş teröristtir, haindir, bölücüdür, Türkiye düşmanıdır. Osman Kavala Sorosçudur, casustur, şaibelidir, suçludur. Bir teröristi, her taşın altından çıkan Soros’çu bir taşeronu nasıl serbest bırakacaksın? Bunu nasıl yapacaksın? Bu vaadini nasıl gerçekleştireceksin? Söyle de öğrenelim. Açıkla da bilelim. Paylaş da duyalım. Sırrın nedir?" diye konuştu.

'SEVSİNLER SİZİN MASANIZI'

Parti liderlerinin 4'üncü kez bir araya geldiğine de değinen MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Bir de reklam filmi yapmışlar. Neymiş? Memleket sevdası, Türkiye'nin masasıymış. Sevsinler sizin masanızı. Sormadan geçmek istemiyorum, sizin memleketiniz neresidir? Her birinizi masaya çekip oturtan muhasım çevreler kimlerdir" dedi.