ANKARA - İletişim Başkanı Altun, medya sektörünün temsilcileriyle video konferans yöntemiyle düzenlenen ‘Basın Çalışanlarının Haklarının İyileştirilmesi Çalıştayı’na katılarak açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Çalıştayda basın çalışanlarının haklarının nasıl daha ileri bir noktaya götürüleceğinin ele alınacağını belirten Altun, çalıştayda sorunların adını koymayı ve bu sorunlarla ilgili somut çözüm önerilerinin üretilmesini arzu ettiklerini söyledi. Kovid-19 salgını nedeniyle buluşmayı sanal ortamda yapmak durumunda kaldıklarını kaydeden Altun, toplantıyı 15 Temmuz destanının 4’üncü yılının anıldığı dönemde gerçekleştirildiğine işaret ederek "O gün verdiğimiz destansı mücadele, bundan önce bağımsızlığımıza, istiklalimize, birliğimize ve dirliğimize yapılan saldırılar karşısında ortaya koyduğumuz mücadelelerin adeta hülasası niteliğindeydi" dedi. 

'FETÖ İLE MÜCADELEDE YUMUŞUMA OLMAZ'

FETÖ’yle millet adına görülecek bir hesaplarının olduğunu vurgulayan Altun, "Devletimizin ve kurumlarının FETÖ’ye karşı mücadelede en ufak bir zafiyet içerisinde olduğu yanılgısına kapılmak, sadece örgütün işine yarayacak bir dezenformasyondan ibarettir. Sayın Cumhurbaşkanımızın canına kast etmeye, milletin iradesini yok etmeye, Meclis’ini ortadan kaldırmaya ve milletin ordusunu millete karşı kışkırtmaya çalışan alçak ve sinsi bir terör örgütüne karşı ne devlet katında ne de millet nezdinde en ufak bir acıma ya da müsamahaya yer yoktur ve olamaz. Bu milletin hiçbir ferdi, bu devletin hiçbir parçası FETÖ ile mücadele konusunda en küçük bir yumuşamaya, rehavete ya da kuşkuya kapılmaz, kapılamaz. Bunu bekleyenler daha çok bekleyecekler! Örgütü en ufak parçasına kadar yok etmeden hiçbirimize rahat yüzü yoktur" mesajını verdi.

'TERÖRİSTLERİ AFFEDECEK DEVLETİMİZ YOKTUR'

Altun, darbecilerin affedilmesi gibi bir durumun söz konusu olamayacağına işaret ederken, "Nedamet getiren hiçbir darbeci olmadığı gibi, alçak teröristleri affedecek bir devletimiz de yoktur. Kimse boş hayaller içerisine girmesin! Kimse milletimizin bilincini, vicdanını, ferasetini yok saymaya kalkmasın. En son yok saydıklarında işgali ve darbeyi elleriyle, bedenleriyle durduran milyonlarla karşılaştıklarını kendilerine hatırlatırım. Ve tabiİ kimse devletin gücünü, hafızasını, mücadele azmini, kararlılığını, iradesini, kurumlar arasındaki eş güdümünü test etmeye kalkmasın! FETÖ, PKK/YPG, DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle gerek yurt içinde gerekse de sınır ötesinde nasıl mücadele ettiğimizi kimse görmezden gelemez. Sadece onlarla değil, onları yöneten, yönlendiren küresel güç merkezlerine karşı dimdik bir şekilde nasıl mücadele ettiğimizi unutmasınlar. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle artık kuklalarla değil, kuklacılarla mücadele ettiğimizi iyi bilsinler" dedi.

'GEÇEN YIL 1500 OLAN ETKİNLİK SAYISI BU YIL 3 BİNE ÇIKTI'

İletişim Başkanlığı olarak 15 Temmuz’un tarihsel ve toplumsal önemini, FETÖ’nün gerçek yüzünü ortaya koymayı en önemli vazifelerden biri olarak addettiklerini belirten Altun, bu amaçla son iki yıldır hem yurt içinde hem de yurtdışında tüm 15 Temmuz etkinliklerinin koordinasyonunu sağlamaya çalıştıklarını kaydetti. Altun, "Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla tüm kamu kurum ve kuruluşlarımızın, üniversitelerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımızın 15 Temmuz etkinliklerini eşgüdüm ve koordinasyon içerisinde yürütmelerine yardımcı oluyoruz. Her geçen yıl 15 Temmuz’u daha güçlü hatırlamak ve geleceğe taşımak için daha büyük bir gayret içerisinde olacağız. Büyük bir memnuniyetle şunu söyleyebilirim ki gerek yurt içinde gerekse de yurtdışında tüm kamu, sivil toplum ve üniversitelerimizin 15 Temmuz’a yönelik hassasiyetlerinde hem nitelik hem de nicelik yönünden artan bir ilgi var. Bu, gelecek açısından bizlere umut veren bir durum" görüşünü dile getirdi. Fahrettin Altun, 2019 yılında yurt içinde ve yurt dışında yaklaşık bin 500 olan etkinlik sayısının bu yıl 3 bine ulaştığını, İletişim Başkanlığı olarak 15 Temmuz etkinliklerini sadece koordine etmediklerini, aynı zamanda birçok çalışma ve projeyi de bizzat yürüttüklerini anlattı.

'CUMHURBAŞKANIMIZ SİSTEMATİK SALDIRIYLA MÜCADELENİN MERKEZİNDE'

Günümüzde hakikatin, doğrunun ya da gerçeğin yerini, algının, manipülatif bilginin, sahteciliğin, yalanın ya da İngilizce tabirle fake-news’in aldığına dikkat çeken Altun, her gün yalan haberlere, algı operasyonlarına, çarpıtmalara, verisiz analizlere karşı mücadele edildiğini, bu sorunun sadece Türkiye’ye ait olmadığını, ABD, Avrupa Birliği ülkeleri ve Rusya başta olmak üzere birçok ülkenin ortak sorunu halini aldığını ifade etti. Dünyanın birçok yerinde hakikat savunucularının hakikat düşmanlarına karşı yoğun bir emek vermek zorunda olduğunu söyleyen Altun "Türkiye’nin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın da en büyük gücü hakikattir. Bugün savunulması en zor olan ve en çok saldırıya uğrayan değerden söz ediyoruz. Bugünlerde, safsatanın, yalan haberlerin, provakatif ve manipülatif bilgilerin, dedikodunun, negatif algı inşa etme çalışmalarının, itibarsızlaştırma operasyonlarının, nefret suçlarının, şiddet ve hakaret söylemlerinin daha çarpıcı olduğu, daha çok okunduğu, dijital medyada daha çok ‘tık’ aldığı bir dünya ve medya sistemi inşa edilmek isteniyor. İşte hepimizin; sizlerin ve devletimizin mücadele ettiği husus tam olarak budur. Bize dayatılmak istenen, doğru olanı, gerçek olanı sıradanlaştıran, önemsizleştiren, itibarsızlaştıran, değersizleştiren ve demode kılmaya çalışan bir sistematik saldırı ile mücadele ediyoruz. Türkiye’nin ve sayın Cumhurbaşkanımızın, küresel algı ve dezenformasyon merkezlerini rahatsız etmesinin yegâne nedeni de işte bu mücadelenin merkezinde olmasıdır. Ben basınımızın şerefli mensuplarının bu mücadelede hakikatin yanında durduğunu biliyorum. Hiç kuşkusuz hakikati savunmak sadece siyasetçilerin ya da ülkeyi yönetenlerin değil, aynı zamanda basın sektörünün ve çalışanlarının da esas mücadele alanı olmak durumundadır."

'ÜLKESİNE KARŞI OPERASYON MERKEZİNE DÖNÜŞEN KESİM VAR'

İletişim Başkanı Altun, basının içinde Türkiye’ye karşı manipülatif ve provokatif bilgi üreten bir kesimin varlığına işaret ederken şu mesajları verdi:

"Üzülerek ifade ediyorum ki basınımızda, dışarıdan fonlanan, etkilere ve yönlendirmelere açık; Türkiye’nin kalkınmasına, dünya milletlerinin gönlüne girmesine, diplomaside zaferler elde etmesine, adaletsiz dünya sistemine karşı iddialı duruşuna ve Sayın Cumhurbaşkanımızın millet tarafından desteklenmesine karşı manipülatif ve provakatif bilgi üreterek ülkesine karşı operasyon merkezlerine dönüşen bir kesim de vardır. Ne yazık ki bu kesimin yeri geldiğinde terör örgütlerinin propaganda aygıtı olarak devreye girdiklerini, ellerindeki medya gücünü bir silah olarak devlete ve millete doğrulttuklarını da müşahade ediyoruz. Bu noktada bağımsız, yerli ve milli bir medya kavramı son derece stratejik önem arz ediyor. Sadece ülkemiz için değil, bölgemiz için, dünyamız için hayati önemi olan bir husustan bahsediyoruz. Medyada marjinal bir şekilde de kendisine yer bulan bu kesimlere bir çağrıda bulunmak istiyorum; Bırakın artık bu coğrafyada, bu topraklarda 5'inci kol faaliyetleri sürdürmeyi ve gerçek anlamda 4'üncü kuvvet olarak hareket edin. Demokrasi içinde medyanın olması gereken yerde olun. Demokrasi düşmanlığı yapmayın, demokrasimize hizmet edin."

‘HAKLARINIZIN İYİLEŞTİRİLMESİ NOKTASINDA YANINDAYIZ’

Altun, Başkanlığın Türkiye’de medya mensuplarının, basın çalışanlarının yanında ve arkasında olduğunu, kendi ülkesini ve milletini önceleyen, ülkesine ve milletine düşmanlık yapmayan ve dışarıdan güdümlü şekilde çalışmayan her bir basın mensubunu ‘kendisine hizmet etme vazifesiyle yükümlü oldukları’ bir paydaş olarak gördüklerini söyledi. Onların hakikat mücadelesinde yanlarında olmaya ve hep beraber ‘Yaşasın hakikat’ demeye devam edeceklerini kaydeden Altun, basın sektöründe yaşanan sorunlara da değindi. Sektörün dinamik değişiminin yeni sorunları da beraberinde getirdiğini belirten Altun, "İletişim Başkanlığı, haklarınızın iyileştirilmesi noktasında, tüm kurum ve kuruluşlarla sizlerin oturduğu her masada yanınızda yer alacaktır, bundan en ufak bir kuşkunuz olmasın. Zira nasıl zor şartlar altında çalıştığınızı en iyi bizler biliyoruz. Salgın sürecinde milletimizin bilinçlenmesi, daha doğru şekilde bilgilendirilmesi için medya sektörümüz çok ciddi bir emek harcadı. Hakkınız ödenmez" dedi.

‘YASAMA GÜNDEMİNE TAŞIMAK İÇİN GAYRETİMİZ SÜRECEK’

Bu tür çalıştayları sürdürmek, nitelik ve nicelik açısından bu çalışmaları daha da ileriye taşımak ve sorunları çözüme kavuşturmak noktasında güçlü bir iradeleri olduğunu hatırlatan Altun, gazetecilik mesleğiyle ilgili 1952 yılından bu yana yürürlükte olan kanun metninin günümüzün getirdiği sorunlar karşısında yetersiz kaldığını ifade etti. Altun "Bu noktada İletişim Başkanlığımızın basın sektörümüzün sorunlarını yüce Meclis’imizin, yasama organımızın gündemine taşımak noktasında elinden gelen bütün gayreti ortaya koyduğunu ve bu gayreti sürdüreceğini ifade etmek istiyorum. İletişim ve enformasyon teknolojilerindeki gelişmeyle birlikte gazetecilik alanının ekonomik organizasyonunda ve mesleğin yapısında değişimler ortaya çıkmıştır. Bu yaşanan değişimlerle birlikte mesleği yerine getiren gazetecilerin çalışma biçimleri değişmiştir. Bu çalıştay vasıtasıyla gazetecilik mesleğinde terfi, ücretlendirme, izin, sözleşmenin feshi ve kıdem tazminatı gibi güncel sorunlar tartışılacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde verdiğimiz güçlü, bağımsız ve haklı Türkiye mücadelesinde basın sektörünün; ülkesinin ve milletinin yanında, hakikat üzerine hareket etmesi çok ama çok değerli olacaktır. Sorunlarınız sorunlarımızdır" ifadelerini kullandı.