TBMM


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.


Bahçeli, konuşmasında, 5 Nisan 2018 Perşembe günü, Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde "duyanları şok eden, görenleri kahreden" bir cinayetin işlendiğini anımsattı.


Önüne geleni, gözüne kestirdiğini, kafasına taktığını, hoşuna gitmeyeni, asılsız, mesnetsiz ihbar ve şikayetlerle FETÖ'cü gösteren, FETÖ'cü diye suçlayan caninin, bu tavırlarıyla Osmangazi Üniversitesinde huzursuzluk ve korku odağı haline geldiğini belirten Bahçeli, "Tertemiz insanlara çamur atan, üniversite ortamını karartan, çevresine huşunet ve husumetle davranan, bununla da kalmayıp dört ailenin umut ve hayallerini söndüren şerefsiz en ağır şekilde, hiçbir hafifletici sebep göstermeksizin cezalandırılmalı, bir daha da gün ışığı görmemelidir." ifadesini kullandı.


Üniversite yönetiminin hunhar olay sonrasında katil ile ilgili "Akıl sağlığı yerinde değildi." açıklamasına sığınmasının "özrün kabahatten büyüklüğüne çok açık delil teşkil ettiğini" vurgulayan Bahçeli, "Madem akıl sağlığı yoktu, neden gerekli önlemler alınmadı? Madem bu alçağın aklından zoru vardı, niye itibar cellatlığı yapmasına sessiz ve tepkisiz kalındı? Akli dengesi yerinde olmayan birisinin uyduruk şikayetlerine ihtimam, ufunetli jurnallerine itibar edilmesi vahim bir çarpıklık, bir bakıma suç ortaklığı değil midir?" sorularını yöneltti.



"FETÖ’nün kripto damarı son derece faal"


Bahçeli, şöyle devam etti:


"Osmangazi Üniversitesinin yönetiminde bulunan şahıslar, yaşanmış bu kadar trajedi ve ağır sonuçlar karşısında, gereğini yapacak iradeyi, görevden ayrılacak basireti ne zaman, daha hangi hallerde göstereceklerdir? Sorarım sizlere, üniversitede ilim ve irfanın omuzlarda olması gerekirken, masumların içine sere serpe uzandığı tabutların omuzlara alınması nasıl izah edilmelidir? Suçlu sadece kurşunu sıkan mıdır? Kaldı ki bu katilin kripto FETÖ'cü olduğu herkesin dilinde, herkesin ifadesindedir.


Anlaşılan malum kripto FETÖ'cü suçsuz günahsız insanlara bühtanla saldırarak, suç imal ederek kendisini saklamaya, emellerini gizlemeye gayret etmiştir. Cinayet gününe kadar da bunda ne yazık ki başarılı olmuştur.


FETÖ'cü olduğu konusunda güçlü emareler bulunan bir namus yoksunu, mezkur üniversiteyi kana ve gözyaşına bulamış, dahası saygınlığına gölge düşürmüştür. YÖK derhal acil önlemleri devreye almalı, muhtemel saldırıların önüne geçmelidir. Suç ve suçluya göz yumanlar, ön açanlar, buyur edenler de gizlenemeyecek kadar nettir.


Üstüne vazife olmadığı halde, facebook, twitter gibi sosyal medya zeminleri başta olmak üzere, ekranlarda, gazetelerde, aslı astarı olmadan ona buna FETÖ'cü diyen, onu bunu FETÖ'cü diye fişleyen, çeteci gösteren, dedikodu üreten, fitne yayan, değerli isimler üzerinde karalama yapan kim varsa, biliniz ki ya lokması haram ya da kripto damarın gizli hafiyesidir. Bu hastalıklı tiplerin kimlerle sorunu varsa kötülemeye, suçlamaya, özellikle FETÖ’cü göstermeye çalışmaları Pensilvanya’nın ekmeğine yağ sürmektedir.


FETÖ’yle mücadele ediyorum bahanesiyle, gerçek FETÖ’cüleri arkalayan, mazlumları hızara veren, insan onuruna kara çalan namertler mücadelenin önündeki en büyük engeldirler. Bu engelin kaldırılması hepimiz için şarttır, vatan ve millet görevidir. FETÖ’nün kripto damarı son derece faal ve aktiftir."



"CHP yönetiminin paraşütü uzun süredir kapalı"


FETÖ'nün, yıllar boyunca devlet ve toplumla iç içe geçtiğini; mücadelede örgütün tutunduğu zeminlerden sökülüp atılmasından ziyade yırtılarak, kazınarak, koparılarak yok edilmesinin "tek seçenek, tek çare" olduğunu belirten Bahçeli, bu şartlar altında OHAL'in devamının, proje sahibi ülke ya da ülkelerle her düzeyde hesaplaşmaya hazırlığın "tarihi önemde" olduğunu vurguladı.


Bahçeli, OHAL'in kaldırılmasını isteyenlerin kaosa alkış tutan, kripto damara göz kırpan şuursuz ve sorumsuz zihniyetler olduğunu aktaran Bahçeli, "Normal şartlarda değiliz ki OHAL'i kaldıralım. Tehdit geçmedi ki OHAL'e son verelim. CHP'sinden TÜSİAD'ına, AB'sinden BM'ye kadar OHAL'e karşı gelenler, öncelikle Türk milletinin beka meselesini kavramayan, kavramak gibi dertleri de olmayan maksatlı çevrelerdir. Kripto damar kan dökmek, can havliyle efendilerinden aldığı talimatı yerine getirmek için hazırda beklerken, OHAL'i kaldırmaya teşebbüs veya bunu teşvik cinayettir, cüretkar bir gafilliktir." dedi.


Devlet Bahçeli, CHP yönetiminin "köprüye gelmeden geçmeye çalışacak kadar akıl fukarası" olduğunu belirterek, "Akıl bir paraşüt gibidir, ancak açıldığı zaman iş görür. CHP yönetiminin paraşütü uzun süredir kapalıdır, bunu da çakıldığı zaman bizzat anlayacaklardır." ifadesini kullandı.


OHAL'in Türkiye gerçeğinin yansıması olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şunları kaydetti:


"Biz tüneli gördüğümüz gibi üzerimize gelen treni de çok net öngörüyoruz. OHAL'in sürmesi milli bir zorunluluktur. FETÖ'cüler temizlenmeden, tehdit ve tehlikeler geçmeden OHAL bitmez, bitemez, bitmemelidir. Aksini iddia edenler tek ayak üstünde kırk yalan söyleyen, müfterilikte, ikiyüzlülükte marka olan, Türkiye'nin varoluş davasına kast eden kokuşmuşlardır. Bu kokuşmalara da Allah'ın izniyle müsaade etmeyeceğiz, tuzaklarında boğacağız."



"Suriye’de teröristler ve zalim Esad vahşilikte yarış içine girdi"


Bahçeli, Suriye’de bir yanda teröristler, diğer yanda zalim Esad'ın bebeklere, kadınlara, savunmasız insanlara acımadan kıydığını, vahşilikte yarış içine girdiklerini belirtti.


Mazlumların Suriye’de iki ateş arasında kaldığını, bugün insanlığın gözünün önünde, Doğu Guta ve çevresinde tam bir katliam yaşandığına işaret eden Bahçeli, "Esad rejimi sivillere kimyasal silahlarla saldırıp çocukları öldürecek kadar denetim ve kontrolden çıkmıştır. Doğu Guta’daki Duma bölgesine Sarin Gazı atan Esad yönetimi çok sayıda masumun ölümüne sebep olmuştur. Şam yönetimi hesabı mutlaka sorulması gereken bir insanlık suçu işlemiştir. Zalim Esad meşruiyetini, inandırıcılığını tamamen kaybetmiştir." diye konuştu.


Var olan, günden güne derinlik kazanan tehditlerin ortadan kaldırılması, Suriye ve Irak’ın siyasi ve toprak bütünlüğü içinde huzura kavuşması Türkiye için bir beka meselesi olduğunu anlatan Bahçeli, Türkiye'nin, "Suriye’deki terör örgütlerinden veya Esad rejiminin katliamlarından bize ne?" demek gibi bir lüksünün bulunmadığını ifade etti.



"Yerel seçimlerde hassas bir üslup"


Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin, Türkiye’nin geleceğini tayin edecek, istikrar ve normalleşmesini temine yarayacak bir yönetim yapısı olduğunu bildiren Bahçeli, Cumhur İttifakı’nın zayıflamasına, zaafa düşmesine hiçbir şart altında izin vermeyeceklerini, 2019 yılının Mart ayında yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri’nde dikkatli bir dil, hassas bir üslup, Cumhur İttifakı’nın doğasını zedelemeyecek bir kampanya stratejisi izleyeceklerini vurguladı.


Bahçeli, "Asıl hedeften şaşmayacağız. Ağaca bakarken, ormanı gözden kaçırmayacağız. AK Parti ile son derece olgun, düzeyli, seviyeli, anlaşmaya ve uzlaşmaya dayalı ittifak hukukunu Cumhurbaşkanı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerine kadar sürdüreceğiz. Yol kazası istemiyoruz, siyasi provokasyonlara kapalı duruyoruz. Kısır siyasi polemiklerle, sığ çıkar hesaplarıyla hareket etmedik, etmeyeceğiz. Denizden geçmeyi amaçlarken derede boğulmayacağız. Aşırı gurur, ışığa bakarken kör olmaktır; bu itibarla tevazudan, engin gönüllükten vazgeçmeyeceğiz." değerlendirmesini yaptı.



"Akıl tutulması, ahlak kırılmasıdır"


Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Biz Zeytin Dalı Harekatı'nın zafer ve onuruyla sevinirken, bu mirasyedi CHP hazımsızlık krizine girip sanatçılarla uğraşmaya, bunlara hakarete girişmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı eşliğinde Hatay Oğulpınar Hudut Karakolu’na giden sanatçılara, sporculara reziller diyerek, kesif bir cephe açmıştır. Her yeni açıklaması bir öncekini aratan CHP liderindeki tahammülsüzlük, basiretsizlik; hezeyan boyutlarını aşmış, siyasi cinnete varmıştır.


Politik çapsızlık ve yetersizlik sendromu kronik bir hal alan Kılıçdaroğlu’nun ağzından çıkanı kulağı duymuyor; diline gelen, gönlünden geçene bile rahmet okutuyor. CHP liderinin malum sanatçıların Afrin’de destan yazan Mehmetçik'e moral ziyaretini en hakaretamiz ifadelerle eleştirmesi akıl tutulması, ahlak kırılmasıdır. Kılıçdaroğlu’nun Mehmetçik'i bağrına basanlara büyük bir şiddetle saldırması, sadece düşünce özgürlüğüyle açıklanamaz. Bu son çıkışta; millete yabancı bir zihniyet, çarpık bir bakış açısı, sakat bir dünya görüşü çok net biçimde sırıtmaktadır.


CHP'nin sanatçı kabul ve takdir kriterleri de evlere şenliktir. Ana muhalefetin başındaki bu zat, her geçen gün tarzını ve üslubunu çirkinleştirmekte, çirkefleştirmektedir. Türkiye’de aşırı solcu olmayan, devlete isyan etmeyen, sözde barış adına Türk askerinin haklı operasyonlarına karşı çıkmayan, HDP’yi zımnen de olsa desteklemeyen sanatçı; CHP tarafından sanatçıdan sayılmıyor. Böyle bir zihniyete tek kelimeyle yazıklar olsun diyoruz."


"CHP’nin, Afrin şehitlerini anmak isteyen üniversite öğrencilerine saldıran teröristlere 'evlatlarımız' diye sahip çıkmasıyla Afrin kahramanlarına moral ziyareti düzenleyen sanatçılara hakaret etmesi aynı ruh hastalığının belirtisidir." diyen Bahçeli, eleştirilerine şöyle devam etti:


"Bugünkü CHP, aziz Atatürk’ten sonra özellikle sanat camiasında kutuplaşmayı ve ayrışmayı körükleyen, kendileri gibi düşünüp inanmayanları dışlayan, tutucu, softa ve yobaz bir geleneğin siyasi temsilcisi haline gelmiştir. Ana muhalefet, halktan kopmuş, milli hassasiyetlerden uzaklaşmış; örf, adet ve geleneklerimizle köprüleri atmıştır. CHP, Türk milletinin gerçeklerinden ve sosyal dinamiklerden bihaber siyasi garabete dönüşmüştür."



"Bu CHP’den bir halt olmaz"


"Vatanseverlik, bayrak aşkı, millet sevdası, terörle mücadele" gibi konuların siyaset üstü olduğunu belirten Bahçeli, "Vatan ve bayrak sevgisinin, milli meseleler karşısında coşkun hissiyatın toplumsal tezahürünün sanatçılarda makes bulması olağandır, doğaldır ve normaldir. Asıl anormal olan, asıl ahlaki düşüklük olan bu makesin gözü dönmüşçesine eleştirilmesidir." dedi.


Millet tarafından beğenilen sanatçıların, kahraman askerlere moral vermek üzere ziyaret davetine icabet etmelerinin alkışlanacak bir tutum olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, "Bundan eleştiri gerekçesi çıkarmak; cehalettir, aymazlıktır, terbiyesizliktir, tabansızlıktır." diye konuştu.


Bahçeli, şunları söyledi:


"Sayın Kılıçdaroğlu, rahatsız olduysa kendisine yakışanı yapmasını tavsiye ederiz. Cumhurbaşkanı kamuflaj giyip, sanatçılarla birlikte sınır karakolumuza gitmişken, Sayın Kılıçdaroğlu da mekapları ayağına geçirip, terörist kıyafetlerini üzerine giyip, doğruca PKK/PYD/YPG tünellerinde soluğu alabilir, arkadaşlarıyla çay partili, bol bol ihanet anısıyla dolu akşamlarda hasret giderebilir. Önüne geçen yoktur, karşısında engel yoktur. Buyursun, yolu açık olsun. Ancak Türk milletinin hakkında vereceği siyasi hükme de ister seve seve, ister zoruna gide gide rıza göstersin, göstermek durumunda kalsın.


Milli Mücadele yıllarında; Halide Edip başta olmak üzere, dönemin yazar, sanatçı ve gazetecilerinin çoğunluğu Mustafa Kemal Paşa’ya ve Ankara hükümetine açık destek vermişlerdi. Hatta Halide Edip, cepheye giderek Halide Onbaşı unvanını almıştı. Sayın Kılıçdaroğlu, bunu da eleştirecek midir? Milli Mücadeleye hasım olan Ali Kemal ve muhalif İstanbul basınının sergilediği tutumun aynısıyla CHP'de vücut bulması kepazeliktir. CHP lideri Kılıçdaroğlu; söz konusu çıkışıyla Türkiye’nin bekası için gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekatı’nı tenkit eden, ülkemizin terörle mücadelesine karşı çıkan emperyalist ülkelere ve onların taşeronlarına dolaylı destek vermiş, kucak açmıştır.


Türk milleti temellerinden kopan CHP’yi mahkum edecek, siyasi erimeye bırakacaktır. Gezi seviciler, Kandil sevdalıları, YPG’ci düşükler, FETÖ’cü şerefsizler, eski tüfekler, komünist kalıntılar, Türklüğe ve devlete küfreden sözde sanatçılar CHP’nin çöken çatısı altında kalacaklar, sonlarını hazırlayacaklardır. Diyorum ki, bu CHP’den bir halt olmaz, bu CHP’den bir sonuç çıkmaz. "



"Mitolojiye kendisini fazlasıyla kaptırmış"


Konuşmasında, Yunanistan’ın yandan çarklı, icazetli ve ruhen tükenmiş Savunma Bakanı’nın söz ve tehditlerine de kısaca değinmek istediğini belirten Bahçeli, "Anlaşılan Yunan Savunma Bakanı aklını kaybetmiş, yediği yürek kendisini çıldırmanın eşiğine getirmiş. Anlaşılan bu şahıs tarihi unutmuş, kovalandıkları, denize döküldükleri günleri hafızasından çıkarmış." ifadelerini kullandı.


"Arzu ederse, talebi olursa tarihi tekerrür ettirmek bizim için çocuk oyuncağıdır, bu defa Atina’ya kaçmakla da kurtulmaları imkansızdır." diyen Bahçeli, "Yunan Savunma Bakanı mitolojiye kendisini fazlasıyla kaptırmış olacak ki Zeus’a özenmiş, Apollo’ya öykünmüş, Poseydon olmaya heveslenmiş. Uykudaysa uyansın, histeri nöbetindeyse en yakın bir kliniğe yatsın. Dedeleri Türk düşmanlığının bedelini ödediler, Anadolu’yu işgal ve istila teşebbüsünün cevabını er meydanlarında aldılar." diye konuştu.


Bahçeli, Yunanistan'ın sorumsuz ve sabıkalı siyasetçilerinin iki de bir dişlerini göstermesi beyhude bir çırpınma olduğunu vurgulayarak, "Biz yeri gelirse o dişleri sökmesini, hatta kırmasını çok iyi biliriz. Keskin bıçak olmak için çok çekiç yedik, daha da çekiç kaldıran olursa kafasına geçiririz. Çünkü biz Türk milletiyiz. Yunan munan tanımayız, PKK, FETÖ, PYD’den anlamayız. Esareti boğarız. Zilleti ezeriz. Karanlığı yırtarız." değerlendirmesini yaptı.



"Deizmle uğraşanlar, önce haram yiyenlere baksınlar"


Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bazı derneklerle düzenlediği “Gençlik ve İnanç Çalıştayı”nın sonuç bildirgesinde, herkesi tedirgin ve rahatsız eden bir tespit yapıldığını aktaran Bahçeli, "Türk gençliği inançlıdır, ahlaklıdır, imanlıdır, dinine, diyanetine, geleneksel değerlerine, kültürel emanetlerine bağlı ve sadıktır." dedi.


Türk gençliğinin "Deizme" kaydığını söylemenin "densiz bir uydurma" olduğunu kaydeden Bahçeli, "Deizmle uğraşanlar, önce haram yiyenlere baksınlar. Sahte fetva makamlarıyla uğraşsınlar. Çocukları istismar eden kansızlarla ilgili çalıştay düzenlesinler. Münafıklara, müşrik emellere, kafir niyetlere tedbir alsınlar." ifadesini kullandı.


Bahçeli, Polis Teşkilatı'nın kuruluşunun 173. yıl dönümünü kutladı.