Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Putin'in Rus askerlerini Suriye'den çekeceği yönündeki açıklamasına ilişkin, "Buradan çekilecek' havası estirilirse bu doğru ve gerçekçi değil. Zaten Rusya'nın orada 2 üssü ve askerleri de var." dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, NTV'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Rus askerlerini Suriye'den çekeceği yönündeki açıklamasını değerlendiren Çavuşoğlu, Rusya'nın daha önce de Suriye'den asker çektiğini fakat daha sonra çatışmalar şiddetlenince öncekini aşan miktarda tekrar asker getirdiğini hatırlattı.

Suriye'de öyle ya da böyle DEAŞ ile mücadelede önemli yollar katedildiğini dile getiren Çavuşoğlu, rejim, İran ve Rusya'nın üçlü ittifak içinde başka konulara da odaklandıklarının altını çizdi.

Bölgede Rusya ve ABD'nin üsleri olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Dolayısıyla buradan çekilecek havası estirilirse bu doğru ve gerçekçi değil. Zaten Rusya'nın orada 2 tane üssü ve değişik bölgelerde konuşlandırılmış askerleri de var." diye konuştu.

"Şu anda tehdit söz konusu değil"
Çavuşoğlu, Afrin'e ilişkin soru üzerine "Bizim Afrin veya başka bir yere girmemiz için ya da bize tehdit oluşturan teröristle mücadele etmemiz için orada birinin olması ya da olmaması gerekmez. Önemli kriter bize tehdit mi değil mi? Ve bunun zamanlaması." diyerek Türkiye'nin hedefinin şu anda ilişkiler kopuk olsa da rejim ya da başka ülkeler olmayacağının altını çizdi. Çavuşoğlu, şu an itibarıyla da böyle bir tehdidin söz konusu olmadığını vurguladı.

Halihazırda tehdidin terör örgütü PYD/PKK'dan geldiğine işaret eden Çavuşoğlu, böyle bir operasyon düzenlendiğinde de önceden bilgilendirme yapıldığını belirtti. Bakan Çavuşoğlu, YPG güçlerinin Afrin'den Rusya kontrolünde çekilip yerine rejim güçlerinin gelmesi gibi bir durumun söz konusu olup olmayacağının sorulması üzerine, "Suriye'de her türlü ihtimal olur. Önemli olan bu ihtimaller karşısında siz neler yapacaksınız? Olmaz denilen bir çok şey Suriye'de oldu. Bir yerde çatışma var, diğer yerde de facto bir şekilde iş birliği var." ifadelerini kullandı.

Putin'in dün Türkiye'ye yaptığı ziyarette, Suriye'ye ilişkin olarak, daha çok bundan sonra atılacak adımlar, siyasi süreç ve gözlemcilerin tam olarak yerleştirilmesi, Astana süreci ve Ulusal Diyalog Kongresi fikrinin konuşulduğunu anlatan Çavuşoğlu, bunların yanı sıra Türk Akımı, S-400, Akkuyu Nükleer Santrali ve ticaretin önünde kalan engeller gibi konuları da değerlendirme fırsatı bulduklarını dile getirdi.

"YPG Kürtlerin az bir bölümünü temsil ediyor"
Çavuşoğlu, "Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nde Türkiye'nin kırmızı çizgisi konusunda değişen bir şey var mı?" sorusuna, YPG'nin Kürtlerin tek temsilcisi olmadığı hatta Kürtlerin çok az bir bölümünü temsil ettiği yanıtını verdi. Türkiye'de Suriye'den kaçan 300 bin Kürt olduğunu belirten Çavuşoğlu, şu anda Suriye'nin yüzde 20'sini YPG yönettiği halde söz konusu Kürtlerin bu bölgelere dönemediğini söyledi.

Mevlüt Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"YPG Kürtlerin az bir bölümünü temsil ediyor. Biliyorsunuz Suriye Ulusal Koalisyonu var, Kürt Ulusal Koalisyonu var. Bunun dışında Kürt gruplar var, Avrupa’da yaşayan Kürt gruplar da var. Biz zaten bunların hepsiyle temastayız. Yani biz Kürt kardeşlerimize karşı değiliz. Tam tersi onların yanındayız ama terör örgütlerine karşıyız. Dolayısıyla diyalog kongresinde Kürtleri temsil edecek çok sayıda değişik gruplar var, bunların liderleri de var, hatta değişik değişik aşiretler de var. Bunların isim listesini biz çıkardık, bu fikir ortaya çıkmadan önce de Rusya ile paylaşmıştık. Hatta Suriye’de YPG'nin kapattığı çok sayıda Kürt siyasi parti var. Tüm onların listesini Rusya’ya verdik. Rusya da onların bazılarıyla temasa geçti. Dolayısıyla Kürtleri kim temsil edebilir bunların çalışmasını yapıyor, İran ve Rusya ile de bunu paylaşıyoruz. Zaten YPG'nin burada olmasına İran da karşı."

Çavuşoğlu, Rusya'nın bu konuda ikna olmasa da Türkiye'nin tutumuna saygı gösterdiğini belirterek Soçi'de de üç ülkenin birlikte karar vereceğini hatırlattı.

"Türkiye'nin Esed ile ilgili tutumunda değişiklik yok"
Putin'in dün Suriye'de Esed ile görüştüğünün hatırlatılması üzerine, Çavuşoğlu, böyle bir görüşmenin ilk defa olmadığının herkes tarafından bilindiğine işaret etti. İran'ın da Esed’i desteklediğinin bilindiğini söyleyen Çavuşoğlu, ancak Türkiye'nin Esed ile ilgili tutumunda herhangi bir değişiklik olmadığını vurguladı.

Çavuşoğlu, "Burada rejim ve muhalif grupların geçiş hükümetiyle ilgili bir uzlaşıya varması önemli. Bizim bu konudaki tutumumuz belli. Biz Esed’in geçiş hükümeti de olsa Suriye'yi birleştiremeyeceğini, tam tersi ayrıştıracağını düşünüyoruz. Hatta Esedli bir geçiş hükümetinde Suriye'nin şeffaf şekilde seçimlere hazırlanamayacağını da düşünüyoruz." dedi.

"İİT Zirvesi çok kritik"
NTV'de gündemi değerlendiren Çavuşoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirvesi'ne kimin katılıp katılmayacağıyla ilgili, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) dışişleri bakanı seviyesinde katılacağını, henüz Suudi Arabistan'dan kimin geleceğinin ise belirtilmediğini, buna karşın Mısır'ın da dışişleri bakanı seviyesinde katılacağını belirtti.

Çavuşoğlu, ABD'nin bu yanlıştan dönmesini arzu ettiğinin altını çizerek yarınki zirvede güçlü mesaj verileceğini söyledi.

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İİT Zirve Başkanlığını yürütüyor ve bu bugüne kadarki en aktif zirve başkanlığıdır. Daha önceki dönem başkanlıklarıyla kıyaslanmayacak derecede aktif bir dönem başkanlığı yürütüyoruz. Yeni oluşumlar kuruyoruz, kadın konseyi gibi. Bu örgütü reforme ediyoruz, yani yaptıklarımızla yetinmediğimiz için daha fazlasını yapmak istiyoruz." ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, yarınki zirvenin çok kritik olacağını kaydetti.

"Kararı alan ülkeden fazla çekiniyorlar"
ABD'nin Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıması nedeniyle Arap dünyasından yeterli tepki gelip gelmediğiyle ilgili Çavuşoğlu, "Arap dünyasından çok net tepkiler de geldi, üst düzeyde tepkiler de geldi. Ama bazı ülkelerden çok düşük seviyede tepkiler geldi. Öyle görülüyor ki bazı ülkeler, bu kararı alan ülkeden (ABD) fazla çekiniyor. Görüyoruz ki dünyanın değişik birçok kesiminde Yahudiler de bu kararı benimsemiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa'nın da bu karara tepki gösterdiğine işaret ederek "İslam dünyasından bazı ülkeler bir korku içinde. Kimden, neden korkuyorsunuz? Biz bugün Kudüs'ü savunmayacağız da ne zaman savunacağız. Müslümanların üç kutsal şehrinden biri olan Kudüs'ü savunamayacaksın da neyi savunacaksın?" ifadesini kullandı.

Pentagon'un Suriye'deki yerel güçlere destek olarak operasyonlara devam edileceğine ilişkin açıklaması hakkında da Bakan Çavuşoğlu, "Biz DEAŞ'a karşı operasyonlarda bir terör örgütü ile iş birliği yapılmasına ve o terör örgütüne silah verilmesine karşıyız." dedi.

ABD ile ilişkiler
ABD'nin Ankara'ya hala büyükelçi atamamasına ilişkin soruya da Çavuşoğlu, bunun siyasi bir anlamı olmadığını söyledi.

Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'a da Cenevre'deki samimi bir sohbet esnasında "atamaları yapıyor musun" diye sorduğunu anımsatarak Beyaz Saray'da ve Washington'da atamalarla ilgili bir boşluk ve durağanlık olduğunu kaydetti.

Söz konusu konunun ABD'nin iç meselesi olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Büyükelçinin şu anda atanmaması bize yönelik bir sorun değil." dedi.

"Önce verdiğiniz sözü tutun"
Avrupa Birliği'nin (AB) katılım öncesi mali yardımlarda kesintiye gitmesi hakkındaki soruya Çavuşoğlu, "Siz önce Suriyeler için verdiğiniz sözü tutun." karşılığını verdi.

Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"100 milyon avroyu versen ne olur vermesen ne olur? Bunu yaparak mı ilişkileri düzelteceksin? Bunu yaparak Türkiye'yi terbiye mi edeceksin? 'Türkiye'ye nasıl davranacağını öğreneceksin' diyoruz ama hala öğrenemediklerini görüyoruz. Artık AB'nin itibarı kalmamıştır. Kendi içinde de itibarı kalmamıştır."