ANKARA - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM’nin 75’inci Genel Kurulu etkinlikleri kapsamında düzenlenen Biyolojik Çeşitlilik Zirvesi’nde yaptığı konuşmada Covid-19 salgınının biyolojik çeşitliliği korumanın önemini de gösterdiğini belirtirken, Türkiye’de biyolojik çeşitliliği geliştirmek amacıyla yapılan çalışmalara dikkat çekmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dile getirdiği ‘Ata Tohumu’ projesi, 11’inci kalkınma planına alınmış ve 2017 yılında Emine Erdoğan'ın himayelerinde, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu'nun liderliğinde başlatılmıştı.

İbrahim Saraçoğlu, konu ile ilgili açıklamasında, ziraat planlamasındaki sürdürülebilirliğin önemini vurgulayarak "Sürdürülebilir ziraat ancak biyolojik çeşitlilik ve genetik kaynaklarının korunması ile mümkündür. Biyolojik çeşitlilik tanımında akla ilk bitkisel kaynaklar gelmekle beraber aslında koyun, keçi gibi küçükbaş, boğa, manda, inek gibi büyükbaş hayvanlar, topraktaki mikroorganizmalar ve ekmek mayaları da dikkate alınmalıdır. Osmanlı'nın ziraat imparatorluğu olması, sağlam ekonomik ve askeri gücü, kırsaldaki ziraat planlamasındaki etkinliği, kontrolü ve sürdürülebilirliğindeki istikrara dayanmaktadır" dedi.

Projeye Osmanlı'nın ziraat politikasını temel alan sürdürülebilir doğal çiftliklerin bu amaçla dahil edildiğini belirten Saraçoğlu, "Tarihteki kurulan Türk devletlerinin isimlerine bakıldığında biyolojik çeşitlilik gücünün dünyaya en kuvvetli anlatımlarındaki örnekler arasında Türk devletlerinin isimlerine 'Akkoyunlu', 'Karakeçili' verilmesidir. Bu isimlerle bilinen Türk devletleri Anadolu topraklarında yaşam sürdürmüşlerdir. Anadolu coğrafyası gerek toprak üstündeki biyolojik çeşitlilik açısından gerekse de tarih boyunca yaşayan farklı kültürdeki ve inanıştaki toplumlara ev sahipliği yapması sebebiyle toprak altındaki zenginliğiyle dünya tarihinde her zaman odak noktası olmuştur" görüşünü ifade etti.

Saraçoğlu, 2019 yılı Eylül ayında 'Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Çoğaltılması ve Pazarlanması'na dair yönetmelikte dünyada ilk defa tohum analizlerinde kemotip ve genotip analizlerinin zorunluluğunun yer aldığını, akabinde Osmanlı'nın ziraat politikası günümüz şartlarına modifiye edilerek 11’inci Kalkınma Planı’na 'sürdürülebilir doğa çiftlikleri' ismi ile ilklere adım atıldığını söyledi. Covid-19 salgının atlatılmasında ziraat planlamasının önemine işaret eden Saraçoğlu, "Dünyanın yaşamakta olduğu pandemi döneminde değişen dünya düzeninde yükselen değer olan ziraat, bir ülke nezdinde ne kadar ürün çeşitliliği ve sürdürülebilirliği açısından zenginse o kadar etkisi kıtaları etkileyecek kadar kuvvetli olacaktır ve dolayısıyla pandeminin atlatılmasında böylesi bir ziraat planlamasına sahip bir ülkeyi her alanda güçlü, söz sahibi ve oyun kurucu kılacaktır" mesajını verdi.