Röportaj: ASLAN SAYIM

Öncelikle bilinmeyenleriyle Ozan Gelen kimdir? Bizlere kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba selamlar. 12 Haziran 1994 İzmir doğumluyum. Hayal kurmayı seven müziğe aşık bir kişiyim. Aşırı enerjik, yerinde duramayan, sürekli güleç, komik, romantik, çözüm odaklı, yaptığı işlere asılan ve hırslı biriyim. Yaptığım herhangi bir işi, ya da sorunu çözüme ulaştırmadan rahat edemeyen biriyim, örneğin ileri tarihli bir etkinlik olsun planlamalarını günler öncesinden yapar uygulamaya koyarım ve etkinlik gerçekleşmeden rahatlayamam. Galiba birazda mükemmeliyetçiyim. Aynı zamanda yaptığı herhangi bir görev ya da işe takıntılı biriyim.

Müziğe ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?

Bu konuyu bende kendimde çok irdeledim. Sanırım bu olayın başlangıcı annemin ve babamın evde sürekli şarkı, türkü mırıldanması ve onları sürekli dinlemem oldu. Müzik her zaman evimizin içerisindeydi. Profesyonel anlamda çevremde ve ailemde müzikle uğraşan biri yoktu ama anne ve babam iyi dinleyicilerdir. Bir de ilgimin başladığı esas durumu 90 lar müziğine bağlıyorum. Çok ağlak bir çocukmuşum akrabalarım ve bebekliğimi bilen yakın çevrem hep bundan bahseder. Annemi bir dakika rahat bırakmaz iş yaptırmazmışım. Annem bir gün televizyon karşısına beni yatırıyor ve televizyonda da o zamanların en önemli müzik kanalı kral tv açık, bangır bangır türkçe pop çalan, en cesur kliplerin döndüğü bu televizyon kanalı karşısında ben pür dikkat televizyonu izliyor, şarkıları dinliyor ve gülümsüyormuşum. Annem kral tv sayesinde, ev içerisinde işleneceği zaman beni tv karşısına koyuyor ve saatlerce rahat rahat işlerini yapabiliyormuş. Sanırım benim de ilgim bu yıllardan itibaren başlıyor. Sonuçta 90 lar müziği ile zehir kanımıza işlemiş. Sonraki zamanlarda kendimi hep müzik dinlerken hatırlıyorum, enstrümanları müzisyenleri hep merak ederek büyüyordum. Bir gün babam ben 10 yaşındayken elinde bir bağlama ile eve gelmişti, o zamandan sonra bağlama çalmak için eğitime başladım. Ailem o şekilde hobi olarak sınırlı kalacağını zannetmiş fakat önünü alamadılar, ardından gitar çalmak istedim, gitar aldım ve çalmayı öğrendim. Sonrasında böyle kalır hobi olarak devam eder diye düşünürlerken, lise eğitimim bitti ve üniversiteye başladım. İlk olarak Celal Bayar Üniversitesi uluslararası ticaret bölümünü kazandım ve ardından bana göre olmadığını anlayıp bıraktım, ardından aynı okulda uluslararası ilişkiler bölümünü kazandım orada da umduğumu bulamadım ve bıraktım. Müzik aşkı her zaman ağır basıyordu ve müziği meslek olarak icra etmek istiyordum. Müzik harici bir şey yapmak beni mutlu etmeyecekti ve bende üniversite eğitimime müzik ile devam etmek istedim. Dokuz Eylül Üniversitesi Müzik Eğitimi Anabilim Dalı’n da üniversite eğitimime başladım bitirdim ve Yüksek Lisansıma aynı okulda devam etmekteyim.

Yeni single çalışmanız ‘Ah Bir Bilsen’ hayırlı uğurlu olsun. Projenin oluşumunu anlatır mısınız?

Güzel dilekleriniz için teşekkür ederim. Sürekli üretim yapan şarkı sözü yazan besteleyen biriyim. Kendime ait birçok şarkım var. Sahiplendirmek istediğim, kendim için sakladığım şarkılardan biriydi ‘’Ah Bir Bilsen’’. Şarkının enerjisini çok seviyorum ve yazın çıkartmayı planlıyordum. İstediğim gibi oldu ve şarkıyı yazın başında çıkartmış olduk. Şarkıyı sevgili arkadaşım Anıl Şallıel düzenledi, güzel bir sound yakaladık. Ardından sevgili arkadaşım yönetmen Emre Bilen ile klip planlamasını yaptık ve sizlere yaz renklerinde birazda güleceğiniz bir klip sunmak istedik. Herşey istediğimiz gibi de oldu umarım şarkım dinleyicilere ulaşır ve şarkıda kendilerinden bir nebze birşey bulurlar.

Şarkılarınızı kendiniz yazıyorsunuz besteci kimliğinizde var. Bu alanda nasıl ilerlediniz?

Zaten sektöre girmemi en büyük sebebi ürettiğim şarkıcıları dinleyiciler ile buluşturmak ve bazı şarkıları da sahiplendirmekti. Emin adımlarla bu yolda ilerliyorum. Şarkılarımı kendim yazıyorum. Yaşadığım duyguları, hayal ettiklerimi insanlara anlatıyorum, dinleyicilerime belirli hikayeleri aktarıyorum. Yeni bir şarkım dinleyici karşısına çıktığında bir bebek dünyaya gelmiş gibi büyük bir heyecan yaşıyorum.

Bu alanda ilerlemek insanların hayal gücüne, müziğe olan sevgisine ve üretkenliğine bağlı, kimi insanlar yorumcu olmayı tercih ediyor, kimisi hem yorumcu olmayı hem şarkı yazmayı. Ben çocukluğumdan beri ezgiler üretiyor şiirler yazıyordum, büyüdükçe bunlar şarkılara dönüşmeye şekillenmeye ve sonra piyasaya sunulmaya başladı. 10 yaşımda ezgiler üretmeye sözler yazmaya başladım. Şarkı yazma süreci bana eğlendiğim ve keyif aldığım bir oyun gibi geliyor. Müzisyen arkadaşlarım erken yaşlardan itibaren ürettiğim şarkıları dinlerken, bunları nasıl yazıyorsun? Bunları sen mi yazdın? gibi kendilerinin şok olduğu tepkiler veriyorlardı. Şarkı yazma eylemi benim için normal, herkesin yapabildiği bir olay gibi geliyordu, fakat öyle olmadığını bununda bir yetenek olduğunu ve geliştiğini her geçen gün görüyorum. Bence şarkı yazmakta doğuştan gelen bir yetenek.

Otokontrollü müsünüz, yoksa hatalar yapar mısınız?

Genel olarak otokontrollüyümdür, fakat bazen heyecanım herşeyin ötesine geçiyor. Heyecanlı ve neşeliyken çocuklar gibiyim. Her insan gibi benim de hatalarım oluyor tabi, hata yapmak bazen çokta kötü bir şey değil. Hatalar bizi doğru ve güzel durumlara itiyor tecrübe kazandırıyor.

Müzikte hızlı tüketim devrindeyiz. Maalesef artık hit şarkı çıkmıyor. Sadece popüler oluyor şarkılar ve tüketimden sonra dinlenmiyor. Bunun nedenleri sizce nedir?

Bunun birçok nedeni var bunların birkaçını sıralayacak olursak, sosyal medyanın şarkılar üzerindeki etkisi birinci neden olabilir. Sosyal medya mükemmel bir şey ve birçok insanın tanınmasına vesile oldu. Eskiden birilerinin tekelinde olan bir sistem varken şimdi oturduğunuz yerden yaptığınız iş ile bir anda tanınabiliyor ve popüler olabiliyorsunuz. Fakat sosyal medyada şimdi iyiden iyiye körelmiş durumda. Sosyal medya platformları da maalesef birilerinin tekeline iyiden iyiye geçmeye başladı. Hit şarkı çıkmamasının sebeplerinden biri de sanatçılara karşı gizem unsuru ortadan kalktı eskiden magazinlerde sanatçıları görürmüş insanlar, bu yaklaşık 10-15 sene öncesine kadar böyleymiş. Sanatçının şarkısının çıkacağı tarihi iple çekermiş, albümü satın alır dokunurmuş, fan kavramı diye birşey varmış, şimdi böyle şeyler yok böyle durumları öldürende sosyal medya oldu. Bu bir bakıma iyi bir bakıma kötü oldu hangi perspektiften baktığımıza bağlı fakat hit şarkıların çıkmamasının bir sebeplerinden biri bu. Bir diğer örnek ise radyo ve radyocular. Radyolar hala dinleniyor belirli bir kitlesi var ama radyocular ve radyolar kişisel zevklerine ve majör isimlerin şarkılarına göre hareket ediyorlar, bu yüzden çıkan birçok iş dinleyicilere ulaşmıyor insanların şansına göre şarkı iyiyse bir şekilde binlerce şarkı arasından sıyrılıyor ve şarkının çalmadığı radyolar ne hikmetse bir anda bangır bangır şarkıyı çalıyor. Birde bu gibi olaylar sonrasında bazı radyocular çıkıyor yok bunu ben tutturdum şunu ben tutturdum diye atıp tutuyor. Yahu zaten şarkı eline ulaştığında çalmayan şans vermeyen sendin şimdi nasıl tutturmuş oluyorsun. Ben bu gibi durumlara çok gülüyorum. Ara ara yükselen bazı tarzlar oluyor ve trende oturuyor. Elbette dünya gelişip ilerliyor, çılgınlar gibi tüketip atıyoruz fakat hit şarkı hala çıkar sadece insanlara şans verilmiyor. Öyle şarkılar duyuyorum ki bazen şarkı yazan biri olarak imreniyorum, yazan arkadaşa ulaşıp arayıp tebrik ediyorum ama maalesef bu şarkılar bizim gibi araştıran sürekli dinleyen kişilerin karşısına çıkıyor. Gündelik dinleyici ise birinin tekelinde olan medyadan ne duyduysa ona maruz kalıyor.

Size yapılan ne gibi yanlışı affetmezsiniz?

Genelde herşeyi affederim. Hiç sevmediğim ve son yıllarda biraz törpülediğim bir huyum bazı olaylara karşı çabucak parlıyorum, hemen de sönüyorum. Aşırı yufka yürekliyim şuana kadar affedemediğim bir şey olmadı. Belki de bana affedemeyeceğim kadar büyük bir yanlış yapan olmadı. Sonuçta üç günlük dünya ben herşeyi, herkesi affettim bugüne kadar ama benim yaşadıklarımı başkaları yaşasa belki affetmezdi.

Başarılı bulduğunuz yorumcular kimler? Kimleri severek dinliyorsunuz?

Genel olarak kendi şarkılarını yazan insanları çok dinliyorum. Bilmiyorum ama yazan kişiden dinlemek daha çok dokunuyor ruhuma. Hangi birini söylesem bilemedim o kadar çok şarkıcı dinliyorum ki. O zaman şöyle söyleyeyim sıkı bir Sezen Aksu hayranıyım birçok müzisyeninde hayranı olduğu gibi. Sezen Aksu, Kenan Doğulu, Mabel Matiz, Yıldız Tilbe ve Teoman severek dinlediğim insanlardan bazıları, bahsettiğim isimler genel olarak hep kendi şarkılarını üretiyor. Bu yüzden onları örnek vermek istedim. Yeni alternatif, pop ve rap yapan isimleri de takip ediyorum.

Müzikal anlamda hedefleriniz neler?

Hedefim şarkılarımı dinleyiciler ile buluşturmak daha çok üretmek daha çok insana dokunabilmek ve kendi okuyacağım şarkılar haricinde ürettiğim şarkılarıda üzerlerine gömlek gibi nakış nakış işleyip diktiğim şarkıcılara, sahiplendirmek istiyorum. 

Aşk hayatınız nasıl gidiyor? İlişkilerinizde çok kıskanç mısınız?

Güleç, romantik ve enerjik bir adam olduğum için aşk hayatım, ilişki yaşantılarım hep güzel gider. Kıskançlık doğal bir şey abartı olmadıkça fakat bende kıskançlık maalesef bulunmuyor, tohumu atarken koymayı unutmuşlar. Sanırım kıskançlık  özgüvenli bireylerde pek görülmüyor.