Merhaba nasılsın? Pandemi sürecini nasıl geçiriyorsun?

Yiğit Sarıkaya: Teşekkürler, gayet iyiyim. Pandemi sürecini başlangıçta kendime ve müziğime vakit ayırabildiğim, çalışkan olabildiğim bir süreç olarak değerlendirsemde, fazla uzamasıyla birlikte; hem sahne alamamaktan kaynaklı, hemen de asosyalleşmenin sonucunda dönemimizin en zor zamanları diyebilirim.

Öncelikle Yiğit Sarıkaya kimdir? Bizlere kısaca kendinizden bahseder misiniz? 

Yiğit Sarıkaya: Yiğit SARIKAYA önce ülkesine sanatını kanıtlamaya çalışan, sonra ise ülkesinin sanatını dünyaya tanıtma ideolojisini benimsemiş, biri diyebiliriz.

Yeni Single çalışman ‘Eyvah’ hayırlı olsun. Projenin oluşumunu anlatır mısınız? Kimlerle çalıştınız? 

Yiğit Sarıkaya:  Teşekkürler. Bazı şarkılar vardır. Döner dolaşır sizi bulur. “Eyvah” sözü ve müziği Erol Özdamar’a ait olan bir eser. “Eyvah” dijital platformlarda çıkmadan iki ay önce müzik direktörüm Hakan Yelbiz tarafından bana iletildi Hakan abi; “ Yiğit bir şarkı var tam senlik, sesine harika gider “ dedi. Şarkıyı dinledim, çok beğendim fakat o sıra sözü ve müziği bana ait olan “Cehennemi yakıyor”adlı parçayı hazırlıyorduk. Neredeyse bitmişti. O yüzden, o an Eyvah’a yönelememiştim. Daha sonra kendi parçamın tüm hazırlıklarını bitirdim. Çıkış tarihi baktığım dönemde; birgün rüyamda eyvah adlı şarkıyı söylerken kendimi gördüm. Uyandım. Uyanır uyanmaz Hakan YELBİZİ’i aradım ve şarkıyı alalım dedim. İki hafta içinde klip, aranje ve tüm hazırlıkları bitirip dijital platformlara yetiştirdik. İyi ki de yetiştirdik. Düzenlemesini Semih Gönder üstlendi ve şarkıyı şu an dinlediğiniz hale getirdi. Dijital platformlarda yerini alması ve Pr çalışması Digiline tarafından sağlandı.

Keman tutkusu nerden geliyor? İlk kemanla tanışmanız nasıl oldu? 

Yiğit Sarıkaya: Keman benim için büyük tutku… Kemana ilk 14 yaşımda Sevgili keman hocam Halim TÜRKMEN sayesinde başladım. Orta okulda tüm derslerim zayıftı. Lisede kemanla tanıştıktan sonra Halim hocam; kemanda çok iyi olduğumu devamlı bana hissettirdi ve motive etti. İlk defa farklı olduğumu hissettim. Her gün saatlerce keman çalışmaya başladım. Müziğe ilgim her geçen gün hızla artıyordu. Kendimi her konuda geliştirmeye çalışıyordum. Halim hocam beni geliştiriyor geliştikçede ödüllendiriyordu. Daha birinci senemde beni Güzel Sanatlar Liseleri ortak konserinde orkestraya aldı. Daha sonra pop gurubu solisti yaptı. Benim için büyük gururdu. Keman tutkum içimde inanılmaz bir hal aldı. Bu yüzden Halim Türkmen’nin yeri bende çok büyüktür. Burdan ona bir kere daha teşekkür ediyorum. Sonra üniversitede Bakü Senfoni Orkestrası Baş kemancısı Sevda Nayimzade ile çalışma fırsatı buldum. Bursa Senfoni Orkestrası kurucusu Hasan Adıgüzelzade’nin şefliğini yaptığı Uludağ üniversitesi bölüm orkestrasının baş kemancısı oldum. Bu yüzden keman çalmak; kendimi tam anlamıyla gerçekleştirebildiğim tek yer.

Pandemi de şarkı çıkarmak sence riskli değil mi? 

Yiğit Sarıkaya: Fazlasıyla riskli fakat bu sıkıntılı dönemde birilerinin sanat yapması gerekiyor, gerekiyor ki toplumun psikolojisi zinde kalsın. Güzel yapılan hiç bir sanat kaybolmaz yeri ve zamanı geldiğinde parlar.

En beğendiğiniz sesler kim? Kimleri severek dinliyorsunuz? 

Yiğit Sarıkaya: Stevie Wonder, Sting, Bruno Mars, Micheal Jackson, jimi Hendrix en sevdiğim solistler. Türkiye’den soracak olursanız; Barış Manço ve Cem Karaca

Türk müziğinin geliştiğini düşünüyor musunuz? Aranjörler yenilikçi mi? 

Yiğit Sarıkaya: Maalesef Türk müziği kavramsal ve içerik olarak batı müziğinden çok üstlerde olsada, uygulama ve çok sesliliğe geldiğimizde kendimizi geliştirebilmiş durumda değiliz. Yurt dışından gelen aranjörler makamlarımızı çalıp kendi müziklerine ekliyorlar. Parmaklarımızı geçmeyecek kadar az, kaliteli aranjörümüz var.

Otokontrollü müsünüz, yoksa hatalar yapar mısınız?

Yiğit Sarıkaya: Genelde ince eleyip sık dokurum. Yapacağım her işin tüm olumlu ve olumsuz yanlarını düşünmeye çalışırım. Bu yüzden işlerim minimum hatayla geçer.

Aşk hayatınız nasıl gidiyor? İlişkilerinizde Kıskanç mısınız? Hiç aldatıldınız mı? 

Yiğit Sarıkaya: Hiç kıskanç biri değilim hatta, genelde ilişkide sorunda bu olur. “Neden bu kadar umursamazsın ?” Sorusu, devamlı duyduğum bi cümle… Aslında tam tersi; çok umursadığım ve karşımdakinin hayatı, özgürlüğü, idealleri benim için çok değerli olduğu için kıskançlık gibi yoz bi kavramla hayatını kısıtlamak istemem. İdealleri doğrultusunda çiftler birbirlerine saygılı olmalılar.

Size yapılan ne gibi yanlışı affetmezsiniz?

Yiğit Sarıkaya: Benim tek affedemediğim olay yalan… Yalan kırmızı çizgim. Hem arkadaşlığımda, hem de ilişkimde… Kendisini olmadığı gibi göstermeye çalışan, yalanı pusula insanlar benden uzak olsun.