RÖPORTAJ: ASLAN SAYIM
Öncelikle bilinmeyenlerinizle bizlere kendinizden bahseder misiniz?
Zeki Toprak: 7 çocuklu urfalı bir alemin en büyük evladıyım. 1992 yılında Gaziantep’te doğdum ve 1995 yılına kadar orda yaşadım sonrasında Almanyaya geldim annemle babamın yanına.
Özel hayatımda daha çok sessizliği seven ve ailesine düşkün biriyimdir. Hafta arası sabah kalkar işe giderim akşama kadar çalışırım. Gülmeyi ve bununla beraber çevreme pozitif enerji saçmayı çok seviyorum. İyimser bir yapıya sahibim ve herkesi kendim gibi bilirim. Bu aslında çok yanlış bir şey olsada iyiliğin halen yaşadığına inanıyorum. İnsanlarla iletişim kurmak ve yeni dostluklar edinmek en güçlü karakteristik özelliklerimden bir tanesi. Bilinmeyen bir diğer yanım da yemeğe olan düşkünlüğüm. Yemek yemeyi çok seviyorum karnım doysada gözüm doymuyor bazen. Hafta arası maalesef müzik yapmaya pek vaktim kalmıyor anca hafta sonları orkestramla beraber bar programlarında veya düğünlerde sahne alıyoruz.
Müziğe ilginiz nasıl başladı? Müzik yolculuğunuzu anlatır mısınız?
Zeki Toprak: Ailemizde sesi güzel olan bir çok kişi vardı her zaman fakat kimse müziğe yoğunlaşmadı. Benim yolculuğum babamın yardımıyla küçük yaşta saz derslerine katılmakla başladı. Yaşımın küçük olması beni saz çalarken çok zorlardı çünkü parmaklarımda çok kısaydı ve perdelere yetişmiyordu. Sinirlene sinirlene çalmaya çalışırdım. Nitekim öğrenmiştim ve belli bir seviyeye gelmiştim artık. Ergenlik çağında ilgi alanımda başka şeyler oldu ve müzikten uzak kalmıştım kaç yıl. Olgunlaşmamla beraber tekrar müziğe başladım fakat bu kez bağlama çalmaya değil şarkı söylemeye yoğunlaştım. Özel müzik okullarında şan eğitimleri aldım ve sürekli antrenman yaptım. Artık yavaş yavaş sahne almaya başlamıştım ve her gün üstüne koyarak kendimi geliştirmiştim. O gün bugündür müzikten hiç kopmadım ve halen daha iyi olabilmek için çalışıyorum.
Yeni single çalışmanız hayırlı olsun projenin oluşumunu anlatır mısınız?
Zeki Toprak: Çok teşekkür ederim. İlk profesyonel çalışmam sosyal medya mecralarda çok ses getirmişti ve yaklaşık 5 milyon izlenmeye ulaşmıştı. Abdullah Yurtsever kardeşimde bu projemi dinleyip bana ulaşmıştı bu vesileyle tanışmıştık. Sonrasında bestelerinin olduğunu anlattı ve yazdığı şarkıları dinletti. Aralarından en çok “Ahımı aldın” şarkıyı beğenmiştim oda sağolsun hemen okumama izin verdi. Ertesi gün hemen Nihat Ulaş abime şarkıyı göndermiştim ve oda şarkıyı çok beğendi hatta direk çalışmalara başladı.
Otokontrollü müsünüz, yoksa hatalar yapar mısınız?
Zeki Toprak: Hata yapmak insanlara mahsustur. Bende tabiki herkes gibi hata yaptım ve halende zaman zaman yapıyorum. Bence mühim olan yapılan hatalardan ders çıkarıp aynı hataları tekrarlamamak. Şahsen ben öyle yapıyorum. Her hatam bana bir şeyler kattı. Bu sayede tecrübelendim, olgunlaştım ve insanları daha iyi tanımama yardımcı oldu.
Size yapılan ne gibi yanlışı affetmezsiniz?
Zeki Toprak: Az önce belirttiğim gibi herkes hata yapar bu gayet doğal. Bazı hatalar vardır affedilir ama unutulmaz bazı hatalarda vardır asla affedilmez mesela ihanet gibi. Bana yapılan çoğu yanlışı affedip unutmuşumdur maziyi mazide bırakmışımdır lakin ihaneti ölsemde affedemem. Her yanlışın bedeli vardır elbet. İhanetin bedelide çok ağır olur.
Zamanla geriye gidip hayatınızdaki bir şeyi değiştirebilseydiniz bu ne olurdu?
Zeki Toprak: Bugünki aklım olsaydı mazimde değer verdiğim bazı insanlara ne hayatımda yer verirdim nede zerre kadar değer verirdim. Bugün her şeyin karşılıksız olduğunu görüyorum. Birde annemi babamı üzdüğüm her şeyi silmek isterdim.
Müzikte hızlı tüketim devrindeyiz. Maalesef artık hit şarkı çıkmıyor. Sadece popüler oluyor şarkılar ve tüketimden sonra dinlenmiyor. Bunun nedenleri sizce nedir?
Zeki Toprak: Çok önemli bir konuya deyindiniz. Ne yazıkki artık genç nesiller gerçek sanattan ve emekten bihaberler. Günümüzde bir hit şarkı üç beş gün dinlendikten sonra yok olup gidiyor. Müzik anlayışı bambaşka bir hale geldi artık. Teknoloji sayesinde artık herkes “Şarkıcı” oluyor. Bir çoğunun sahne tecrübesi bile yoktur. Orkestra eşliğinde 2-3 saat kesintisiz canlı performans sergileyebileceklerine katiyen inanmıyorum. Eskilere dönip baktığımızda ölümsüz eserler bıraktılar bizlere. Yıllar geçsede halen herkesin aynı zevkle dinlediği şarkılar türküler vardır. Örnek vereyim mesela Pir Sultan Abdalın nice türküleri, Neşet baba türküleri, Aşık Mahsuni Şerif türküleri, Aşık Veysel türküleri, Arif Sağ, Musa Eroğlu ve sayamadığım nice ozanımız daha. Günümüze bakıldığında İbrahim Tatlıses, Müslüm Gürses, Yıldız Tilbe, Sezen Aksu, Ebru Yaşar, Ebru Gündeş gibi bir çok bestkar/sanatçı gerçeği var. Bu isimler bir ömür adamışlar müziğe ve seslendirdikleri şarkılar 7’den 70’e herkesin dilinde.
Başarılı bulduğunuz yorumcular kimler? Kimleri severek dinliyorsunuz?
Zeki Toprak: Belki biraz klişe olacak ama bende her urfalı gibi çocukluğumu İbrahim Tatlısesin şarkılarıyla geçirdim ve çok büyük hayranıyım. Aynı şekilde Müslüm Baba hastasıyım. Ayrıca Berkayı ve Yıldız Tilbeyi çok severek dinliyorum. Özgür Alter ve Serkan Kaya da severek dinlediğim sanatçılar arasında.
Müzikal anlamda hedefleriniz neler?
Zeki Toprak: Hedeflerim arasında güzel işlere kaliteli işlere doğru ve kalıcı işlere imza atarak sesimi daha büyük kitlelere ulaştırmak var. Bir diğer hedefim ise Türkiyede adımı duyurup istikrarlı şekilde orada müzik yapmak. Bir gün sesimin duyulmasını umut ediyorum.