Başarılı yazar Canan Öztanık Temiz ile yazın hayatına ve “Sınır Tanımayan Kadınlar” adlı yeni kitabına dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Canan Öztanık Temiz kimdir?

İstanbul'da dünyaya geldim. İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdim. Evli ve iki çocuk annesiyim. Uzun yıllardır lise kademesinde İngilizce öğretmeniyim. Geçen yıl Mimar Sinan Üniversitesi’nde Sanat Tarihi eğitimi aldım. Sanat tarihine çok ilgim var. Tiyatro ve sinemaya ayda mutlaka 1-2 kez gitmeye özen gösteriyorum. Şimdiye dek kişisel gelişim dergisi, Yaşama Sanatı ve Kültür dergisi, Mario Levi’nin başyazarlık yaptığı Yazı Değirmenleri, Cumartesi Pazar dergisi, Milliyet Gazetesi’nin internet sitesindeki blog sayfasında yazarlık yaptım. “Sınır Tanımayan Kadınlar” isimli kitabım beşinci kitabım. Sırasıyla; “Git Dedim Kendime”, “Portre'nin İçindeki Gizli Hüzün”, “Minval”, “Sahte” ve son olarak “Sınır Tanımayan Kadınlar...”

 



 

Yazın hayatınız nasıl başladı? Size öncülük etmiş isimler var mı?

Ben, 13 yaşında karar verdim yazar olmaya. Hatta arkadaşlarım, okul yıllıklarımda bile bu konuyla ilgili temennilerde bulunmuşlardır. Eğitimcilik de yazarlık kadar çok önemli benim için. Sisteme inat severek yapıyorum hâlâ. Bana “Hocam” denmesi hep mutlu etmiştir beni. Yazmak için önce çok okumak gerekiyor. Yıllarca kafanızda biriktirdiğiniz kelimeleri ancak o şekilde yazıya dökebilirsiniz. Biz, maalesef okumayı çok seven bir toplum değiliz.

 



 

Yazarken nelerden esinlenirsiniz? Örnek aldığınız yazar veya şairler var mı?

Yazarken konuyu kafamda belirledikten ve araştırmalarımı tamamladıktan sonra bilgisayarın başına geçiyorum. Sonrasında her şey, kendiliğinden geliyor. Çok fazla kitap okuyorum zaten; ama kitap söz konusuysa anlaşılır ve dili etkili bir şekilde kullanan herkes favori yazarım olabilir. Evdeki geniş kütüphanemde en çok Ayşe Kulin'in kitapları var. Kendisiyle tanışma fırsatım oldu. O da çok zorluk yaşamış bir isim olana kadar.

 



 

Ekim ayında okurlarla buluşan “Sınır Tanımayan Kadınlar” adlı kitabınızdan bahseder misiniz? Bu kitabı neden yazdınız?

“Sınır Tanımayan Kadınlar” kadınlara bir davet olsun cesaret, boyun eğmeme, başarma konusunda. Yeni başlangıçlar yapmaya üretmeye karşı hâlâ çok yetersiziz. Özellikle evlendikten sonra çok fazla kapatıyoruz kendimizi. Elbette sürüp giden bir aile hayatı var; ama evde oturup hayatı sadece eş ve çocukları beklemekle geçirmek, kendine karşı çok insafsızca bir davranış biçimi. Bundan yıllar önce bu kadınlar, türlü imkânsızlıklarla neleri başarmışlar. Biz; bu çağda gerilemeye değil, ileri gitmeye mecburuz. Kadınlar, isterse her şeyi başarırlar.

“Sınır Tanımayan Kadınlar” okurlara hangi mesajları vermeyi amaçlıyor?

Kendine güvenmeyi amaçlıyor. “İstersen her şeyi yapabilirsin.” diyor ve “Kadın; mutlaka okumalı, çalışmalı, üretmeli.” diyor.

Kitabın ismi nereden geliyor?

Yazdığım kadınlar bana ilham verdi. O kadar cesurlar ki bu isimden başka bir isim uygun olamazdı sanırım. Her şeyden önce bana ilham verdiler. Ben onları yazarken daha iyi tanıdığım için çok mutluyum.

 



 

Sizce kitap, beklenen başarıya ulaşacak mı?

Ben ulaşacağını umuyorum; çünkü okuyanların geri dönüşleri çok güzel. Diğer kitaplarım da konusu olan, yumuşak kitaplar. Umarım, her şey hepimizin gönlüne göre olur.

Kitabınıza bir okur gözüyle nasıl bir yorum yaparsınız?

Rahatça akıp giden, bilgi içeren bir kitap. İnsanlar, okuduklarında bir şeyler öğrenebilirler. Cumhuriyet dönemine imza atmış bu kadınları tanımak boynumuzun borcu. Onların çok emeği var üzerimizde.

Hazırlık aşamasında olan yeni bir eseriniz var mı?

Şu an kafamda bir şeyler var. Bu kitabın okuyucuyla biraz daha buluşmasını bekliyorum. Geri dönüşler benim için önemli.

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Tüm okurlara sevgilerimi sunuyorum. Okumak, sanat ve kitap iyileştirir. Bizim ülke olarak okumaya ve gelişmeye çok ihtiyacımız var. Son kitabımı da özellikle bilgi içermesi açısından okumalarını tavsiye ederim.

 



 
Editör: TE Bilisim