Geçtiğimiz ay çıkarttığınız “Gülmedi Kader” adlı şarkınızda sizi bir bütünün içinde izledik. İlk düetiniz mi?

G T: Evet, ilk düetimiz.

Nasıl bir araya geldiniz?

B N: Yaklaşık bir sene önce GTR Müzik ajansına yazıldım. Sonra da keyifli bir dostluk kurduk. Kendi aramızda besteler yapmaya, şarkılar çalmaya başladık. Gülmedi Kader’de bunlarda bir tanesiydi. Hazırlıklarını bitirdikten sonra dinleyici karşısına çıktı.

Biz enerjinizi çok sevdik. Peki sizin birbirinizle enerjiniz nasıl oldu?

G T: Biz çok eğlendik. Kendi içinde de çok güzeldi, aynı zamanda seyirciye de güzel aktarıldı.

İlerleyen zamanlarda bir düet daha düşünüyor musunuz?

G T:  Şuan için öyle bir şey yok, ama bu gibi şeyler spontane değişiyor. Planlı olarak yok, ama arada bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Sürpriz olarak ilerleyen zamanlarda neden olmasın

Gülmedi Kader şarkısının bir hikayesi var mı?

G T: Önce melodisini çıkardık ortaya, sonrasında sözleri yazıldı. İlk kısmını Birkan yazdı. İkinci bölümün sözlerini de ben yazdım. Onun yazdıklarına karşılık olarak beni yazmaya iten duygu “iki adamın dertleştiği bir nokta olsun. Öyle başlayan bir hikaye var edelim” oldu. Daha şarkı üzerinde çalışırken “Biz bunu beraber söyleriz. Düet yapacaksak iki dostun birlikte dertleştiği bir şarkı yapalım” dedik.

Bana içinizdeki müziği anlatır mısınız desem, hangi cümleler eşlik eder?

G T: İlk gitar çalmaya başladığımda bu tutkuya kapıldım. Hiçbir iş –en başta da müzik- içinde tutku olmadan başarılı olamaz. Tabi, bu bağlandığınız işe ne kadar emek verdiğinizle paralel ilerler. Zaten büyük bir aşkla yapmıyorsanız, bu kadar çok çaba gösterip, saatlerinizi harcayıp, yeri gelir yemek yemeyi bile unutup çalışamazsınız. Bence bunun karşılığı bir cümleden daha fazlası. Yaptığınız işle, verdiğiniz emekle karşılık bulur.

B N: Müzik duyu organlarımızdan birisi gibi olduğu için o olmadan hayatın içinde kendimi tamamlanmış hissetmiyorum.



Hem şarkı yazıyorsunuz hem söz yazıyorsunuz. Müziğinizi, kaleminizi besleyen bir ilham periniz var mı?

G T: Benim ilham perim hayatın kendisidir. Dışarıda insanların yaşadığı, nefes aldığı, gezip dolaştığı, hayatlarını sürdürdüğü anları izleyerek şarkı yapıyorum. Film izlerken de gerçek bir hayat hikayesinden mi yapılıyor, çok dikkat ederim. Sanat içindeki fantastik durumla çarpıcı olabiliyor, ama benim için ütopik olmaması, hayatın içinde var olmuş olması bana çok daha önemli geliyor.

B N: Hayatın içinde her şey vardır. önemli olan iyi bir gözlemci olup, onları kendi süzgecinden geçirip değerlendirebilmek.

Gökhan Bey, 11 yıldır dilimize pelesenk olmuş şarkılarınız var. 11.yılınıza özel sevenlerinize sürprizleriniz var mı?

11.yılımıza özel bir plak yaptık. Eski şarkılarımız da içinde bulunduğu ve 9 şarkıdan oluşan bir plak oldu. Onun dışında daha fazla özen göstererek çalışmaya, daha özenle şarkı yapmaya gayret gösteriyorum. Sevenlerimizle daha sık buluşmaya çalışıyoruz. İnşallah daha nice 11 yıllar görmek istiyorum

Sizi hep duygusal şarkıların içinde dinledik. Hayattaki romantik yönünüz fazla mıdır?

G T: Türk halkının algılandığı romantiklikle kıyaslarsak, ben o kadar romantik biri değilim, ama kibar olmaya çalışan, nezaket gösteren bir adamımdır. Aynı zamanda etrafımda olanlara kayıtsız kalmayı sevmem. Duyarlı biriyimdir. Aşkı severim, ama sevginin daha güçlü olduğuna inanırım. Aşkın gelip geçici olduğuna inanan bir adamım. Çok fazla realistimdir. Hiçbir zaman aşkın bir ömür bitmeyeceğini, yıllarca sürüp gideceğini düşünmem. Aslında böyle bir şeyin gerçek olduğuna da inanmıyorum. Aslolan sevgidir, o hiç bitmez ve saygıyı getirir.

Dinlediğiniz türler daha çok slow şarkılar mı?

G T: Slow, depresif , dip şarkıları da severim. O şarkının iyi olup olmadığıyla alakalıdır.

Şarkılarınızın hepsinin bir hikayesi var mıdır?

G T: Hepsinin gerçek bir hikayesi yok, ama kendi içinde bir hikayeleri var.

Bugüne kadar yazdıklarınızın içinde sizin için en özeli hangisi?

G T: “Kalbim” ve “Oysaki” şarkılarını çok severim.

2020 yılı için hazırladığınız 10 parçalık albümünüzün hazırlıkları son hızla devam ediyor. Bu albüm ne kadar sürede hazırlanacak?

G T: Bu albüm şuan hazırlanıyor. Mayıs’ın ortasına kadar her ay teker teker şarkılarımız çıkacak. Mayıs’ta bir ara verip, Eylül ayında bürün bu şarkıların olduğu bir plak çıkacak. Aynı zamanda 3 şarkı daha eklemiş olacağız  ve yazın o üç şarkıyı da albüme eklemiş olacağız. Albümün hazırlık aşamalarına insanlar da tanıklık ediyor.

İçinde başka düetlerde yer alacak mı?

Bir tek Birkan’la olan düetimiz var. Şuan aklımızda yeni bir şey yok.



11 yılın deneyimi ve bu yolculuğun keyifli anıları Gökhan Türkmen’i nasıl biri yaptı?

G T: Karakter olarak çok fark yok, ama daha tecrübeli, daha güçlü, daha sakin, daha düşünceli biri gibi hissediyorum. Bu süreç yıllar geçtikçe daha da katlanarak devam edecektir.

Sizi yaptığınız müziklerle birçok sosyal sorumluluk projelerinin içinde izledik ve dinledik. 2020 yılından aktif olarak içinde bulunduğunuz ve bulunacağınız sosyal sorumluluk projeleri neler?

Sosyal sorumluluk projeleri bizimle birlikte devam ediyor. Hoşumuza gitmeyen şeyin karşılığını vermeye, hoşumuza giden şeylerin de yanında olmaya çalışıyoruz. Bu yıl için nerede ve nasıl olacağıyla ilgili bir planlı projemiz yok, ama Melike Turgut ile ilgili yaptığımız orman gerçekleşti. Şimdi başka bir isim üzerinden yine o ismi yaşatmak için bir orman yapacağız.

Kendi müzik şirketinizi kurmuş olmanız, hayallerinizi gerçekleştirmiş olmanız da büyük bir etken mi?

G T: Ben şarkıcılıktan önce prodüktör olmak istiyordum. Birilerine yol göstermeki tecrübelerimden faydalandırmak en çok istediğim şeylerden biriydi. Şarkıcılık bana çok şey kattı, çünkü daha çok tecrübelendim. Bir şarkıcının iyi veya kötü ne yaşayabileceğini gördüm. Etrafımdaki sanatçı arkadaşlarımı daha iyi anlayabiliyorum. Şirket bu açıdan çok daha iyi bir konumda olmamı sağladı.

2020 konser takiminizin Haziran’a kadar dolduğunu öğrendim. Sizi nerelerde dinleyebileceğiz?

G T: Türkiye’nin her yerinde olmaya çalışacağız. Kulüp konserlerimiz ve akustik konserlerimiz devam edecek. Konser takvimimiz tüm sosyal medya programlarından takip edilebilir.

Birkan Bey, son yıllarda popüler şarkılarınızla tanınıyorsunuz. Müziğe karşı ilginizi ilk ne zaman keşfettiniz?

B N: 11 yaşlarında gitar çalarken başladı. Yaklaşık 20 yıldır müziğin içindeyim.

Şarkılarınızın akustik versiyonları var ve siz bazı şarkıları akustiğe coverlıyorsunuz. Müziğin bu türüne karşı farklı bir ilginiz mi var?

B N: Akustiğin müzikle daha yakın olduğunu düşünüyorum. Bana biraz daha samimi geliyor. O bahsettiğiniz şarkıları da canlı kaydettim. Benim için büyük bir avantaj.

Bazı şarkıcıların bestelerini coverlamak isteseniz bunlar hangileri olur?

B N: Hemen hemen sevdiğim bütün şarkıları çaldım. Kendime öyle bir kriter koymuyorum.

Şarkılarınızın seviliyor olması size nasıl hissettiriyor?

B N: Beni dinleyenlerle aynı duyguları hissetmek keyif veriyor. Bunun arttığını görmekte büyük mutluluk.

Profesyonel olarak müziğe ilk ne zaman başladınız?

B N: 2013 yılında ilk albümü yaptık.

Bu yolda hayal kırıklıkları da biriktirdiniz mi?

B N: Biriktirmedim, ama yaşadım.

Sahnede Birkan ile özel hayatındaki Birkan’ın arasında fark var mı?

B N: ikisinde de hareketliyim. En keyif aldığım yer sahnedir. Özel hayatımda o kadar keyif almıyorum (gülerek). Biri 24 saat diğeri 3 saat sürüyor (gülerek).

Sahne fobisi denen korkuyu yaşadınız mı?

B N: Uzun bir süre yaşadım. Arkadaşlarım sahneye çıkmama 5 dakika kala arkamdan ittiler. Şimdi de inmem için aşağıya çekiyorlar (gülerek).

Bu yıl Gökhan Türkmen ile yaptığınız “Gülmedi Kader” düetiyle güzel bir başlangıç yaptınız. Bundan sonra sizi dinleyenlere ne gibi sürprizle hazırlıyorsunuz?

B N: Yeni şarkılar için hazırlanıyorum. 2 şarkımız var; paylaşmaya hazır, ama onların yerine daha farklı bir şarkı aldık. Onu kaydediyoruz. Mart ayında çıkmış olacak. Diğer şarkılar da Mayıs ayı gibi çıkmış olacak.

Önümüzdeki günlerde sizi nerelerde dinleyeceğiz?

B N: 27 Şubat’ta Ankara’ya gideceğiz. 28 Şubat’ta Tamirhane’de çalacağız. Katıldığımız söyleşiler de olacak.

Son olarak bu güzel sohbet için ikinize de teşekkür ederim. Evrensel bir sanat aracı olan müziğin insan hayatındaki yerini nasıl tanımlarsınız? Müziksiz bir dünya nasıl olurdu?

G T: Ben de bazen onu düşünüyorum. Herhalde çok sıkıcı olurdu. Bazen müzikten sıkıldığım zamanlar oluyor; hiç müzik dinlemek istemediğim, hiçbir şey yapmak istemediğim zamanlar; ama genel olarak dünyada sanat olmasaydı çok tuhaf bir yer haline dönüşürdü. Müziksiz herhalde kukla gibi oynatılırdık. Konuşmamız bile farklı olurdu; çünkü konuşmamızda da bir ritim vardır.

B N: Ben de Gökhan’a katılıyorum. Eğer müzik olmasaydı insanlar anlaşamazdı.

Editör: TE Bilisim