Aklımın Darağacı, Yalnızlığa Çikolata kitaplarının yazarı R. Serkan Bozkuş ile; hayatını, aşkı, edebiyatı, son kitabı Kadının Yüzü Yok'u konuştuk. Türkiye'de kadının yüzü yok mu diye kendisine sorduk. Bu başarılı yazarı, kalbi güzel adamı iyi okuyun...


Röportaj: YAĞMUR TANYILDIZ


 



 

Hoş geldin Serkan, nasılsın?

Öncelikle hoş buldum sevgili Yağmur, iyiyim, çok iyiyim, sen nasılsın?

Öncelikle yeni kitabın tekrar hayırlı olsun. Nasıl gidiyor "Kadının Yüzü Yok"?

Teşekkür ederim, ‘’Kadının Yüzü Yok’’ beklediğimden daha iyi tepkiler aldı. Daha çok yorumlandı, korktuğum gibi ötekileştirilmedi, sahiplenildi, sevildi, okundu ve okunmaya devam ediyor. Tirajı bir hayli mutlu ediyor beni. Okurlarımdan gelen yorumlar ise ayrı bir güzellik. Onların yorumları geldikçe ben daha çok keyif alıyor, daha çok yazmak istiyorum. Kitabıma benden daha çok değer verenler var, hepsine sonsuz teşekkürler.

Neler anlattın okurlara bu kitapta?

Seninle yabancı değiliz, birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz. Ben öyle aşk, şu, bu …gibi şeyleri pek yazmayı ve yaşamayı beceren biri değilim. Daha çok toplumun kanayan yanlarıyla ilgilenmek istiyorum. Bu yüzden bu kitapta yine hepimizin çok gördüğü ama asla cesaret edemediği o açık yaralara dokundum.

Peki nasıl çıktı ortaya bu hikaye? Nasıl karar verdin bu kitabı yazmaya?

Bir mekanda bir kadın tek başına oturup koskoca bir yetmişlik deviriyorsa derdi var demektir. İlgimi Beyoğlu’nda bir mekan da arkadaşlarla otururken çekti hikayenin ana karakteri. Karşı masamızda tek başına bizden daha çok içiyordu, elinde telefonla İnstagram da hep aynı fotoğraflara bakıyordu. Önceleri bir aşk acısı sansam da şişenin sonunda bir tane daha isteyince, mekandaki garsonları da tanımanın verdiği rahatlıkla bir çay alıp yanına ben gittim. Çayı masaya bıraktım ama o çay istemediğini söyledi, ısrarla iç dedim ve yanına oturdum. ‘’Benimle yatmak istiyorsan, bu gece çalışmıyorum, yarın gel’’ dedi. Aslında o an onun mesleğini anlamıştım ama beni mesleği ilgilendirmiyordu. Kibarca gülümsedim ve oturdum. Cesaretimi toplayıp, ‘’seninle yatmak değil, konuşmak istiyorum’’ dediğimde ise bana ‘’kaybol’’ dedi. Haklıydı tabi, bir kadının özellikle fahişelik yapan bir kadının başka ne demesini bekleyebilir ki insan? Gerisini anlatmayacağım, kitabı okusunlar...

Kadının Yüzü Yok mu sence ülkemizde?

Maalesef yok. Bizi doğuran bir kadın, eş olarak yaşayan bir kadın, mutluluğumuzu tamamlayan bir kadın, baba olmamızı sağlayan bir kadın ama değersiz kıldığımız yine bir kadın, itip kenara köşeye yok saydığımız yine bir kadın. Anlamıyorum, bir çok şeyi anlamayacağım da…



Şiddet gören, öldürülen kadınlarımız için ne diyorsun?

Ne düşünebilir ki insan, düşünemiyor. Düşünen yerlerimiz olsa, kendinden daha zayıf bir insana (bedenen) zulm ettirir mi insan? Ne yazık ki, cehaletin esiri olmuş ülkemizde, kadının yeri yok, yüzü yok, adı yok, şiddeti var, tecavüzü var, cinayeti var...

Bu kitabı yazma amacın neydi? Amacına ulaştın mı?

Ben her kitabımı önce kendim için yazıyorum, kendimi tatmin etmek için kalemi alıyorum elime, sonra kendime bir bakış açısı kazandırmaya çalışıyorum eğer başarılı olursam bunu insanlarla paylaşıyorum. Herkesin olaya bir de bu açıdan bakmasını sağlamak istiyorum. Amacıma ulaştın mı? Sorunu görmemezlikten geliyorum, basit amaçlarım hiç olmadı benim. Ne zaman ki toplum da cinsiyet farkı kalmadan, sadece ‘’insan’’ olduğumuz için yerimiz olur, işte o zaman ben amacıma ulaşmış olurum… Amaç insanın yaşamının en renkli yanıdır, basit amaçlar edinmeyin!

Okurlarından aldığın yorumlar nasıl?

Çok güzel tepkiler aldım. Kendi hayat hikayesine benzeten, bu güne kadar fahişelere hep kötü gözle bakan bir çok insanın değiştiğini gördüm. Kadınları övdüğüm gibi yerdiğim yerler var, oraların altının çizilip, hiç bu açıdan bakmamıştım diyenleri gördüm…Kitabı okumayın çok kötü olmuş diyeni de gördüm, bu kitabı bir tek ben okumalıydım, bunu ben yazmalıydım, nasıl da böyle düşünememişim, bundan sonra insanlara başka gözle bakacağım, diyeni de gördüm. Çok güzeldi hepsi, çok çok çok güzel…


Bundan sonraki planları projelerin neler? Bizi neler bekliyor?

Aslında çok projem var. Bunları sıralamak ne kadar doğru bilmiyorum ama güzel şeyler var, çok güzel şeyler. Zamanını bekleyelim, merak iyidir )

Bir aşk romanı gelebilir mi?

Aşk, kendinden daha çok düşündüğün biri olursa karşında o zaman ‘’aşk’’ olur. Bir gün öyle bir duygu yaşarsam kesinlikle yazarım ama ben gözlem yaparak ya da empati kurarak aşk kitabı yazmam, yazamam…

Peki sence aşk nedir?

Bir önceki cevabı aynen geçerli kılıyorum aşk tanımında ama ekleme yapayım, aşk insanların birbirlerini bedenen ve ruhen tatmin ettiği bir olaydır. Aşk çıplak ve iki kişi arasında özel yaşanır, insanın özel yaşamı sadece yatak odasıdır. Gerisini istediğiniz gibi yorumlayabilirsiniz…

Eserlerinin hepsi eminim senin için kıymetlidir. Ama hangi kitabın senin için daha özel? Neden?

‘’Kadının Yüzü Yok’’ benim için çok ama çok kıymetli. Çünkü gerçek bir hikayeyi aslında hiç kurgu yapmadan yazdım. Gerçek olan şeylere çok saygım vardır, bu kitabın da böyle büyük bir özelliği var. Diğer kitaplarımı da çok seviyorum ama ‘’Kadının Yüzü Yok’’ başka tabii şimdilik.



Bir yazar olarak nelerden ilham alarak yazıyorsun?

İlham almaktan daha çok etkilenmek diyelim. İlham almak genelde şairlerin işidir, ben bir roman yazarıyım, ben gözlem yaparak, yaşayarak, empati kurarak yazarım. Benim işim duygular değil matematiktir. Şiir de matematik bilgisi gerektirir lakin ilham olmadan yani hissiyat olmadan bir anlam yükleyemezsiniz oysa romanlar öyle değildir. Kurgu matematiksel olsa da anlatım ve gidişat tamamen gözleme ve empatiye dayalıdır.



Genç yazar adaylarına neler önerirsin?

Genç ya da yaşlı diye ayrımım yok yazanlara genel olarak tek önerim lütfen çok okuyun. Çok araştırın, çok insanla sohbet edin, çok yazın, çok silin, yine yazın, yine silin, en son içinize sinince kitap yapmaya karar verin. Sevgiler, selamlar.

Sence en büyük Türk kimdir? Ve son olarak neler söylemek istersin?

Bunu hangi anlamda sorduğunu bilmiyorum ama en büyük Türk tabi ki ATATÜRK. Bunu edebiyat anlamında soruyorsan benim gözümde türk edebiyatının gelmiş geçmiş en iyi yazarı Hakan Günday’dır. Röportaj için teşekkür ederim. Keyifliydi, seninle bu tarz şeyler yapmak, kahve içmek, çay içmek, sohbet etmek, çok çok çok keyifli... Sana ve gazetenize çok teşekkür ediyorum. En kalbi sevgilerimle…
Editör: TE Bilisim