RÖPORTAJ: Murat AVCI

Güzelliği, mütevazi kişiliği, ve muhteşem oyunculuğu ile 90’lı yıllara damgasını vurdu Meral Konrat… Üniversite yıllarında oynadığı reklam filmleriyle isminden söz ettirdi. Sonra ardı ardına sinema filmi teklifi aldı. Öyle ki Tarık Akan ile başrolünü oynadığı ‘3.Göz’isimli ilk sinema filmi ona ‘En iyi Kadın Oyuncu ödülü’nü getirdi. 1993 yılında Azerbaycan’da çekilen ‘Tahmina’isimli filmle Azerbaycanlıların starı haline gelen Meral Konrat,  Oyunculuğun yanı sıra  TV program sunuculuğu, şarkıcılık, senaristlik ile de şöhretine şöhret kattı. 10 parmağında on marifeti olan Konrat, dününü, bugününü anlattı.

BİZE KENDİNİZDEN BİRAZ SÖZ EDER MİSİNİZ?

Ben, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar/ İç Mimarlık mezunuyum. Üniversite ilk yıllarında reklam filmleriyle oyunculuğa başladım. Oynadığım reklam filmleri bana sinema filmi oyunculuğu getirdi. İlk filmim 3. Göz. Tarık Akan’la birlikte rol aldım bu filmde. İlk filmim en iyi kadın oyuncu ödülünü getirdi bana ve bu bende sinema aşkını uyandırdı. İç Mimarlıkla ilgili sadece diploma alıp, duvara astım. (Gülümsüyor) Oyuncu olarak bugüne kadar geldim. Birçok filmde ödüller aldım. Sonrasında da sayısız sinema filmi ve dizilerde başrol oynadım. Barış Manço’nun sahilde şarkısının klipinde yer aldım. TGRT’de 10 yıl boyunca aralıksız ‘Vitrin’ isimli programı yaptım.

‘TAHMİNA’ KARAKTERİYLE AZERBAYCAN’DA TEK TÜRK OYUNCU OLARAK YER ALDIM

AZERBAYCAN’DA SİZİ TANIMAYAN YOK GİBİ BUNUN NEDENİ NE?

Evet Azerbaycan’da 7’den 70’e herkes beni tanır onların starıyım.  Çünkü 1993 yılında onlara bir film yaptım. O dönemler Ermenilerle bir savaş içindeydiler ve Rus sömürgesinden kurtulma çabaları vardı. ‘Tahmina’ filmi çekiliyordu, teklif aldım. Teklifi hiç düşünmeden kabul ettim. Bizim sektördekiler Rus sömürgesi altında ve Ermenistan ile savaş halinde olan Azerbaycan’da ne işin var. Sakın gitme senin için çok sakıncalı olur dediler. Göndermemeye çalıştılar, ancak ben hiç kimseyi dinlemedim. O filmi çekmek için Azerbaycan’a gittim. İyi ki de çekmişim tek Türk oyuncu bendim. Tabi ki çekim zamanında kurşunlara hedef kaldım, otelde baskınlara maruz kaldım, Rus askerlerinin otel baskınlarına… Yani bir sürü olayların içindeydim. Onca zorluklar içinde o filmi çektik. Tabii ölümlerden de döndüm. Onlar beni hep bağırlarına bastı. Bende onları çok seviyorum. Onlar benim  anam, bacım, abim, kardeşim, babam ,atam gibiler.. Onlar benim için çok değer verdiğim insanlardır.

BU FİLMDEN DE ÖDÜL ALDINIZ SANIRIM?

Evet, bu Zaour ile başrolünü paylaştığım bu film bana Moskova ve Azerbaycan’da ödül getirdi.

OYUNCULUK MESLEĞİ ARTIK VERİMLİ BİR HALE DÖNDÜ

YENİ NESİL OYUNCULAR HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

Bence çok başarılılar… Çok iyi oyuncular çıkıyor içlerinden. Pırıl pırıl… Benim zamanımda aileler bu işlere ters bakıyordu; şimdi aileler çocuklarının elinden tutup oyuncu olmaları için uğraşıyorlar. Meslek artık verimli bir hale döndü. O kadar çok oyunculuk akademileri açılıyor ve oyunculuk dersleri veriliyor ki; geçmişte bu durum hiç böyle değildi.

SİZCE YEŞİLÇAM EMEKTARLARI HAK ETTİKLERİ DEĞERİ GÖRÜYORLAR MI?

Maalesef Yeşilçam emektarları hak ettikleri değeri hiçbir zaman görmedi. Ama son dönemde Cüneyt Arkın’a bir değer verildi, o da ‘Kuruluş Osman’da bu da onu çok mutlu etti. Ben de onun adına çok mutlu oldum. Yeşilçam oyuncuları unutulmuş durumda çünkü Yeni kast direktörleri diye bir grup oluştu. Bunlarda tanıdıklarını dizilerde oynatıyorlar. Yapımcı önüne konulan resimlerden seçiyor oyuncuyu aklına şu, ya da bu oyuncu vardı gelmiyor. Keşke Yeşilçam oyuncularına da yer verilse. Onlar için çok daha iyi olur.


BİRÇOK YEŞİLÇAM OYUNCUSU ZOR DURUMDA,BİR ÇOĞU DA İSTANBUL’U TERK ETMEK ZORUNDA KALDI NELER SÖYLEYECEK SİNİZ?

Birçok Yeşilçam oyuncusu gerçekten zor durumda.Çünkü Yeşilçam’da para yoktu. Yeşilçam Türk Sineması’nın bel kemiğidir. Başroller kazanmış, ikinci rol, emektar ve figüranlar  para kazanamışlar. Kazandıkları paralarla sadece evlerini geçindirmişler. Yani ev alamamışlar, yatırım yapamamışlar. Ben Yeşilçam’ın son dönemine denk geldim ve bunlara şahit oldum. Para yoktu… Şimdi ki dizilerde ve filmlerde Yeşilçam oyuncularını düşünmüyorlar. Eğer bunlara rol verilirse hiçbir arkadaşımız zor durumda kalmaz. Yıllarca yaşadığı şehri terk etmek zorunda da kalmazdı.

YEŞİLÇAM’IN EN KÖTÜ DÖNEMİNE DENK GELDİM

ESKİ VE YENİ FİLMLER ARASINDAKİ FARK NE SİZCE?

Eski filmler parasızlık nedeniyle çok zor şartlarda çekiliyordu. Hatta ışık gidecek diye herşey öyle gıdım gıdım çekiliyordu ki. Yani kostümlerimizi kendi aracımızda değişiyorduk. Ben Yeşilçam’ın en kötü döneminde denk geldim. Maalesef parasızlığı, setteki sıkıntıları çektim. Şuanda oyuncular o kadar  rahat bir ortamda çalışıyorlar ki. Kıyafetleri bile sponsorla geliyor. Biz Yeşilçam’ılar hep çektik, hala da çekiyoruz bu zorlukları…