Merhaba Murat Bey, bana biraz yaptığınız işlerden bahseder misiniz?

Uzun zamandır oyunculuk yapıyorum. Aslında ben oyuncuyum diyemiyorsunuz çünkü bunun bir sonu yok. Algılarınızın çok açık olması gerekiyor ve net bir şeyler gördükten sonra oyunculuk yapmaya başlıyorsunuz. Burada gözlem yeteneği devreye giriyor. Metrobüsle giderken bir karakter analiz ediyorum ya da sokakta yürürken bir karakter çıkartıyorum. Aslında sanata gönül vermiş bir adamım. 

Bugüne kadar hangi işlerde bulundunuz?

Kanıt Ateş Üstünde, Çember, Hayat Şarkısı, Cesur Yürek, Vatanım Sensin gibi birçok projeye girdim çıktım. Uluslar arası Platformlarda da İran’da çektiğimiz bir sinema filmi var. İran sahnesinin en büyük rekorunu kıran filmlerden biri oldu. Hala gösterimde… 

Dizi geçmişinize baktığımda aksiyon ve eril gücün yüksek olduğu projelerin içinde yer almışsınız. Bu rollerin üzerinize etiket olarak yapışmasından korkmuyor musunuz?

Aksiyon polisiye ve askeri işler gelmesinin sebebi ateşli silahlar ve savunma tekniği eğitimleri verdiğim ve TSK'da görev yapmış olmamdan kaynaklı olabilir. Asıl önemli konu genler, genlerimde var emniyet mensubu bir ailenin evladı olmaktan o disiplin ve hiyerarşi içinde büyümekten kaynaklı (Rol modelim rahmetli babamdır) üniformayı seçmem ve silah tutkunu olmam bundan. Düşünün bir çocuğu uyutmak için ninni söylersiniz benim ninnim telsiz sesiydi doğal olarak bu yönde başarılı olmamak elde değil malum bilinç altında sağlam yerleşen şeyler hayata geçiyor. Bu rolün üzerime yapışmasından korkmuyorum sebebi severek yaptığınız şeyleri doğru ve usulüne uygun sergilemek bana keyif veriyor. Tabi oyuncu olarak çeşitlilik esası bir gerçek. Komedi de oynarım yatkınlığım da var. Her türlü rolü karakteri oynamak zaten bu işin bir parçası doğru ve başarılı şekilde hayata geçirebildiğiniz taktirde her karakteri her türü oynayabilirsiniz. Neyi güzel başarıyorsanız onu gerçekleştiriyorsunuz. Zaten silahlarla aram çok iyidir. Biraz da aileden gelen genlerden olabilir.

Yakın dövüş ve savunma teknikleri, ileri derece ateşli silah kullanma uzmanlığınız var.  Danışmanlıklar da yapıyorsunuz. Oyunculuk için mi bu eğitimleri aldınız?

Zaten sevdiğim bir meslekti. Ben üniforma aşığı bir adamım. TSK görev Sürecinde . Almış olduğum eğitimlerin  katıkısı çok fazla oldu. Tabi önemli olan konu seyirciye izlenebilir doğru mantık Çerçevesinde izlenebilir gerçekçiliği sunmak adına bunu yapıyorum. Sonuç olarak bilgi paylaşıldıkça değerli oluyor.

Oyunculuk ne zaman hayatınıza dahil oldu?

Her insanın hayatına yön veren hikayeler vardır ve bu hikayelerde yer alan kahramanları. Benim hikayemde olduğu gibi. Oyunculuk hikayem tiyatro sahnesinin o muhteşem perdelerinin arkasında başlayan bir serüven. İçime işleyen o sanat tozu bu günlere gelmemi sağladı.

İlk okul yıllarında o meşhur yıl sonu müsamerelerinden birinde öğretmenimin verdiği bir şiirle başladı herşey. Sınıf içerisinde çok sosyal değildim utangaç sessiz bir çocuk olarak öğretmenimin üzerime yüklediği o büyük yük aslında herşeyin başlangıcı ben o şiiri sahnenin ortasında olduğumu sanarak okuduğumu düşünürken aslında perdenin arkasından okuduğumu farkedince olanlar oldu. (Hayaller ve gerçekler gibi). 

Yolculuğum içimde kalan uhdeyi hayata geçirdim an itibariyle başladı sanırım. 

Bana öyle bir sanat aşkı bulaştı ki bunun için o gün yük olarak gördüğüm şiiri bana veren o güzel yürekli öğretmenim Necdet Neslioğlu'na sonsuz teşekkürleri bir borç bilirim. Özgürce bir şeyler anlatabildiğiniz, tek yer Sanat. 

Tiyatro, dizi, film, festival, belgesel… Oyunculukta birçok skalaya sahip olmuşsunuz. Proje seçerken bunun avantajını görüyor musunuz?

Eskiden görüyordum, ama artık sektörün algısı değişti. Hem yaşınız hem de fiziki özelliklerden dolayı artık size gelecek roller bir yere kadar belli oluyor. Aslında rol istenmez, alınır. Size gelen brifleri doğru şekilde verebiliyorsanız doğru oyuncusunuzdur.

Oyunculuğun sizin için vazgeçilmez yanı ne oldu?

Oyunculuk adına hedeflediğim Nirvanam dediğim bir nokta yok çünkü oyunculuğun sonu, oldum dediğiniz bir skala hedef çizgisi yok. Oyunculuk, başkalarının kişiliğini özümseme ve kendi deneyimlerinden bazılarını ekleme meselesidir. Sürekli olarak kendinizi geliştirmeniz eksik yanlarınızı keşfedip eğitmeli, eğitimini almalısınız. İşte o zaman siz en iyisini en güzelini severek yaparsınız. Nazını, zorluklarını, ceremesini, çilesini, mutluluğunu, huzurunu, övgüsünü yaşarsınız tabi bunun için sağlam bir sanat aşkı gerekiyor (tabi bir tutam da delilik) o varsa bir hedefe ihtiyaç duymuyorsunuz. Yani ayakları yere basmayan bir düşünceyle sabah uyanınca tanınmak meşhur olmak gibi bir hedefim yok öncelikle ben bunu kendim için kendi mutluluğum için yapıyorum bunu yaparken taktir edilmek tabi ki çok güzel bir olay. Siz başarılı olursanız zaten sunduklarını yaşamaya başlıyorsunuz. Hiçbir zaman meşhur olayım, bir sabah kalktığımda bütün Türkiye beni tanısın gibi bir derdim yok. Ben sanat adına bir şeyler yapmak istiyorum. Birileri takdir etsin, onaylasın diye değil, kendimi mutlu edebilecek bir iş yapıyorum. 

7 Kocalı Hürmüz, Sokrates Olmak, Kral Oidipus gibi birçok tiyatronun içinde oynamışsınız. Şuan özel tiyatroların üst üste kapanma haberleri geliyor. Bir tiyatrocu olarak ne hissediyorsunuz?

Çok üzücü bir şey… Özellikle bu topraklarda tiyatronun maneviyatı çok yüksekken neden tiyatrolar kapanıyor? Çok fazla sorgulasak da bir cevabı yok. Sadece bildiğim tek şey, tiyatrosuz bir dünya olamaz. Biz parkta da oynarız, sokakta oynarız, gerekirse ev tiyatrosu kurar evde oynarız.

Virüsten önce tiyatrolara olan ilgi baya artmıştı. Hatta yeni sahneler açılmaya başlanmıştı. Sizce her şey eski düzenine kavuştuğunda tiyatrolar eski yükselişine devam edecek mi?

Eskiden tiyatronun değeri çok fazla bilinmiyordu. Sonradan bir ivme kazandı. Özel tiyatrolardaki oyunlar daha kaliteli ve isimli oyuncular oynadığı için insanlar daha çok tercih etmeye başladı. Yoksa devlet tiyatroları bu açıdan eksilmedi. Dünya düzenine bakarsak sonu belli olmayan bir düzenin içindeyiz. Bundan sonrası için tiyatro ve sanat adına geleceğe baktığımızda neler yaşayacağımızı kestiremiyoruz. 

Mesleğinizle ilgili en büyük hayaliniz nedir?

Aynı heyecanla, aynı enerjiyle bu işi devam ettirmek

Bugüne kadar ki çabalarınıza baktığınızda hak ettiğiniz yer olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Neyi ne kadar iyi yaparsanız kendi yolunuzu kat ediyorsunuz. Gitmek istediğiniz yoldaki hedeflerinizi bilmezseniz kaybolursunuz. Bu işin bir doyum noktası yok, oyunculuk sonsuz bir umman. Sizi alıp götürebildiği kadar götürür. Oyuncu olarak ölmek isterim. 

Bir oyuncu olarak sinemayı mı yoksa tiyatroyu mu daha etkili buluyorsunuz?

Tiyatro ve sinema arasında ki farkı şöyle ifade edersek; oyuncu farkı vardır. Her tiyatro oyuncusu sinemada da rol alabilir, fakat her sinema oyuncusu tiyatroda rol alamaz. İzahı zor farklardan birisi. Tiyatro Mozart gibidir, eğlendirir ama kendi izini taşır toprağının, dilinin, ırkının gibi...

Sinema ise Beethoven gibidir, her şeyin ama her şeyin üstünde, sonsuzluğun ötesindedir.Sinemadaki oyunculuk minimaldir, tiyatrodaki ise olabildigince abartılı ve yüksektir. Çünkü sinemadaki minimal ifadeyi kamera acısıyla bir sekilde izleyiciye verebilirsiniz. 

Tiyatro sahnesin'de salonun en son koltuğunda oturan seyirciye ifadeni gösterebilmek için oyunu büyük ve abartılı oynaman gerekmekte. 

Yani sözün özü tiyatro anlatma sanatı iken sinema gösterme sanatıdır.İkisi de birbirini destekliyor. Tiyatro sahnelerinden beyazperdeye gelen birçok üstadımız var. Aslında biz onların yolunu takip ediyoruz. Tiyatro sizi eğiten bir yer, kamera önü ise çok daha farklı bir yer. 

En çok neredeyken ne yaparken çok mutlusunuzdur?

Sahnedeyken çok mutluyum. Hiç oradan inmek istemiyorum. Güzel bir karakteri oynamak hayatımın her döneminde bana mutluluk verir.

 Ve hayatıma dokunan ve benim için değerli ve özel olan kişilere teşekkür etme zamanı 

Bu yürüdüğüm yolda bana desteğini engin bilgisini eksik etmeden paylaşan. Benim için derin bilgi deryası, ansiklopedi eksiksiz bir kütüphane gibi olan öğreneceğim çok şey olduğunu bildiğim Yönetmen Kudret SABANCI hocama kattığı tüm değerler için sonsuz teşekkürleri bir borç bilirim. 

Ve bir diğer teşekkürüm  kattığı o kadar değer var ki benim hayatımda yeri çok başka bu sektörde saygı duyduğum ve taktir ettiğim başarılı bir kadın. Adı gibi melek yüreği çok güzel bu yolu yürümek isteyen kişilerin hayatına öyle güzel dokunuyor ki bunu çok net hissedip yaşıyorsunuz bu nedenle kendisine teşekkür ediyorum ve iyi ki varsınız iyi ki tanıdım Yönetmenim hocam Melek ÖZTÜRK diyorum. 

Uzun zamandır bu sektörde menajer siz çalışmış  ve sektörün menajer hikayelerini bilgim için uzak duran bir oyuncu olarak bu algımı değiştiren Fuat AKYOL'a şükranlarımı sunuyorum. Çünkü menajerim olarak benim kariyerim için öyle mücadele ediyor ki farkını çok net ortaya koyuyor yolunuzu aydınlatan insanlarla beraber yürümek başarıyı getiriyor. 45'likAkademimenajerlik ailesinin bir ferdi olmak beni mutlu ediyor. Sevgi ve saygılarımı teşekkürlerimi sunuyorum...

Ve hayatımın en önemli kahramanı Annem onun üzerimden eksik etmediği duaları bana olan inancı ve sevgisi benim yeryüzünde yaşadığım cennetim seni çok seviyorum. Bana kattığın herşey için emeklerin için Teşekkürler Annem...

Rol modelim babam hakkın ödenmez bana kattığın kazandırdığın miras bıraktığın bilgi için, açtığın yol için, efendilik için, adalet duygusu için sonsuz teşekkürler huzurla uyu Babam... 

Hayatıma dokunan ve bu yolda emeği geçen herkese sonsuz şükranlarımı sunuyorum... 

Tiyatroyu tüm sanat biçimleri arasında en yücesi olarak kabul ederim çünkü o insanoğlunun neyin insani olduğu duygusunu bir başka kişi ile en dolaysız olarak paylaşabileceği yoldur.

Oscar Wilde