“Gök Gürültülü Sağanak Yaşam” ve “Yelkovan Durağı” adlı kitapların yazarı MUSTAFA TURAY ile bir araya geldik. Kitaplarından, şiirlerinden ve bundan sonraki hayallerinden konuştuk…
Hoş geldiniz, nasılsınız? Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Merhaba, hoş buldum. 1991 yılında Mardin’de doğdum. Pamukkale Üniversitesi Dış Ticaret, Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümlerini okudum. İstanbul Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema bölümünü okumaktayım. 2020 yılında Dorlion yayınevinden Gök Gürültülü Sağanak Yaşam şiir kitabım yayımlandı. 2022 yılında Fihrist Kitaptan Yelkovan Durağı şiir kitabım yayımlandı. Münzevi Dergi, İhtilâl Dergi, Edebiyatist Dergi, Baykuş Dergi, Değişik Çuvaldız Dergi, 46’lık Dergi, Naifçe Dergi, Beşinci Mevsim Dergi, Kapari Dergi ve Mavi Dergisinde şiir, deneme ve sinema yazılarım yayımlandı ve yayımlanmaya devam etmekte. Türkiye Yazarlar Birliği, Diyarbakır Yazarlar ve Şairler Derneği, Kısa Film Yönetmenleri Derneği üyesiyim. Ruhumu yazarak karnımı ise memurluk yaparak doyurmaktayım. Diyarbakır’da yaşamaktayım.
Yelkovan Durağı adlı şiir kitabınız daha çok yeni, tekrar hayırlı olsun. Kaç şiir var kitapta?
Öncellikle teşekkür ederim. Evet, Yelkovan Durağı kitabım kasım ayında çıktı. Henüz çok yeni, büyük bir emek ve gayet göstererek yayınevimle birlikte çok güzel bir şiir kitabı çıkardık. Şiirler olsun, kapak olsun, iç dizaynı olsun gerçekten kaliteli bir iş çıkardığımızı düşünüyorum. Kitapta kalbimin ve ruhumun deminden düşen elli beş şiir bulunmakta.
Yelkovan Durağı’nda “Benim için yeri ayrı” dediğiniz bir şiiriniz var mı? Varsa bizimle dizelerini paylaşabilir misiniz?
Kitaptaki tüm şiirler benim için özel çünkü onlar benim çocuğum gibi lakin yeri çok ayrı olan iki şiir bulunmakta. İlki çok sevdiğim ve bana rehber olan küçük İskender için yazdığım şiir olan Matemli Dans şiiri, ikincisi ise Çelikten Kadın şiiri. Matemli Dans şiirini küçük İskender’in öldüğü gün yazmıştım. Ondan bir dize paylaşmak isterim.
Adı ‘’küçük’’ sözleri ‘’büyük’’ İskender
Küçücük kabrin bir çocuk kalbi gibi haylaz olacak
Küçücük ömrün hep rüzgârgülleri kokacak
Metin ol İskender! En sevdiğin eylemi yapıp
Mezarının başında dans edeceğim
İkincisi Çelikten Kadın dediniz. Ondan da bir dize paylaşır mısınız?
Saçları kızıl ateş bir kadınla seviştim
Yüzünde yama gibi duran gözleriyle çelikten bir kadın
Terk edilmiş diyarlardan gelen bir kadın
Aşkta küstah, avarelikte acımasız
Hayata feleğin sillesini atmış,
geleceği belayla kuşanmış
Elleri bana mermi bir kadın
Adı dilimde pelesenk
Adı göğsümde vahşi bir hayvan
Teninden şerbet akan bir kadın
Kocaman harflerle yazılı yalnızlığımla düşünüyorum
Şimdi ne kadar zerresiyle bağlıdır hayata
ve hangi susturulmuş gezegendedir çelikten gözleriyle
Yelkovan Durağı için okurlarınızdan gelen yorumlar nasıl? Sevdiler mi şiirleri?
Çok şükür ki gelen tüm yorumlar pozitif ve çok iyi, bu tabi ki beni çok mutlu ediyor. Bu eleştiriye kapalı olduğum şeklinde anlaşılmasın, elbette her insana hitap edecek diye bir şey yok çünkü her şairin duygularını anlatma tarzı farklıdır. Yapıcı yöndeki tüm eleştirilere seve seve açığım. Şu ana kadar gelen yorumlar emeklerimin karşılığını almak güzel bir duygu.
“Çelikten Kadın” kime ya da neye yazıldı? Hangi duygularla yazdınız?
Çelikten Kadın şiirinin özel olması şiiri yazdıran duygulardır. Duyguları da bir şair için kadın doğurur. O kadın hem senindir hem ulaşılmazdır, hem yanındadır hem değildir, o sonsuza dek senindir lakin hiçbir zaman senin olmayacaktır. Onunla kimsenin bilemeyeceği bir gizli bağ ile bağlısındır. İşte tüm bunların duyguya dönüşümünün adı Çelikten Kadın’dır.
İlk kitabınız “Gök Gürültülü Sağanak Yaşam” da bir şiir kitabıydı. Üçüncü kitap da şiir kitabı mı olacak? Yoksa okurlarınıza bir sürpriz yapıp roman da yazacak mısınız?
İki kitabım da şiir kitabı. Şiire hep devam edeceğim çünkü şiir benim hayatımın en büyük parçası. Üçüncü kitabı kısmet olursa şiirsel bir deneme kitabı olarak çıkarmak istiyorum. Dergilerde yayımlanan deneme yazılarım var, onlara devam edip daha da çoğaltıp geliştirerek bir deneme kitabı çıkarmak istiyorum. İlerleyen zamanda neler olacağını hep birlikte göreceğiz.
Şiir yazarken ilham aldığınız şeyler nedir?
İlham kaynağım tamamen kendi iç dünyam ve duygusal yoğunluğum. Nedendir bilmem ama gündüzleri hiç yazamam ve iyi güzel aşk cümleleri kuramam galiba bu benim şiir tarzıma ve yapıma göre değil. Yazım tarzımdan ötürü öyle güneşli yahut parıltılı, çiçekli böcekli şiirler yazmadım hiç daha doğrusu yazamıyorum. Benim okura vaat ettiğim duygusal yoğunluğu ağır basan, melankolik, karanlık, iç isyanı anlatan şiirler.
Peki, hangi şairleri örnek alıyorsunuz?
Küçük İskender hayranıyım, onun yeri benim için apayrı. Nazım Hikmet, Orhan Veli, Cahit Sıktı Tarancı, Ahmed Arif’i çok severek okuyorum ve örnek alıyorum ve tabi ki ikinci yenicilerden Cemal Süreya, Edip Cansever, Turgut Uyar var aynı zamanda Özdemir Asaf tarzıma yakın oldukları için sürekli tekrar tekrar okuyorum. Büyük üstatlar benim için her zaman birer yol gösterici ve birer rehber.
Yeni kitap hazırlığı var mı?
İkinci kitabım yeni çıktı, henüz iki ay oldu bunun tadını çıkarmak ve keyfini sürmek istiyorum. Üçüncü kitap için acele etmiyorum, deneme kitabı olmasını istiyorum. Büyük biraz mesai ve zaman ayırmam gerekecek. Çünkü çıkacak her yeni kitap önceki kitaptan daha iyi olması gerektiğini düşünüyorum ve bunun için belli bir yaşanmışlığın geçmesi gerek, çok çalışmak emek vermek gerekiyor. İlerleyen senelerde çıkacağını düşünüyorum.
Bundan sonrası için hayatınızda hayalleriniz ya da planlarınız var mı?
Bundan sonrası için öncellikle kitabımı daha çok okurla buluşturmak istiyorum. Bu yönde çalışmalar yapmayı planlıyorum. İmza günleri yapmak ve fuarlarda yer almak istiyorum elimden geldiğince. Diyarbakır, İstanbul ve Ankara’da imza ve söyleşiler yapmak istiyorum. Tabi başka illerden davet gelirse de seve seve giderim. Onun haricinde bu yaz kısmet olursa bir kısa film projesini hayata geçirmek istiyorum. Umarım o şartlar oluşur. Hayaller hiçbir zaman bitmez, hayaller büyük her zaman peşinden koşmak gerek.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Son olarak gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkür ederim. Beni okuyan değer veren tüm okurlarıma, yol arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Benim tek isteğim bir kişi dahi olsa yazdıklarımın kalbine, ruhuna dokunması benim için yeterli olur, başka da bir beklentim yok zaten. Daha nice güzel şiirlerde, yazılarda görüşmek dileğiyle…