Geçenlerde Anastasiadis bir açıklamasında yine Maraş’ın, Güzelyurt’un Rumlara verileceğini, Kapraz’da ve Koruçam’da kanton bölgeler kurulacağ

Geçenlerde Anastasiadis bir açıklamasında yine Maraş’ın, Güzelyurt’un Rumlara verileceğini, Kapraz’da ve Koruçam’da kanton bölgeler kurulacağını müjdelemiş. Ardından da Güzelyurt’ta Türkler tarafından yeni üniversite açılmasının kabul edilemeyeceğini ve konuyu masaya götüreceğini ifade etmiş.
Konunun masaya gidip gitmediğini henüz bilmiyoruz ama olay sadece bu noktada kalmamış. Takip edenler bilir, Rumlar Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan beri Magusa, Girne ve Güzelyurt için kendi aralarında belediye başkanları seçmekteler. Böyle kendini Güzelyurt Belediye Başkanı sanan zat-ı muhterem de; KKTC’nin Güzelyurt’ta gerçekleştirdiği alt yapı çalışmalarına onay vermediğini ve bu faaliyetleri durdurmak için harekete geçeceğini açıklamış.
Şu olanlara bakın, sanki bir komedi sahneleniyor gibi. 42 yıldır Rum tarafının, böyle belediyesi olmayan belediye başkanları da kendilerine verilen rolleri komik de olsa, garip de olsa sık sık sergilemekteler.
Bu komediyi bir tarafa bırakalım. Malumları Kıbrıs Türkiye’nin son derece önemli, hayati bir meselesi olduğundan İkinci Dünya Harbi’nden beri gelmiş geçmiş bütün Cumhuriyet Hükümetlerinin üstün çabaları ile KKTC hayata geçirebilmiştir. Ve 1974’ten bu yana da çok şükür, kontaktörün de yardımı ile KKTC Rum istilasına uğratılmamıştır.
Annan Planı’nı Rumlar kabul etmiş olsa idi acaba Kıbrıs’ın hali nice olurdu?
Kıbrıs’ın kuzeyini akın akın dolduracak Rumların ilk hedeflerinin Türkiye’nin koparabildiği hakları AB düzeni içinde işlemez hale getirmek ve Kıbrıs Türk’lerini yok etmek için yeni cinayet şebekeleri oluşturmak olduğundan kimsenin şüphesi olmamalıdır.
Tabii ardından da anarşi ve terör güzelim Ada’yı yine kana bulayacak yeniden 1950’lere dönülmüş olacak.
Unutulmamalı ki Türkiye’nin güneyde yuşumak karnı Akdeniz’e karşı Kıbrıs, hiç bir nedenle hiç bir devlet veya kuruluşa bırakılmayacak kadar yüksek değer ifade etmektedir ve ayrıca Kıbrıs Türk halkının kendi vatanında özgür, egemen ve bağımsız yaşam hakkının simgesi KKTC için, TC’nin etkin ve fiili garantisi de asla vazgeçilmez bir ön şart niteliğindedir.
Bu hafta sonu KKTC’de TMT’nin kurucusu merhum Tümg. Daniş Karabelen’i anma töreni için Kıbrıs’ta olacağım.
Mayıs’ın son haftasında Kıbrıs anılarımı ve son gelişmeleri sizlerle paylaşacağım.
Not: 2 Mayıs Günü yayınlanan ÇANAKKALE SAVAŞLARI’NIN 101’NCİ YILI (1) başlıklı makalenin 4ncü paragrafının “18 Mart’tan 98 gün sonra....” diye başlayan ikinci cümlesindeki 98 rakamını 38 olarak düzeltir, okurlarımdan özür dilerim.