ÇOCUĞUNUZ SÖZÜNÜZÜ DİNLEMİYOR MU? Çocuğuma söz geçiremi

ÇOCUĞUNUZ SÖZÜNÜZÜ DİNLEMİYOR MU?



Çocuğuma söz geçiremiyorum ne yapmam lazım diyen ebeveynler buraya! Çocuğunuzun yanlış davranışlarını düzeltmek için sürekli onu uyarıyorsunuz ama her defasında yine aynı şeyleri yapıyorsa sakin olun çünkü bunun çok mantıklı bir nedeni ve çok basit bir çözüm yolu var. Sosyal medyada obenimannem adıyla tanınan Çocuk Gelişimcisi Deniz Temur,  ailelerin öncelikle çocukların 'sabit' bir zihniyete sahip olduklarını kabul ederek işe başmaları gerektiği uyarısında bulundu.



Peki sabit zihniyet ne demek? Deniz Temur şöyle anlattı:

"Çocuklar özellikle de küçük yaş grubundaki çocuklar zamansal olarak şuanda yaşarlar. Deneyimlerinin geçmişle yada gelecekle bağlantılı olabileceği çıkarsamasını bilişsel olarak gerçekleştiremezler.  Yani 'annem beni 3 gün önce uyarmıştı ben aynı şeyi şimdi yapmamalıyım' diye düşünebilmeleri zaman alır. Bu nedenle çocuklara zaman tanımalı ve sabırlı olunmalı."

Eğer çocuklarının küçük yaşına karşın yine de uyarılarını dikkate almasını istiyorsanız da Deniz Temur'un hatırlamayı güçlendirici bir önerisi var:

"Mesela; çocuğunuz bir başka çocuğun oyuncağını ele geçirdi ve ortalık karıştı. Bugüne kadar yaptığınız hiç bir uyarı bir sonraki sefer çocuğunuzu engelleyemedi. O zaman disiplin stratejisi uygulayın ve o anları çocuğunuz için daha kalıcı hale getirin. Sihirli cümle 'Bir sonraki sefere bunu hatırlamalısın/ hatırlayacaksın' olabilir. Veya 'bir sonraki sefer sıranı beklemeyi hatırlayacaksın' diyebilirsiniz. Farklı durumlar için bu tip cümlelerin sayısını arttırabilirsiniz.Burada önemli olan çocuğun o an ile gelecekte başka bir an arasında bilişsel bir bağlantı kurmasına yardımcı olmak ve o anı zihninde güçlendirmek. "

ÇOCUĞUNUZUN BAŞARISIZ OLDUĞU ANLARDA DA KULLANABİLİRSİNİZ



"Çocukların denemeye devam etmeleri için başarısız oldukları anda olumlu ve doğru desteğe ihtiyaçları vardır" diyen Deniz Temur, bu tip önermeleri bu anlarda da anne babalar kullanabilir dedi.



Temur, "Yapmayı isteyip de başaramadığı bir oyun anında mesela. Onlara sadece şuan yapamadıklarını bunun kalıcı bir başarısızlık olmadığını ileride bir zaman bunu başaracağını söyleyip ilerlemesine yardımcı olun. Kötü hissettiği anlarda da aynı stratejiyi uygulamak mümkün. 'Şimdi kötü hissediyorsun ama bir dahaki sefere denemek için daha iyi hissedeceksin' gibi. Özellikle 2 ila 4 yaş arası çocuklarda bu tip iletişim yolları sorunların aşılmasında etkili ve basit yöntemlerdir.  Sadece onların hatırlamasına yardımcı olun yeter!" önerisinde bulundu.

 

Yaşlanmaya çiğdem çiçeğinin gücüyle dur deyin



Yerli dermokozmetik markası COSMED’in yeni ürünü yoğun yaşlanma karşıtı serum BTX Revolution, cildi nemlendiriyor ve yaşlanma sürecinin etkilerinden koruyor. İçeriğinde bulunan çiğdem çiçeği sayesinde cildin kök hücreleri korunuyor ve sağlıklı bir şekilde yenilenmesine yardımcı oluyor.

Sağlıklı bakım herkesin hakkı” mottosuyla yola çıkan COSMED, her yaşa ve her cilt tipine uygun ürünleriyle farklı ihtiyaçlara yanıt vererek cilt sorunlarının üstesinden gelinmesine yardımcı oluyor. Birçok kadının korkusu olan yaşlanma için de bir ürünü olan COSMED, yoğun yaşlanma karşıtı bakım yapan serumu BTX Revolution ile cildi nemlendiriyor ve yaşlanma sürecinin etkilerinden koruyor. Cilde dana nemli ve ışıltılı bir görünüm de kazandıran serum, 25’li yaşlardan sonra yaşlanma karşıtı bakıma ihtiyaç duyan tüm ciltlerin kullanımına uygun.

 

Meme protezleri kanser yapar mı?



Son yıllarda kadınların sıklıkla başvurduğu göğüs büyütme operasyonlarında akıllara takılan en önemli soru bu.. Meme protezleri kanser yapar mı?

Kadınlar için bir yanda meme kanseri riski, diğer yanda operasyon sonrası ortaya çıkabilecek riskler korkutucu gelebilir. Ancak Estetik Cerrahı  Uzmanı  Doç. Dr. Nedim Sarıfakıoğlu göğüs büyütmek isteyen kadınlara korkularının yersiz olduğunu söylüyor. Silikon protezlerin meme kanserine neden olduğu iddialarına açıklık getiren Doç. Dr. Nedim Sarıfakıoğlu şu bilgileri verdi:



"Meme büyütme, şekillendirme amacıyla kullanılan silikon protezlerin meme kanserine neden olduğu iddiaları ispatlanmamıştır ve doğru değildir. Haberlerde geçen ve dijital yayın organlarında kullanılan haberin aslı, hastalarda gözlenen, yerleştirilmiş protezlere karşı kronik aşırı reaksiyon cevabının bir kanser türü olan lenfoma ile olan (ALCL) isim benzerliğidir.

ALCL bir kanser midir?

ALCL, Anaplastik büyük hücreli lenfoma, deri ve tüm vücutta gözlenenebilen yavaş seyirli bir lenfoma türü. Meme büyütme operasyonu geçiren kişilerde adı geçen ALCL ise, FDA (Amerikan İlaç Gıda ve Kozmetik Dairesi) verilerine göre lenfomadan düşük yoğunlukta olması ve ortaya çıkış şekliyle ayrışan başka bir klinik antite. Bu özellikleriyle de tüm vücutta gözlenebilen tehlikeli bir kanser türü olan lenfomadan kesinlikle ayrı tutulmakta.

ALCL nasıl fark edilir?

Meme implantı yerleştirildikten sonraki geç dönemde, memelerde şişme, ağrı, ele gelen sertlik ve şekil bozukluğu ile fark edilebilen ALCL sadece, protez etrafında kronik reaksiyonun oluşturduğu sıvı (seroma) içinde ve protez etrafında oluşan kılıfta gelişiyor.

 

ALCL sadece pürtüklü yüzeye sahip implantlarda mı görülür?

FDA çıkışlı çok merkezli ve geniş olgu verilerine göre, ALCL’nin tipik olarak pürtüklü yüzeyli protezlerin etrafında geliştiğini iddia etmek yanlış olur. Kullanılan protezlerin yüzey özellikleri kadar protez içeriğinin silikon veya serum olup olmaması, protezin boyutu, ne kadar süre önce yerleştirilmiş olduğu, hangi amaçla konduğu gibi değişkenler göz önüne alındığında sadece pürtüklü (textured) silikon protezlerle ALCL gelişimi arasında kesin bir ilgi olduğu ispatlanmamıştır.



ALCL nasıl tedavi edilir?

Silikon protez ile beraber protezin etrafını kuşatan ve bir koza gibi saran nedbe dokusu kılıfının (kapsül) çıkarılması tedavi için yeterli görülmekte. İhmal edilerek geç kalınan ve kapsülü çıkarılmayan hastalarda ALCL yayılabilir. Bu durumlarda radyo/kemoterapi uygulanması gerekir.

Fark edildiğinde ne yapılmalı?

Geç dönemde memelerde ele gelen büzüşme, şişlik ve şekil bozukluğuna neden olabilecek bir şüphe karşısında ilk olarak “MR inceleme” önerilmekte. Tedavide protez ve kılıfının çıkarılması, alınan örneklerin patolojik incelemeye tabi tutularak bazı immünhistokimyasal testler ile Anaplastik Lenfoma Kinaz (ALK) imleyicilerinin (marker) bakılması yapılması gereken diğer işlemler.

Meme implantı olan kişiler kendilerini nasıl kontrol etmelidir?

Öncelikle ameliyatlarını yaptırdıkları plastik cerrahları ile yakın iletişimde olmalı, kendilerine hangi içerik, büyüklük ve yüzey özelliklerine sahip implant yerleştirildiğini gösteren güvenlik etiketleri kaybetmemeleri, el muayenesinde veya görünümde dikkat çeken asimetri veya şekil bozuklukları durumunda hekimlerine başvurarak MR çektirmeleri yeterlidir.

İmplantı ile sorun yaşamayan kişiler protezlerini çıkartmalı mıdır?

ALCL, çok nadir görülen ve tedavisi sadece protez ve etrafındaki kapsülün çıkarılması ile tamamlanabilen, oluşmadığında koruma amaçlı protezin çıkarılmasına gerek olmayan, sorunsuz hastalarda takibi 3 yılda bir MR ile yapılabilecek olan klinik bir antitedir. Kesinlikle bir kanser türü kabul edilmemektedir.

 

 

NABIZ SAYINIZ HASTALIK HABERCİSİ OLABİLİR



 

İnsan vücudu bazı rakamlarla bile sağlık hakkında bilgi verebiliyor. Bu rakamlardan biri de kalp atış hızıyla ilgili. Ortalama 60-100 arası olması gereken kalp atış hızı yani nabız sayısının normalden yüksek olması birtakım kalp, akciğer ve kansızlık sorunlarına işaret edebiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Deniz Şener, kalp atış hızı konusunda bilmeniz gerekenleri anlattı.



Tansiyon gibi düzenli olarak nabzınızı da ölçün

Normalde kalp atış hızı 60 ile 100 arasındadır. Düzenli spor ya da sürekli egzersiz yapanlarda kalp atış hızı bir dakikada 60’ın altında olabilir. Ancak 50’nin altı kabul edilemez bir durumdur. Ayrıca 100’ün üzerindeki değer normal dışıdır. Bazen yapısal özellikten dolayı hiçbir hastalık olmasa bile bazı kişilerin nabız sayısı 80 ya da 80’nin üzerinde olabilir. Bazılarının da nabız sayısı dinlenme sırasında 60 ve 60’ın altında seyredebilir. Bu nedenle kişilerin kendisi hakkında karar vermesi doğru olmaz. Kalp atış hızının yüksek olması bazı hastalıklara işaret edebilir. Kalp atış hızının yüksek olmasıyla belirti bulan hastalıklar şöyle sıralanabilir:


  • Kalp kapak bozuklukları

  • Kalp adalesine ilişkin sorunlar

  • Kalp damarlarında tıkanma ya da daralma

  • Nadiren kalbin elektrik devresinde yaşanan blok bozukluklar

  • Kansızlık

  • Akciğer sorunları

  • Hipertiroit

  • Yüksek ateş

  • Bazı enfeksiyonlar



 



Sosyal medya a-sosyal yapıyor 



“Sosyal medya, yerinde ve ölçüsünde kullanıldığında yaşamımız için faydalı. Ancak, ölçüsünü kaçırınca kişiyi yalnızlaştırıyor. Hatta a-sosyal bile yapıyor. Kendini bilmeyenler için bir tür duygusal uyuşturucu. Yanlış kullanılırsa evlilikleri, ilişkileri de bitiriyor. En çok gençler arasında tercih edildiği düşünüldüğünde, ciddi bir sosyal tehlikeyle karşı karşıya olduğumuz açıkça ortada. Özellikle hırsızlık, dolandırıcılık, gasp, şantaj ve fuhuş gibi alanlarda artışa neden olması kuvvetle muhtemeldir.” Bu sözler, Londra’da, BBNLP (British Board Of NLP) ve GOE (The Guild Of Energists) adlı kurumlardan “Yaşam Koçluğu, NLP ve EFT eğitimleri alan Sevil Tunç’un sosyal medya üzerine yaptığı analizlerin özeti. Tunç bunları şöyle anlatıyor;



En çok tercih edilen içerikler

Sosyal medyada en fazla tercih edilen içerikler. ‘Kişisel yayın, cinsellik, arkadaş bulma, eğlence, haber ve kişisel gelişim‘ konuları. Normalde insanlar beğenilen, sevilen, takdir edilen, hayran kalınan, aşık olunan, ilgi duyulan olmak ister. Gerçek hayatta bu duygularını tatmin edilemiyorsa, bu duyguların açlığını gidermek için yeni mecralar arar. Bu mecraların en kolay erişileni de sosyal medyadır.

Sosyal medya duygusal uyuşturucu

Kişi hangi duyguya aç ise o duyguyu doyurmaya yöneliyor. Ailesini, statüsünü ve sosyal ortamını beğenmeyen bir kadın, sosyal medyada elinde markalı poşetlerle alışveriş yaparken pozlar veriyor. Böylece çevresine ‘Ben daha yukarı bir tabakadanım mesajını vermek istiyor. Aynı duygulardaki bir erkek de lüks arabalarda veya restoranlarda çekilmiş fotoğrafların paylaşıyor. Sevgilisi tarafından terk edilmişler sanal dünyada ön plana çıkararak beğenilmeyi ve istenmeyi arzuluyor. Bunlar bir süre sonra bu yeterli olmuyor. Daha fazla beğenilmek için çıplaklık içerikli fotoğraflarını bile takipçilerine sunanlar oluyor. Genellikle de eğlence ve lüks yaşam fotoğrafları paylaşılıyor. Bu kişiler sanal ilgiyi, gerçek hayatta bulamadıkları zaman ruhsal çöküntüye giriyor. Kendini bilmeyenler için bu bir tür duygusal uyuşturucu oluyor. .

Sosyal medya evlilikleri bitirir mi?

Evli bir erkeğin veya kadının sosyal medya kullanımının olağanın üzerine çıkması, evliliğinde veya yaşamındaki eksikliğin sinyalini veriyor. Paylaştığı içerikler yakalamak istediği duyguyu gösteriyor. Takip ettiği içerikler çözüm olarak seçimlerini işaret ediyor. Kısacası sosyal medya kullanımı bir sonuçtur. Ancak kullanımın ihtiyaç reçetesi diğer eş tarafından iyi algılanamazsa ve önlem alınmazsa evliliğin çöküşü çok hızlanır. Bununla birlikte diğer açıdan bakacak olursak sosyal medya, ilişkilerdeki eksikliğin tespitinde eşlere güzel tüyoları veren bir mecradır.

Gerçek varken, sanal tercih ediliyor

“Kişilerin sosyal medya kullanımı bir sorun değildir. Çünkü sosyal olma ihtiyacı çok önemlidir. Duygusal bir ihtiyaçtır. Bir kişi sorunlarının çözümü için sosyal medyaya yöneliyorsa bu da onu gerçek hayattan koparmaya başlıyorsa, o zaman bir sorun vardır. Sosyal medya insanın sosyal olma ihtiyacını, tatmin olamamış duygularını, ihtiyaçlarını ve çok daha fazlasını sağlayan bir sanal yaşam alanı açıyor. Günümüz insanı çok yalnız. Zamanla da bu yalnızlık artıyor. Özellikle şehirlerde, kişiler neredeyse hiç bir şeye vakit bulamıyor. İşte bu yüzden bu mecrayı sosyal olabilme, sesini duyurabilme, kendini ifade edebilme ve duygusal tatmin eksiklerini tamamlama alanı olarak görüyor. Kaynağı veya doğruluğu belli olmayan yoğun bir bilgi kirliliği içinde insanlar birbirleriyle etkileşim içinde. Buradaki insanlar, normal hayattakinden farklı olarak size ve başka insanlara bir vitrinde hayatlarından kesitler sunuyor. Siz de o kişiyi hayatınıza dâhil ediyorsunuz.

 



2019’un rengi “Canlı Mercan” Avon’da Hayat Buluyor



Her yıl geleneksel olarak yılın rengini seçen, dünya çapındaki renk otoritesi Pantone, 2019’un rengini “Canlı Mercan” olarak belirledi. Sualtının en güzel renklerinden biri olan ve etrafa enerji saçan “Canlı Mercan”, makyajın da vazgeçilmez rengi olarak 2019’da Avon’la her zaman en yakınınızda olacak.

Yılın rengi, Avon’un farklı rujlarıyla dudaklarınızı bu sene daha da çarpıcı gösterecek. Avon’un efsanevi mat ruju tam kapatıcılık özelliği ve dudakları kurutmayan özel formülü sayesinde, uzun süreli kadifemsi ve pürüzsüz bir etki yaratıyor.